Hazırlayan: Serkan Ocak / Fotoğraf: Turgut Tarhan (Çayırhan Termik Santrali, Ankara)
İklim değişikliği ile ilgili Paris’te 30 Kasım-12 Aralık tarihleri arasında çok önemli bir zirve yapılıyor: COP21. Onlarca ülkenin lideri bir araya gelerek dünyanın geleceği hakkında karar alacak. Tam adı “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı” olan zirve kapsamında ülkeler iklimle mücadele konusunda neler yapacaklarını açıklayacaklar. Türkiye de niyetiyle ilgili beş sayfalık bir raporu Birleşmiş Milletler’e (BM) gönderdi.
Amaç belli: Sıcaklık artışını iki derecenin altında tutmak. Ancak Türkiye’nin planında rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir enerji yerine daha fazla fosil yakıt var!
350 Ankara’dan Önder Algedik durumu şu sözlerle değerlendiriyor: “Türkiye aslında 2030’a kadar daha hızlı bir sera gazı salımı öngörüyor. Halbuki daha önceki belgelerinde 2023’e kadar 20 bin megavat rüzgâr enerjisi hedefi koymuştu. Şu anda sunduğu beyanda bunu 16 bin megavata düşürdüğünü görüyoruz. Ayrıca 2023 yılını da 2030’a uzattı. Güneş enerjisi için bekleyen projelerin toplamı şu anda bile 15 bin megavat. Ancak plana bakıldığında 10 bin megavat ve 2030 hedefi konmuş.”
Aslında tutulacak yol belli: 2050’ye kadar düşük karbon ekonomisine geçerek sera gazlarını azaltmak. 2070’lere gelindiğindeyse fosil yakıt kullanmayan bir dünya yaratmak. Fakat dünya ülkelerinin bu konuda planları yetersiz. Türkiye’deyse bir plandan söz etmek dahi zor. Niyet bu oldukça dünyanın kurtuluşu da zor görünüyor.
