Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uzayıp giden kayıp eserler listesi, üstüne gelen Sayıştay raporları bize binlerce eserimizin kayıp olduğu gerçeğini söylüyor. Peki, durum ne kadar vahim? Bakanlığa, eski ve yeni müzecilere, uzmanlara sorduk. Cevapları şaşırtıcı bilgiler içeriyor.
YAZI: TEVFİK TAŞ
ORADA NELER OLUYOR?
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasayla güvence altına aldığı ve üst düzey denetim yetkisi verdiği Sayıştay’ın 2019 raporunu açıkladığı 2020 sonbaharından başlayarak müzeler yeniden gündeme geldi. Bu kez de bazı başka zamanlarda olduğu gibi haberler kötüydü.
Söz konusu Sayıştay raporları, ülkenin iki büyük kentinin sanat, dil, tarih gibi temel alanlarda öne çıkan iki üniversitesinin ismini anıyor. İstanbul’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi’nde tarihi değeri olan 404 eserin kayıp, 42 eserin ise çalıntı veya sahte olduğunu saptayan Sayıştay müfettişleri, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yazma Eserler Kütüphanesi’nde de 440 eserin kayıp olduğunu kayıtlarına geçti.
Raporların yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan ve neredeyse bütün ülkenin bir kayıp eserler haritasına dönüştüğünü gösteren “Bakanlığımıza Bağlı Müzeler/ Birimlerden Çalınan/Kaybolan Kültür Varlıkları” başlıklı bir de liste bulunuyor. İstanbul’dan Van’a, Mardin’den Amasya’ya Isparta’dan Kocaeli’ne uzanan korkutucu bir kayıplar haritası… Bu haber, belge ve bilgiler üst üste konulduğunda “Türkiye tarihi eser kaçakçılığı bakımından bir kevgirdir” diyenlerin haklı olduklarını düşünmek işten değil.
Sayıştay raporları, bankacılıktaki usulsüzlüklerden belediyelerdeki rüşvet ağlarına, eğitim kurumlarında sahtecilikten tarihi eserlerin kaçak pazarlara sürülmesine kadar -halk nezdinde de hoş karşılanmayacak- birçok alanda olup bitenleri görebilmemiz için, ülkede bağımsız ve özerk kurumlara ne denli ihtiyacımız olduğunu göstermesi bakımından önemli. Ne var ki söz konusu olan müzeler, arkeolojik ve tarihi eserler olunca, bu raporların da ötesine bakmak kaçınılmaz.
ORGANİZE BİR SUÇ: KÜLTÜR VARLIĞI KAÇAKÇILIĞI
Türkiye, kültür varlığı kaçakçılığını yurtiçi ve yurtdışı dosyalar olarak ele alıyor. Yurtiçi ayağı nispeten İçişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sınırlı. Kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadelenin en zor kısmı bu. Güvenlik önlemlerini de içeren önleyici tedbirler, ihbarların değerlendirilmesi, suçun tespiti, operasyonların gerçekleştirilmesi, kaçak kazı alanlarının kapatılması, kurtarma kazıları yapılması, ele geçirilen eserlerin tasnifi ve değerlendirilmesi, adli süreçlerin takibi bu sürecin öne çıkanları. Kültür varlığı kaçakçılığı, doğası gereği organize bir iş. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı, bu organize suçun işleyişini üç sacayağına oturtuyor:
1. Kaynak kişi ve/ veya kurumlar: Eserler büyük ölçüde kaçak kazılar, ya da müze soygunlarıyla elde ediyor. Birçok durumda, bu işe meraklı insanlara metal detektörler dağıtılarak, uyduruk veya bilimsel krokiler verilerek arama yapmaya teşvik edildiği de biliniyor.
2. Aracılar (yerel/bölgesel, ulusal/ uluslararası): Elde edilen eserler, çoğu zaman bilinçli olarak aranıyor ve bulunduklarında aracıya gidiliyor. Aracı, ikna olduğu kültür varlıklarını satın alıyor ve çoğu zaman organizasyonda kendinden daha kıdemli ikinci bir aracıya eseri ulaştırıyor.
3. Asıl satıcılar: Bu kişilerin büyük kısmı, yurtiçinde ve yurtdışında bu alanı yatırım ve pazar olarak gören kişi ve kurumlarla doğrudan bağlantılı. Taşıma işini bizzat yapıyor, ya da yaptırıyor. Bu, organizasyonda oynadığı rolün büyüklüğü ve bu suç alanındaki tecrübesine göre değişiyor. Alıcılara ister koleksiyoncu, ister kulağa hoş gelen başka adlar verilsin; bunların çoğu bu pazarda dönen büyük paralarla ilişkili. Dünyanın büyük müzelerini gezenlerin bugün gördükleri pek çok eser, bu pazar ağlarından süzülerek oraya varmıştır.
SORU CEVAP: BİR ESERİN YOLCULUĞU
Bir müzeciye, bir eser müzeye geldiği andan itibaren nasıl bir yöntem izlendiğini sorduk. Adım adım anlattı ve “hiçbir görevli kafasına göre depo veya teşhiri açamaz” diye not etti.
1. BİR KÜLTÜR VARLIĞI MÜZEYE NASIL GELİR?
Müzelere pek çok yoldan kültür varlığı gelir. Örneğin satın alma, bağış, yüzey araştırması, kazı ve sondajlarda bulunarak gelenler, “zor alım yolu”yla, yani emniyet birimlerince yakalanıp getirilenler, müzeler arası devir gibi yollarla gelenler gibi…
2. ESER NASIL KAYDA GEÇİRİLİR?
Müzeye gelen her bir eser için müze uzmanlarınca kurulan komisyon, envanterlik olarak değerlendirilen eserleri envanter defterine kaydeder. Müzelik değerde olmadığından “etütlük” korumaya alınanlar ise müzeye geliş şekli, yeri ve zamanını gösteren etiketleriyle tasnif edilmiş olarak depolanır.
3. ENVANTERE GEÇEN ESERE NE OLUR?
Envanter numarası alan eserler durumuna göre depo ya da teşhire yerleştirilir. Eserlerin konulduğu dolaplar, vitrinler ve raflar belirlenir. Depo tanzim listeleri hazırlanır. Envanter defterlerinde yer alan eserin “müzedeki yeri” bölümüne depo adı, raf ve sıra numarası işlenir. Aynı işlem teşhirdeki eserler için de yapılır.
4. ESERLER NASIL SAYILIR?
Müzenin açık-kapalı teşhir ve depolarında yer alan eserler yılda en az bir kez sayımları yapılarak kontrol edilir. Envanter kayıtlarının ve listelerin sağlıklı tutulması sayımı kolaylaştırır. Sayım sonunda kaybolduğu fark edilen eserler için, önce müze idaresince oluşturulan bir komisyonca gerekli inceleme yaptırılır. Kesin olarak kaybolduğu anlaşıldığı takdirde, komisyon raporu, kayıp eser(lerin) listesi, fotoğraflı envanter fişleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bildirilir.
5. DEPOYA HERKES GİREBİLİR Mİ?
Teşhir salonları, depo ve vitrinler bir komisyon marifetiyle açılır ve kapatılır. Yani hiçbir görevli kafasına göre depo veya teşhiri açamaz. Bu alanların anahtarları mühürlü bir dolapta, ya da bir kasada durur. Bu alanları açmak üzere anahtar alımı anahtar teslim defterine işlenir. Buralar açıldığında da depo ve teşhir açma defterlerine işlenir. İlgili çalışmalar bittikten sonra, teşhir vitrinleri ve depolar müze mührü ile mühürlenir. Mesai saatinin bitiminde de teşhir salonlarının kapıları kilitlenerek mühürlenir.
6. GÜVENLİK NASIL SAĞLANIR?
Her müze 24 saat güvenlik kameralarıyla kontrol edilir ve güvenlik görevlileri ya da bekçiler tarafından güvenliği sağlanır. Bakanlığın izni olmadan eser, valiliğin izni olmadan herhangi bir ayniyat müzeden dışarı çıkarılamaz.
ATLAS · ŞUBAT 2021
KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN ŞUBAT 2021 SAYISINDA. SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ