Somon balığının yolculuğu, doğada ne kadar karmaşık bağların olduğunu gösteren güzel bir örnek. Bu balıklarda bulunan azot, kıyı ormanlarının gübrelenmesinde bile rol oynuyor.
Fotoğraf: Alaska’daki Katmai Ulusal Parkı’nda görülen bu ayı muhtemelen avladığı somonları bir ağacın altında yiyecek. Ağaç, geriye bıraktığı kalıntılardaki somon azotunu emecek ve daha da büyüyüp serpilecek. – Paul Souders
Tatlı sularda dünyaya gelen somon balıkları, solungaç ve böbreklerinde gözlendiği üzere bazı değişimler geçirerek tuzlu sularda yaşamaya hazır hale geliyor ve nehirlerden okyanuslara göç ediyor. Açık denizlerde aylarca veya yıllarca beslendikten sonra tatlı su yaşamına geri dönen somonlar, çoğu kez nehrin hangi kolunda yumurtadan çıkmışlarsa oraya dönüyorlar. Dönüş yolunda akıntıya karşı yüzüyor, sıçrayarak şelaleleri aşıyor, bazen çok sığ sulardan geçiyorlar. Alaska’nın batı kıyısından Yukon Nehri’ne girip 2 bin kilometreden fazla yol alan somon balıkları bile var. Bu yaz, sadece Alaska’nın güneyindeki Bristol Körfezi’nden tatlı sulara dönen somon sayısı yaklaşık 70 milyon. Bu sayının mevsim sonuna kadar daha da artması bekleniyor.
Somonların yolculuğuyla orman hayvanları beslendiği gibi, orman da besleniyor. British Columbia Üniversitesi’nden Prof. David Suzuki, Kuzey Amerika’nın batı kıyısı boyunca uzanan dev ağaçların bulunduğu ormanların somondaki azotla gübrelendiğini söylüyor. Bu ormanların toprağının bol yağıştan dolayı azot yönünden fakir olması gerektiğini, fakat somon yiyen kuş ve memelilerin dışkılarıyla azotun ormana yayıldığını, böylece ağaçların büyüyüp serpildiğini belirtiyor.
Victoria Üniversitesi’nden bilim insanları, somon balıklarında bulunan azot formunun izini sürmüş, kıyı ormanlarındaki otlarda, çalılarda ve ağaçlardaki azotun yüzde 70’e varan bölümünün somon balıkları aracılığıyla Büyük Okyanus’tan geldiğini tespit etmişti. British Columbia Üniversitesi’nden Prof. Suzanne Simard’ın doktora öğrencisi Allen Larocque de mantar örneklerinde somon azotu tespit etti. “Ayıların ağaçların altında oturup somon yediklerini ve kalıntılarını orada bıraktıklarını biliyoruz” diyen Larocque, ağaçların somon azotunu soğurduğunu ve bunu mantar ağı üzerinden birbirleriyle paylaştıklarını belirlediklerini söylüyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, uzak ağaçların köklerini bile birbirine bağlayan mantar ağlarıyla ağaçlar arası kaynak transferi yapıldığını gösterdi. Prof. Simard ve ekibi, ağaçların birbirleriyle olan bağlantılarına ilişkin şaşırtıcı keşifler yaptı. Simard’a göre araştırmaları, “Batı bilimsel metodu”nun eksikliğini ortaya koyuyor. Smithsonian dergisine verdiği söyleşide, “indirgemeci” olarak eğitildiklerini söyleyen Simard, devamında şunları söyledi: “Bu süreçlerin ayrı ayrı gerçekleşmediğini bilmemize rağmen parçalara ayırıyor ve her defasında tek süreç üzerinde çalışıyoruz. Ben bir ormana girdiğimde bütünün ruhunu hissediyorum; her şey uyum içinde çalışıyor, fakat bunu haritalamanın veya ölçmenin bir yolu yok. Mantar ağlarının haritasını bile yapamıyoruz. Bir çay kaşığı orman toprağı, birkaç mil mantar lifi içeriyor.”