Anasayfa Atlas Rotaları Türkiye’nin travertenleri Taştan kayıt

Türkiye’nin travertenleri Taştan kayıt

Harika Pelin Şengül

Antik dönemden beri insan hayatında önemli rol oynayan travertenler, aynı zamanda yeryüzünün uzak geçmişinin kayıtlarını da günümüze taşıyor.

YAZI: DOÇ. DR. YILDIRIM GÜNGÖR / FOTOĞRAFLAR: TURGUT TARHAN

Türkiye, travertenler açısından zengin bir ülke. Hangi bölgeye giderseniz gidin, küçük ya da büyük, renkli ya da renksiz mutlaka bir traverten oluşumu görürsünüz. Bunların bir kısmı, hayranlık uyandıracak görüntüler sunar. Bu traverten zenginliğinin nedeni, Türkiye’nin aktif tektoniğidir. Diğer deyişle, tüm bu oluşumların ana nedeni faylardır…

BOLLUK GÖLÜ
TRAVERTEN ADASI, KONYA  Bolluk Gölü’nde çok sayıda küçük traverten adası bulunuyor. Bu adalar eski traverten konilerinin su üzerinde kalan kısımları ve az bilinen eşsiz birer jeolojik miraslar. Buranın varlığından ben de yakın tarihte haberdar olabildim. Birçoğu sahilden bakıldığında çok zor fark ediliyor, görülse bile esas güzelliği ancak hava fotoğraflarıyla ortaya çıkıyor. Bolluk Gölü’nün su seviyesi ve rengi mevsime göre değişkenlik gösteriyor. Burası aynı zamanda su kuşları için beslenme ve üreme alanı. Göl yakınında soda üretimi yapılıyor. Fotoğraftaki traverten adasının devamında rüzgârla oluşan küçük bir kıyı oku da bulunuyor.” — TURGUT TARHAN

Traverten oluşumlarının büyük bölümü Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu’yla Batı Anadolu’daki fayların yakınında gözleniyor. Bu alanlar, aynı zamanda, içlerinde olağanüstü traverten çökelleri barındıran mağaraların da yoğun gözlendiği yerler. Suların içinden geçtiği kayaçlar kireçtaşı gibi karbonatlı kayaçlarsa buralarda her türlü traverten oluşumunu görmek mümkün. Denizli’deki Pamukkale dünya çapında önem taşıyan bir traverten oluşumu.

 PAMUKKALE TRAVERTENLERI, DENIZLI “Traverten denince ilk akla gelen yer kuşkusuz Denizli’deki Pamukkale. İlk defa çocuk yaşta gördüğüm Pamukkale’den büyülenmiştim. Pamukkale peyzajının önemli bölümü zaman içinde insan eliyle suların kanallarla yönlendirilmesiyle şimdiki şeklini almış. Traverten terasları, Hieraopolis antik kenti ve nekropolle bütünleşik halde olmasıyla ünlü. Pamukkale’nin en eski ve görkemli travertenleri daha batıdaki küçük kısımda toplanmış. Ne yazık ki kullanılabilir su az olduğundan ve kapaklar açılarak teraslara dönüşümlü aktarıldığından bunları dolu halde görmek şansa kalmış. Bence öncelik bu bölüme verilmeli.” — TURGUT TARHAN

Yine Denizli’deki Kaklık Mağarası ve “Van’ın Pamukkale’si” olarak da bilinen Başkale travertenleri de ilk akla gelenler. Bitlis-Baykan yolu üzerinde devasa yüksekliğe sahip bir traverten olan Deliktaş ise hem oluşumu, hem de öyküsüyle ilginç. Bu alandaki çökelme zamanla yolu tamamen kapattığı için traverten delinerek içinden yol geçirilmiş (ismi de buradan geliyor). Evliya Çelebi de 1655 yılında uğradığı Bitlis’te Deliktaş’tan söz ediyor. Yani travertenin delinmesinin öyküsü epey eski. Bu haliyle bile olağanüstü bir manzara sunan travertenin bir kültür ve jeoloji mirası olan uç kısmıysa 1971 yılında yol genişletme çalışmalarında maalesef dinamitle havaya uçurulmuş.

Konya’nın Karapınar ilçesindeki Çıralı Gölü’nde su seviyesinin iyice azalmasıyla, önceden su altında bulunan dantelsi traverten detayları gün yüzüne çıktı

Travertenlerin insanın hırslarına kurban edilmesinin bir diğer örneği de Konya’nın Ereğli ilçesine bağlı Akhüyük köyünden. Burada bilimsel ve estetik yönden çok değerli olan sırt travertenlerinden çıkan sular, sırtlara betondan havuzlar yaptırılarak tahrip edilmiş. Doğal olarak su çıkışı da azalmış. Oysa travertenlerin varlıklarını korumaları için düzenli olarak karbonatlı sularla beslenmeleri gerek. Suyu kesildiği andan itibaren oluşumlar kararmaya ve sararmaya başlıyor. Yani travertenlerin su kaynakları çok iyi korunmalı.

KAKLIK MAĞARASI, DENİZLİ “Denizli’nin Honaz ilçesinde en az Pamukkale kadar önemli bir doğa şaheseri daha bulunuyor. Ilık su kaynağı, Pamukkale benzeri travertenler, fakat hepsi bir mağaranın içinde! Buraya merdivenlerle iniliyor. Mağaranın içine girerken böylesi ilginç oluşumlar beklemiyordum, çok etkilendim. Ancak mağara içindeki muhtemel karbondioksit yoğunluğundan dolayı kısa süre sonra havasızlık hissi yaşamaya başladım ve karşımdaki manzaranın tüm güzelliğine rağmen fazla duramadan açık havaya çıktım.” — TURGUT TARHAN

Travertenler genellikle boşluklu bir yapı sunar. Bunun iki nedeni var. Birincisi, sularla birlikte taşınan ve çökelme sırasında taşın yapısına giren bitki kalıntılarının daha sonra çürümeye başlaması. İkincisi, de karbondioksitin kaçışı sırasında boşlukların oluşması. Travertenleri oluşturan sular sadece bitkileri değil, hayvan ölülerini de taşıyor ve uygun ortamlarda çökelmeye terk ediyor. Beş yıl önce Gümüşhane’de Akçakale Mağarası’nda gördüğüm tilki ölüsü yavaş yavaş kalsiyum karbonatla örtülmeye başlamıştı. Bu hayvan kalıntısı, gelecekte mağaraya girenlere olağanüstü bir fosil deneyimi yaşatacak.

Konunun tamamı Atlas’ın Kasım 2022 sayısında. Almak için tıklayın.

 

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap