Çinliler, kendi mutfaklarına çok bağlı. Gün olur da yüz binlerce Çinli turist birden Türkiye’ye gelirse, onları nasıl doyuracağız? Buna çözüm üretmek önemli. Çünkü bu konuyu çözen ülke, Çin’in dev turizm pastasından en büyük dilimi alacaktır.
Yazı: Mehmet YAŞİN
Dünyanın turistik ülkeleri için Çinli gezginler çok önemli. Zira sayıları az buz değil. Yüz milyonlarla ifade ediliyor! Geçenlerde Çinli bir öğretim üyesi ile sohbet ederken, Çinli turisti ağırlamanın ne kadar zor olduğunun farkına vardım; çünkü Çinliler mutfaklarına bağnazca bağlılar. Gönül rahatlığı ile karınlarını doyuramayacakları ülkelere pek gitmek istemiyorlar. Çinli öğretim üyesiyle bu konu hakkında sohbet ederken aklıma bir Norveç gezisi geldi.
Bir otobüs dolusu Çinli turist gelmişti. Otobüsten inen kahveye koşuşturup termoslarını sıcak su dolduruyordu. Sonra masalara dağılıp, çantalarından çıkardıkları renkli paketlerdeki malzeme ile çorbalarını hazırlıyorlardı. Sonra da iştahla kahvaltılarını yapıyorlardı. Rehberle konuşunca gerçeği kavradım. Meğer grup Çin’den gelirken yanlarında koliler dolusu yiyecek de getirmiş. Sabah, öğle, akşam bu hazır yemeklerle besleniyorlarmış. Yemeklerini de bir termos suyla hallediyorlarmış! Sonra aklıma Türkiye’ye gelen Çinli gezginler düştü. Kaldıkları otelde açık büfeden ne seçerlerdi acaba? Ekmek yemek alışkanlıkları yok. Süt ve süt ürünleriyle de araları iyi değil. Metabolizmaları bunları sindirirken zorluk çekiyor. Onların kahvaltı mönüsündeki yemekleri şöyle sıralayabiliriz: Buharda pişmiş lapa pirinç, turşu ve noddle (erişte) çorbası, yasemin çorbası. Hangi otelin açık büfesinde bunlar vardır bilemedim!
Çinlilerin yağla ve salçalı sosla da araları yok. Yani onları salçalı, yoğurtlu, bol tereyağlı, pideli bir İskender kebapla da mutlu etmeniz mümkün değil. Birçok turistin ayıla bayıla yediği ünlü kebaplarımız da onların ilgi alanına girmiyor. Çinlilerin çok sevdikleri yemeklerin başında, domuz kıyması, veya deniz mahsulleriyle doldurulup, buharda haşlanmış “dim sum” geliyor. Ben de bu yemeği pek severim. Ne zaman bir Uzakdoğu lokantasına gitsem bu yemekten tıka basa yerim. Mantı ilgilerini çekebilir! Ama üstünde sarımsaklı yoğurt, biberli eritilmiş tereyağı sosu olmamak kaydıyla. Belki yumurtalı erişte de Çinlileri doyurma konusunda otel yöneticilerine yardımcı olabilir. Tabii bu eriştenin, sossuz ve tereyağsız olması şart. En iyisi pirinç lapası, balık, sebze, deniz mahsulleri, tavuk ve etle tatlandırılmış erişte (veya şehriye) çorbasını açık büfeden eksik etmemek. Bu basit yiyeceklerin onları çok mutlu edeceğinden emin olabilirsiniz.
Çinliler ördek etini de çok sever. Bu açığı kızarmış tavuk ile kapatmak mümkün. Ama yanında, buharda pişmiş pirinç bazlaması olmak kaydıyla. Sebzeli sigara böreği de (spring roll benzeri) sevdikleri yemekler arasındadır. Çinliler batılılar gibi yemekte şarap içmeyi pek sevmez. Onlar için içilecek tek içki yasemin çayıdır. Yemek öncesi, yemek sırasında ve yemek sonrasında hep bu çay içilir. Arada bir pirinç şarabı da içerler, ama bunu Türkiye’de bulmak oldukça zordur. Çin, 1,5 milyar insanın yaşadığı devasa bir ülke. Onlarca bölge, yüzlerce mutfak, milyarlarca değişik damak var. Birinin sevdiğine diğeri burun kıvırır. Yani Çinli turistin damağını mutlu etmek oldukça zor!
Eğer günün birinde, yüz binlerce Çinli turist Türkiye’ye gelirse, onları nasıl doyuracağımız konusunda şimdiden çözümler üretmeliyiz. Bence bu konuyu çözen ülke, Çinin dev turizm pastasından en büyük dilimi alacaktır.
Atlas Aralık 2019