Anasayfa KeşfetBilim Karınca Salı

Karınca Salı

Ayşegül Parlayan Özalp

Bilim insanları karıncaların kendi bedenleriyle yaptıkları sallarının neden batmadığını, köprülerinin nasıl bu kadar dayanıklı olduğunu araştırıyor. Bir lider ya da merkezi kontrol olmadan örgütlenen bu hayvanlar insanların aksine “trafik sıkışıklığı” da yaşamıyor.

Haber: Selcen Pirge
ATLAS Şubat 2014/SAYI:251

Karıncaların muhteşem işbirliğinin en çarpıcı örneklerinden biri, Brezilya’nın yağmur ormanlarında yaşayan kırmızı ateş karıncalarının (Solenopsis invicta) yaptığı sallar. Ateş karıncaları sel suları yükselmeye başladığında larvaları topluyor, toprağın üstüne çıkıyor, çeneleri ve bacaklarıyla birbirlerine tutunup yuvarlak bir sal oluşturuyor. Üstelik tüm bunları yaklaşık 100 saniyede yapabiliyorlar. Binlerce ya da milyonlarca karıncadan meydana gelebilen bu sallar güçlü bir şekilde suya bastırıldığında bile batmıyor, elastik bir malzeme gibi esniyor, haftalarca su üstünde kalabiliyor.

Amerika’nın Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Dr. David Hu ve meslektaşları, mikro ölçekli bilgisayar tomografisi ve yüksek hızlı videolarla karınca sallarını yakından inceledi. Kasım ayının sonunda açıklanan araştırma sonuçları, karıncaların bacaklarını uzatıp bükerek küçük yaylar gibi hareket ettiklerini, dalga gibi dış güçlere karşı sürekli salın yapısını yeniden organize ettiklerini gösterdi. Hu ve ekibi daha önceki deneyleri sırasında salın üstünde serbestçe dolaşan karıncaları teker teker almıştı. Bunun üzerine, alttaki karıncalar (PNAS’ta yayımlanan makalelerine göre), ortalama sal kalınlığını korumak için üste çıkmaya başladı. “Tahminlerimize göre, karıncalar üstlerinde kaç koloni üyesinin dolaştığını hissedebiliyor” diyor bilim insanları.

David Hu ve meslektaşları, ateş karıncalarının birbirlerine tutunarak oluşturdukları köprüleri de inceledi. Sonuçlar, 7 Ocak 2014’te Bütünleyici ve Kıyaslamalı Biyoloji Derneği’nin (Society for Integrative and Comparative Biology) yıllık toplantısında sunuldu. Karınca köprülerinin dayanak yerlerinin genelde sağlam olmadığı, mesela yapraklar arasına kurulabildikleri belirtiliyor. Peki ama rüzgârla kolayca savrulabilecek bu köprülerin dayanıklılığı nasıl sağlanıyor? Araştırma ekibinin deneylerinde karıncaların her sarsıntıda birbirlerine daha çok yaklaşıp köprüyü kısalttıkları görüldü. Köprünün üstünden geçen karıncaların, köprünün başında ve sonunda toplanarak yapıya destek verdikleri de tespit edildi.

A: Küçük bir salın altında kısmen ıslanmış, üstünde kuru karıncalar bulunuyor. B ve C: Taramalı elektron mikroskopu, karıncaların birbirlerine çeneleri ve bacaklarıyla nasıl tutunduğunu gösteriyor. Fotoğraf: Nathan Mlota Craig Toveyb, David Hu-Pnas

A: Küçük bir salın altında kısmen ıslanmış, üstünde kuru karıncalar bulunuyor. B ve C: Taramalı elektron mikroskopu, karıncaların birbirlerine çeneleri ve bacaklarıyla nasıl tutunduğunu gösteriyor.Fotoğraf: Nathan Mlota Craig Toveyb, David Hu-Pnas

Karıncalar bir lider ya da merkezi kontrol olmadan örgütleniyor. Ordu karıncalarını (Eciton burchelli) ele alalım. Bu karıncalar yağmur ormanlarının tabanında koordineli akınlar yapıyor. On binlercesi kimyasal izler bırakarak gündoğumundan günbatımına kadar enleri 20 metreye, boyları da 100 metreye varabilen çok sayıda yol oluşturuyor. Bazen bir günde 1500 metrekareden fazla alanı tarayarak avlanıyorlar. Neredeyse tamamen kör oldukları halde, en ufak bir “trafik sıkışıklığı” yaşamadan büyük miktarda avı yuvalarına naklediyorlar!

Karşı yönlerden gelen iki karınca yolda karşılaşırsa yuvaya doğru ilerleyen, yükü olsa da olmasa da biraz yana dönüyor; karşıdan gelen karınca ise diğerine kıyasla daha fazla yolundan sapıyor. Böylece üç şeritli “karınca otoyolu” oluşuyor. Yuvaya dönen ordu karıncaları ortadan gidiyor, karşı yöndekiler ise bunların her iki yanında ilerliyor. Önceki yıllarda Bristol Üniversitesi’nden Prof. Nigel Franks, Princeton Üniversitesi’nden Prof. Iain Couzin ile birlikte Panama’nın yağmur ormanlarında yaşayan ordu karıncalarının trafik düzenini araştırmıştı. Couzin, karınca otoyolunun bilgisayar simülasyonunu yaptı ve sanal karıncaların sapma açılarını değiştirip, trafik akışının nasıl etkilendiğini inceledi. Bilim insanı, karıncaların sapma açılarıyla hemen hemen aynı açılarda en hızlı akışı yakaladı. Araştırmacılar, çalışmaları sırasında karıncaların hızlarını sabit tuttuklarını, kendi şeritlerinde kaldıklarını ve bencilce davranmadıklarını da gördü.

Prof. Nigel Franks ve Bristol Üniversitesi’nden Dr. Scott Powell’ın, 2007 yılında Animal Behaviour adlı akademik dergide yayımlanan araştırmaları da çok şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu: Bazı ordu karıncaları yol üstündeki çukurları kendi gövdeleriyle kapatıyor, yoldan geçen karıncalar üstlerine basıp geçiyor! Dr. Powell, kolonideki ordu karıncalarının boylarının 2 milimetre ile 1 santimetre arasında değiştiğini söylüyor ve karıncaların kendi boyutlarına uygun delikleri seçerek bunları kapattığını ifade ediyor. Powell ve Franks’ın deneylerinde, delikler otuz saniyeden az bir sürede kapatıldı ve trafik akmaya devam ettiği sürece kapalı kaldı. Yaklaşık beş saniye boyunca üstlerinden geçen olmazsa karıncalar deliklerden çıktı.

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap