Etçil keseotu bitkisinin durgun su birikintilerine yerleştirilmesi, sivrisinek larvalarını yüzde 70’den fazla azaltabiliyor. Küçük canlılarla beslenen bu ilginç bitki, avını saniyenin binde birinden kısa sürede yakalayabiliyor.
Dünya çapında 200’den fazla türü bulunan keseotu ya da diğer adıyla su miğferi (Utricularia), suda veya nemli ortamlarda yaşayan, kökleri olmayan ilginç bir bitki. Su pireleri ve sivrisinek larvaları gibi küçük canlılarla besleniyor. Saplarındaki çok sayıda keseciğin dışındaki tüycüklere dokunulduğunda, kesenin kapısı müthiş bir hızla içeri doğru açılıyor. İçeri dolan suyla birlikte av da keseye çekiliyor. Sonrasında kapı anında kapanıyor ve av kapana kısılıyor. Tüm bunlar insan gözünün yakalayabildiğinden büyük bir hızla; saniyenin binde birinden kısa sürede gerçekleşiyor. Kesede oksijensiz kalan böcek kısa sürede ölüyor ve sindirim enzimleri tarafından parçalanıyor. Daha sonra kesenin içindeki su dışarı pompalanıyor ve bitki tekrar avlanmaya hazır hale geliyor. Sızmayı önleyici “müsilaj” adı verilen jelatinimsi bir madde, suyun içeri girmesini önlüyor. Bu bitkiye Türkiye’nin göllerinde de rastlanıyor.
Hindistan’da yapılan ve sonuçları 2024’te Journal of Medical Entomology’de yayımlanan bir araştırma, durgun su birikintilerine yerleştirilen Utricularia aurea türü keseotunun, sivrisinek larvalarının sayısını yüzde 70’ten fazla azaltabileceğini ortaya koydu. Araştırma ekibinden Dr. Ajeet Kumar Mohanty, ülkedeki göllerde sivrisinek larvası örneklemesi yaptıklarında hiçbir zaman büyük sivrisinek popülasyonlarına rastlamadıklarını söylüyor. Mohanty ve ekibi keseotu örneklerini laboratuvara götürerek, bitkinin sivrisinek larvalarını yakalama yeteneğini de inceledi. “Bitkiyi sivrisinek larvalarıyla bir saat boyunca aynı ortama koyduğumuzda, avlanma oranının yüzde 50’ye kadar çıktığını gördük” diyor Mohanty.
Jagiellonian Üniversitesi’nden Prof. Bartosz Jan Płachno ve ekibinin 2019’da Frontiers in Plant Science’da yayımlanan araştırmalarına göre, müsilajın yanı sıra kapı eşiğinde bulunan “velum” adlı bir zar da sızdırmazlığı sağlıyor. Araştırma ekibi, inceledikleri 15 keseotu türünün tamamında bu zarı tespit etti. Makalelerinde, deneylerde velumu çıkarılan tuzakların çalışmadığını, velumun varlığının gerekli olduğunu vurguluyorlar.
Fransa’nın Grenoble Üniversitesi’nden Dr. Philippe Marmottant ve ekibi de tuzakların işleyişini yüksek hızlı kamera kullanarak görüntüledi. Dr. Marmottant, “İçeri çekme hareketi o kadar hızlı ki yerçekimi ivmesinin 600 katına ulaşan ivmelerle herhangi bir hayvanın bu tuzaktan kaçması çok zor” diyor. İnsanların keseotundan bir şeyler öğrenebileceğini belirten Marmottant şunu söylüyor: “Kapının hareketi son derece hızlı ve güçlü, aynı zamanda yüksek hassasiyete sahip; tekrarlanabilir ve hatasız.”
FOTOĞRAF: SİVRİSİNEK TUZAĞI
Keseotunun tuzakları, kese, pompalar, tetikleyici tüyler, müsilaj, kapı eşiği zarı ve sindirim sisteminin birlikteliği ve koordinasyonlu çalışmasıyla işliyor. Hindistan’da, durgun su birikintilerine Utricularia aurea türü yerleştirilmesi sonucunda sivrisinek larvalarının yüzde 70 azaltılabileceği anlaşıldı. Mikroskop görüntüsünde, keseotunun keseciklerinde tuzağa düşmüş sivrisinek larvaları görülüyor.
Ajeet Kumar Mohanty