Röportaj: Serkan Ocak / Fotoğraf: Bayram Öztürk
Antarktika’da 29 ülkenin yaklaşık 100 bilim üssü var. Türkiye’ninse henüz yok. Ama bu konuda çok önemli bir adım atıldı. Türkiye’deki yedi üniversiteden 13 akademisyen tarihte bir ilki gerçekleştirdi ve Nisan 2016’da Güney Kutbu’nun buzullar ülkesine araştırma yapmaya gitti. Ömrünün büyük kısmını Türkiye’deki denizlerde araştırma yaparak geçirmiş İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk ayağının buzuyla sorularımızı yanıtladı. Ekip lideri Öztürk, iki hafta boyunca yaptıkları araştırmanın detaylarını, dünyanın nasıl bir değişim içinde olduğunu anlattı.
Antarktika seferinin amacı neydi?
Projeyle Türk bilim insanlarının Antarktika kıtasında araştırma yapmasını sağlamak, desteklemek ve kutuplar konusunda kritik düzeyde araştırmacı yetiştirmek amaçlanıyor. Nihai hedefimizse ülkemizin üs kurması halinde bilimsel gücümüzle buna destek ve yardımcı olmak. Bu konuda yeterli bilgi birikimine sahibiz ve istenmesi halinde bu bilgileri paylaşmaya hazırız…
Ne zamandan beri sefer planlanıyor?
Türkiye 1991’den beri Antarktika’da araştırma yapmak istiyor. 1995’te anlaşmayı (Antarktika Çevre Protokolü) imzaladı ama hiçbir zaman organize olamadı. Değişik üslere bizden önce giden Türkler var yani ilk kez biz çalışmadık ama ilk kez Türkiye adına bu kadar geniş bir ekip çalıştı. Bilim tarihi açısından Türklerin ilk araştırma seferi. Projeyi kendi üniversitelerimiz destekledi. Sayın rektöre de teşekkür ediyoruz.
Katılan bilim ekibi kimlerden oluştu?
Türkiye’nin kutup çalışmaları konusunda çalışmalar yürüten yedi üniversitesinden akademisyenler ve TÜBİTAK Antarktika’nın 50 millik bir alanında araştırma yaptı. Tıp doktorları, botanikçi, harita ve jeoloji mühendisleri ve deniz biyologları, zoologlar ve su ürünleri mühendisleri gibi uzmanlardan oluşan ekip 2 Nisan ile 14 Nisan tarihleri arasında kıtada iki haftalık incelemelerde bulundu. İklim değişikliği, buzullar, yabancı türler, kirlenme, denizel biyoçeşitlilik, koruma alanları, deniz memelileri ve botanik konularında araştırma yapacak ekipte iki kadın akademisyen de yer alıyor. Ukrayna Ulusal Antarktik Bilim Merkezi (NASC) ile ITU-PolReC ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) arasında geçen yıl imzalanan anlaşmayla, beyaz kıtada uzun süreli işbirliğinin ilk adımları bu seferle başladı. 13 araştırmacı arasında dört kişilik ekiple en fazla katılım İstanbul Üniversitesi’nden oldu. Ayrıca iki kadın araştırmacı da seferde görev aldı. Katılan bütün araştırmacılarla gurur duyuyorum. Verilen bütün görevleri kusursuz ve eksiksiz yerine getirdiler.
Gemi kime aitti?
Komor Adaları bayraklı bir gemiydi. Ukraynalılarla birlikte gemiyi kiraladık. Çünkü faaliyetini azaltmak istedik. Arjantin Ushuaia’dan yola çıktı ve Mar del Plata’da sefer bitti. Galindez adasındaki Ukraynalılara ait Vernadsky üssünde çalıştık. Ukraynalı bilim insanlarıyla ortak yaptığımız çalışmaları zaman içinde yayınlayacağız. Ayrıca kendilerinden tam destek aldık, her türlü örnekleme için bize yardımcı oldular.
Türkiye’den bilim insanlarının kutuplarda çalışmasına gelen tepkiler nasıl oldu?
Türklerin bu ilk Antarktika araştırma seferi çok ilgi çekti. Anlıyoruz ki insanlarımız başarı arıyor. Terörden, zıtlaşmalardan bıkmış durumda herkes. İyi haberlere ihtiyaç var. Başarıya susamışlar. Dünyanın her yanından tebrik yazıları, destek ve teşekkür telefonları alıyorum. Belli ki insanlar Antarktika konusunu takip ediyor. Evrensel standartlarda bilgi üretmek konusundaki eksikliklerimiz belli. Üniversitelerimizde gerçek bir rekabet ve üretim ne yazık ki batı ülkeleri gibi hızlı değil. Buna rağmen çocuklarına okyanuslarda, kutuplarda araştırma yaptırmak isteyen en az 50 aileden mesaj aldım. Bunların çoğu yurt dışında yaşayan aileler. Bu çok sevindirici bilime olan ilgi ve gelecek için…
Antarktika Çevre Protokolü ne durumda?
Geçen yıl meclis genel kuruluna kadar geldi fakat sonra kadük oldu. Şimdi tekrar genel kurul gündeminde. Eğer kıtada üs kurulacaksa ve Antarktika’yı yöneten danışman ülke sıfatı alacaksak bir an önce Antarktika çevre protokolünü imzalamamız lazım. Ankara’da Dışişleri Bakanlığı’nda en azından bu işleri bilen kişiler olduğunu biliyorum. Bu arada protokolün 7. maddesine göre kıtada maden, petrol mineral vs. aranması yasak, sadece araştırma yapılabiliyor. Bunun da bilinmesi lazım. Antarktika Antlaşması, bilim, barış ve işbirliği üzerine kurulu. Örneğin nükleer deneme ve askeri manevralar yasak…
Kurucusu olduğunuz Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) ne gibi katkıları oldu?
TÜDAV, bu seferin hazırlanmasında önemli bir rol oynadı. İTÜ Kutup Araştırmaları Merkezi gibi… Bu iki kurum baştan beri bu seferi sırtlandı. İlk üs kurma çalıştayı kitabını da biz çıkardık (İlgilenenler ücretsiz olarak www.tudav.org sitesinden indirebilir). Tabi bu konuda bağış veya katkı da kabul ediyoruz çünkü gelecek yıl da sefer yapacağız ve daha şimdiden pek çok bilim insanı araştırma için hazır. Unutmayalım ki üs sadece araştırma yapılacaksa kurulur ve kıtada yapılan bilimsel çalışmaların önemine göre danışman ülke olursunuz. Yeni farklı ve özgün çalışma alanları bulup bunları yayınlayıp sonrada danışman ülke olmak gerekiyor.
Geçen yıl da bağımsız olarak kutuplarda bir araştırmaya katılmıştınız, Japon üssünde neler yaptınız?
İklim değişikliğinin deniz canlılarına etkisini incelemek ve deniz memelileri için koruma alanları oluşturmak üzere sefere katıldım. Tabii bunun içinde yabancı türlerin dağılımı da vardı. Dört ay Güney Okyanusu, kıta içinde ve üslerde çalıştım. Japon hükümetinin desteğine minnettarım. Çok şey öğrendim. Sonra da Neden Antarktika isimli kitabı çıkardım. İlk Türkçe Antarktika kitabı oldu. Tercüme değil tecrübe anlattım. Japon üssündeki başarılı çalışmalarım dolayısıyla 2015’te Sofya 38. Antarktika taraflar toplantısında Japonya Antarktika madalyası bana tevdi edildi.
Kıtada kaç bilim üssü var?
Antarktika’da 29 ülkeye ait üs var. Kimisi tam yıllık kimisiyse sadece yazın hizmet veriyor. Bazı ülkeler sekiz üsse sahip, örneğin Şili… Arjantin altı, Rusya altı, toplam 100 kadar irili ufaklı üs var. Üslerde değişik araştırmalar yapılıyor. Kimi ülkelerse tarihsel iddialarını güçlendirmek için üs kurdular. Ekvador, Peru, Uruguay, Hindistan, Çin, Polonya, Bulgaristan vs. Avrupa ülkelerini hiç saymıyorum bile. ABD, Japonya, Rusya zaten yerleşmiş durumda.