Anasayfa KeşfetDoğa Coğrafya Denizlerimizdeki yabancılar

Denizlerimizdeki yabancılar

Harika Pelin Şengül

Süveyş Kanalı’yla Kızıldeniz’den ya da gemilerin tanklarına çektikleri sularla uzak okyanuslardan geliyor ve önce Akdeniz’de, ardından Ege, Marmara ve Karadeniz’de çoğalıyor; deniz suyu sıcaklığındaki artışla giderek kalıcı hale geliyorlar. Türkiye sularında yaşam değişiyor…

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: TOLGA TAYMAZ

Mısır sularında onunla ilk karşılaşmamız hâlâ aklımda. Derinliği bir metreyi geçmeyen suda binlerce küçük balığa bakarken birden hepsi kenara çekilmiş ve onunla yüz yüze gelmiştim. Taşıdığı zehir sebebiyle kendinden emin, kaçmaya gerek duymadan sakince bize bakıyordu. Bir Japon savaşçısına benziyordu. Kızıldeniz dalışında aslan balığını görmeyi heyecanla bekliyorduk ve daha ilk suya girdiğimizde işte, karşımızdaydı… Yıllar sonra bu türü Türkiye denizlerinde Kızıldeniz’den daha fazla göreceğimizi tahmin bile edemezdik…

“Yabancı”, “göçmen”, “istilacı” veya “egzotik” tür gibi tanımlamalar hem gündelik hem de akademik hayatta giderek daha fazla karşımıza çıkıyor, denizlerimizdeki bu yeni görülmeye başlayan türlerle ilgili haberler ve çalışmalar artıyor. Peki, bu tanımlamalar tam olarak ne ifade ediyor?

“Yabancı tür”, kendi doğal yaşam ortamı dışında başka bir ortama taşınan ve orada yaşayan canlıları ifade ediyor. Eğer bir yabancı tür, yeni yerleştiği ortamda diğer türlere zarar veriyorsa, biyolojik çeşitliliği, ekolojiyi, ekonomiyi veya sağlığı olumsuz yönde etkiliyorsa, artık ona “istilacı tür” veya “yabancı istilacı tür” deniyor.

Dünyada türler doğal yollarla binlerce yıldır yer değiştiriyor ancak son 400 yıldır insan etkisinin artmasıyla bu taşınma daha belirgin hale geldi. Doğal ortamında av-avcı dengesi, doğal hastalıklar gibi nedenlerle sayıları belli oranda kalan türler, yeni geldikleri ortamlardaysa doğal baskının veya hastalıkların olmaması, iklim değişikliği gibi etkenlerle dengeyi bozacak şekilde çoğalabiliyorlar.

Denizlerimizde yabancı türler özellikle Süveyş Kanalı’nın açılması, deniz trafiğinin artması, gemilerin dengelerini sağlamak için balast tanklarına aldıkları sularla Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus türlerini taşıması, bir yandan da su ürünleri ve akvaryum yetiştiriciliğiyle arttı. İklim değişikliği de gelen türlerin daha iyi uyum sağlamasına hizmet etti. Her ne kadar denizel yabancı türler dendiğinde akla önce balıklar gelse de bitkiler ve hayvanlar aleminden pek çok canlı da bu göç kervanına katılıyor.

KIZILDENİZ’DEN AKDENİZ’E…

Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen türler, 1869’da yapımı tamamlanan Süveyş Kanalı’nın proje sorumlusu Ferdinand De Lesseps’e ithafen, “Lesepsiyen” türler olarak adlandırılıyor. Bu yolla geçen omurgalı ve omurgasız canlıların önce Akdeniz’in doğusunda çoğalıp sonra batıya doğru geçtiği ve yavaşça arttığı biliniyordu. Ancak on yıllar geçtikçe bu türlerin Akdeniz’deki popülasyonu çok daha hızlı bir artış gösterdi. Hem Asvan Barajı’nın yapılması hem de daha sonra Süveyş Kanalı’nın genişletilmesiyle, Nil Nehri’nin, kanalın Akdeniz ağzında oluşturduğu doğal tatlı su bariyerinin türlerin geçişini engelleyen etkisi azaldı. İklim değişikliğiyle deniz suyu sıcaklıklarının yükselmesi de yeni gelen türlerin Akdeniz’de kalışını kolaylaştırdı.

Aslan ve balon balıkları, istilacı türlerin en bilinenleri ama Akdeniz’de bine yakın yabancı tür var. Akdeniz’e çoğunlukla Süveyş Kanalı’ndan gelen yabancı türler, onları avlayabilecek orfoz, lahoz gibi türlerin hızla azalması ve deniz suyu sıcaklığının artmasıyla daha kolay yerleşip çoğalabiliyor. Bu türlerin sayısı kuzeye, Karadeniz’e gittikçe ise azalıyor. Karadeniz’e gelenler daha çok gemilerin balast sularıyla taşınıyor. Hepimizin tanıdığı deniz salyangozu ya da rapa salyangozunun Karadeniz’e 1940’lı yıllarda girdiği düşünülüyor. Bu, dirençli ve istilacı bir tür olmasına, midyeler üzerinde de ciddi bir tehdit oluşturmasına rağmen, bir yandan da ihraç kalemi haline gelerek ekonomiye katkı sağladı. 1980’li yıllardaysa yine Karadeniz’de görülmeye başlayan taraklı medüz, balık yumurtaları ve larvalarıyla beslenerek balıkçılığa zarar verdi, özellikle hamsi stokunda azalmaya yol açtı. Ancak başka tür bir taraklı medüzün Karadeniz’e gelmesiyle bu türün sayısı geriledi ve yarattığı baskı azaldı.

KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN KASIM 2023 SAYISINDA. ALMAK İÇİN TIKLAYIN!

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap