Üzüm yakutu, çivit mavisi ve lacivert, güvez ile ekru, kardinal kırmızısıyla altın sarısı, kiraz çiçeği, ya da şampanya moru… Ravenna mozaiklerinde kim bilir daha nice renk var. Bizans’ın batıdaki en önemli merkezidir burası. Hıristiyanlığın ilk zamanlarından günümüze dek mimari ve sanatsal özetidir. Zamanın kanaviçesidir. “Görmeden ölme” derler ya, onlardandır!
Yazı: Tevfik TAŞ Fotoğraflar: Fatih BÖREKÇİ
Ravenna’ya, diyelim ki denizden değil de kara, ya da demiryoluyla girdiniz. Fakat şehrin en önemli meydanı Piazza del Popolo’da durup derin bir nefes alsanız Adriyatik Denizi’nin kokusunu duyumsayabilirsiniz. Denizle kent arasında 8-10 kilometre gibi bir mesafe var ve kentle denizi birbirine büyük bir kanal bağlıyor. Fakat Ravenna, Adriyatik Denizi üzerindeki önemli ticari limanların ilk sırasında.
Pek çok kaynak “İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesinin en büyük nüfuslu belediyesi ve tarih açısından en önemli kenti” der buraya.
İstanbullu ve kuşağının en önemli mimarlık tarihçilerinden biri olan Spiro Kostof’un sözleriyle başlamak da mümkün Ravenna’yı gezmeye: “Bizans’ı ve Hıristiyanlığı sanatının öyküsü ve mimari süreçleriyle okuyabildiğimiz iki İstanbul vardır yeryüzünde; ikincisi Ravenna’dır.”
Ravenna’yı gezecekler için kent surları aslında doğal bir kroki. Duvarın iç yüzü sanat tarihinde bir devirden sonranın abecesi gibi.
Örneğin tarihi surların 150 metre kadar doğusunda, Galla Placidia’nın, Aziz Yuhanna anısına, 424-434 yıllarında yaptırdığı San Giovanni Evangelista Kilisesi aslında antik devirden sonra tiyatro sanatının değiştiği yerlerden biri değil sadece; aynı zamanda farklılaşan kilise müziğiyle birlikte klasik müziğin yeni adımlarının da tanığı.
Çünkü 4 ila 6’ncı yüzyıllara götürüyor bu duvarlar bizi. Dinleyeni uçuran mitolojileriyle antik dönem sandıklarını toplayıp gitmiştir bu çağlarda, artık Roma ile Bizans devri dörtnala koşmaktadır. Yüksekçe bir yer bulduğunuzda San Giovanni Evangelista Kilisesi’yle birlikte, az ilerideki Sant’Apollinare Nuovo Bazilikası (Basilica di Sant’Apollinare Nuovo) ve Ariusçular Vaftizhanesi’ni (Battistero degli Ariani), Galla Placidia Mozolesi’ni de (Mausoleo di Galla Placidia) dıştan görebilirsiniz.
Bu kentten elbette pek çok sanatçı düşünür gelip geçmiş, ama ikisi çok önemli. Salt İtalyan Rönesans edebiyatını ve resim sanatını değil, yeryüzü sanat kültürünü asırlardır etkileyen Şair Dante Alighieri ve Ressam Giotto di Bondone gibi iki dehanın hasbihal ettikleri yer.
Sanat tarihine azıcık meraklı olanlar, bu sanat ve mimari topluluğu içinde İstanbul’u bir kez daha yaşıyor; çünkü İstanbul’daki Ayios Polieuktos Kilisesi, Studios Manastırı (İmrahor Camii) ve Havariyyun Kilisesi gibi yapılar da, tıpkı buradakiler gibi Hıristiyanlığın ve Bizans’ın ilk evrelerinin yapıları.
Ravenna için “İtalya’daki İstanbul”, ya da “İtalya’daki Bizans” tanımlarının nedeni, bu sahici akrabalık. Üstelik kent, Katolik inancın baskın olduğu İtalya’da sadece Ortodoks simgeler ve mekânlar barındırmıyor; bütün kurgusuyla İtalya’da Bizans’a bağlı Ravenna Eksarhlığı’nın, yani geniş yetkilere sahip bir vali tarafından yönetilen eyaletin merkezi.
İtalya’da Ortodoksluğun izlerini görmek farklı bir deneyim. Ravenna, sanat ve mimaride Roma formlarının Bizans’la kaynaşmasını çok güzel yansıtıyor.
Roma imparatoru Augustus, Classis limanını şehirden birkaç kilometre uzaklıkta inşa etti ve İÖ 1’inci yüzyılda Ravenna, Roma’nın Adriyatik’teki deniz filosunun üssü haline geldi.
RAVENNA / MİNİ REHBER
Ravenna’da gezilecek yerler nelerdir, neler yapılır?
Mozaik sanatının öncül başyapıtlarıyla bilinen Ravenna’nın sekiz eseri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde de yer alıyor:
- Galla Placidia Mozolesi,
- Neone Vaftizhanesi,
- Ariusçuların Vaftizhanesi,
- Sant’Apollinare Nuovo Bazilikası,
- Sant’Andrea Şapeli veya Başpiskopos Şapeli (Cappella Arcivescovile),
- Theoderic Mozolesi, San Vitale Bazilikası,
- Classe Sant’Apollinare Bazilikası (Basilica di Sant’Apollinare in Classe).
Bunların yanı sıra Taştan Halılar Evi (Domus dei Tappeti di Pietra), antik Classe limanı ve Classis Ravenna (Şehir ve Bölge Müzesi) gibi diğer ilginç sanatsal ve arkeolojik alanlar bulunuyor. “Dünya Mirası” kabul edilen eserleri, Hıristiyanlığın ilk evresini temsil ediyor ve mozaik sanatının üst düzey örneklerini barındırıyor.
İtalya’nın en büyük akarsuyu olan Po Nehri’nin suladığı ovalarıyla da ünlü Emilia-Romagna bölgesindeki Ravenna, gezginler için ormanların, bağların süslediği doğasıyla da önemli. Kara ve demiryollarıyla hem Kuzey İtalya’dan, hem de güneyden kolayca ulaşılabiliyor. Kent cruise turlarının da önemli bir durağı. Ayrıca yemek kültürü, kıyı bölgesindeki plajları, kültür ve sanat festivalleriyle popüler.
MAKARNA YAPIMI
Ravenna mutfak konusunda da iddialı. Şehirde hızlı bir biçimde İtalyan sofrasının geleneklerini deneyimleyebilirsiniz; tagliatelle, tortellini, bolognese ragu sos, ya da ünlü “piadina” gibi ev makarnası yapma ve pişirme eğitimleri alabilirsiniz.
RAVİOLİ
Türkiye’de mantı ne kadar meşhursa, İtalyan kentlerinde de ravioli o kadar ünlü. Ancak, bazı mutfaklarda Akdeniz kültürünün bir parçası olan otlar ve sebzelerden yapılan soslarla da servis ediliyor.
PIAZZA DEL POPOLO
Şehrin en önemli meydanlarından biri olan ve tarihi binalarla çevrelenen Piazza del Popolo, yorgunluk kahvesi içmek isteyenler için irili ufaklı kafeler barındırıyor.
PLAJLAR
Ravenna şehir merkezi kıyıdan içerde yer alsa da yaz aylarında Adriyatik Denizi kıyısındaki uzun ve geniş plajlara ulaşım oldukça kolay.
Atlas Şubat 2020