Anasayfa KeşfetBilim Alevden Fırtınalar

Alevden Fırtınalar

Ayşegül Parlayan Özalp

Otuz ışık yılı uzaklıkta, güneşe çok benzeyen fakat genç bir yıldız olan Kappa Ceti’yi inceleyen Do Nascimento ve ekibi, yıldız rüzgârının güneşinkinden elli kat daha güçlü olduğunu tespit etti.

Yazı: Selcen Pirge

Bilimkurgu filmlerindeki uzay gemilerini koruyan güç kalkanı gibi, bizi taşıyan ve adına “Dünya” dediğimiz geminin de manyetik bir kalkanı var. Gezegenimizi kuşatan manyetik alan, dünyayı güneşten saçılan yüklü parçacıklardan (güneş rüzgârından) ve güneş sisteminin dışından gelen yüksek enerjili kozmik ışınların radyasyonundan koruyor. Şiddetli güneş patlamaları sırasında yayılan parçacıklar da nükleer patlamalardan kaynaklanan radyasyon gibi tehlikeli. Washington Üniversitesi’nden Prof. Ronald Merrill, “Our Magnetic Earth / Manyetik Dünyamız” adlı kitabında, 2005 yılında güneşte meydana gelen bir patlamanın, manyetik alanı ve atmosferi olmayan ayda, günlerce süren proton fırtınalarına neden olduğunu belirtiyor. Sözlerinin devamında, “böyle bir fırtına sırasında sadece uzay giysileriyle ayda yürüyen bir astronot olsaydı, muhtemelen öldürücü radyasyona maruz kalırdı” diyor.

NASA’nın 2012’nin ağustos ayında çektiği fotoğrafta, güneşte meydana gelen patlamalar saptandı. Güneş patlamalarıyla uzaya atılan yüksek enerjili parçacıklar çok hızlı bir şekilde dünyaya doğru ilerleyebiliyor. Yeni bilimsel çalışmalar, manyetik kalkanın dünyayı korumadaki rolünü açık bir şekilde gösteriyor.

NASA’nın 2012’nin ağustos ayında çektiği fotoğrafta, güneşte meydana gelen patlamalar saptandı. Güneş patlamalarıyla uzaya atılan yüksek enerjili parçacıklar çok hızlı bir şekilde dünyaya doğru ilerleyebiliyor. Yeni bilimsel çalışmalar, manyetik kalkanın dünyayı korumadaki rolünü açık bir şekilde gösteriyor.

Dünyanın manyetik alanı, güneş rüzgârını saptırarak gezegenin atmosferinin erezyona uğramasını da önlüyor. Mart ayında, The Astrophysical Journal Letters adlı akademik dergide yayımlanan yeni bir araştırmayı yöneten Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Dr. Jose-Dias Do Nascimento, “bir gezegenin yaşanabilir olması için genç ve şiddetli bir güneşten korunması gerektiğini” ifade ediyor. Otuz ışık yılı uzaklıkta, güneşe çok benzeyen fakat genç bir yıldız olan Kappa Ceti’yi inceleyen Do Nascimento ve ekibi, yıldız rüzgârının güneşinkinden elli kat daha güçlü olduğunu tespit etti. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden yapılan açıklamada böyle şiddetli yıldız rüzgârının, “yaşanabilir bölgede” yani, gezegenin, yıldızına olan uzaklığının yüzeyinde sıvı halde su bulunmasına olanak tanıdığı alanda yer alan, ancak manyetik kalkanı bulunmayan tüm gezegenlerin atmosferini “topa tutacağı” belirtiliyor. 400-600 milyon yıl yaşında olduğu hesaplanan Kappa Ceti’yi incelemek, güneşin milyarlarca yıl önceki halini incelemek gibi. Bilim insanlarının çalışmaları, Kappa Ceti’deki devasa patlamaların güneşte gözlemlenen en büyük patlamalardan 10-100 milyon kat daha fazla enerji saldığına işaret ediyor.

Mars’ın dünyanınki gibi bir manyetik alanı yok, sadece bazı bölgelerinde “manyetik şemsiyeleri” var. Bir başka deyişle lokal manyetik alanları var.

NASA’nın uzay aracı Maven’den elde edilen yeni bilgiler, güneş rüzgârının Mars atmosferini yok ettiğine işaret etti. Maven araştırmacısı Colorado Üniversitesi’nden Prof. Bruce Jakosky diyor ki, “atmosfer erezyonunun güneş fırtınaları sırasında önemli ölçüde arttığını gördük, bu yüzden milyarlarca yıl önce, güneş daha genç ve aktifken atmosfer kaybetme hızının çok daha yüksek olduğunu düşünüyoruz.”

Dünya ve Mars’ın 6 Ocak 2008 tarihinde aynı hizaya gelmeleri bilim insanlarına aynı güneş rüzgârına maruz kalan iki gezegeni kıyaslama fırsatı sundu. Almanya’nın Max Planck Enstitüsü’nden Dr. Yong Wei’nin ekibi, dünya ile aynı güneş rüzgârına maruz kalan Mars’ın oksijen kaybetme hızındaki artışın dünyanınkinin on katı olduğunu tespit etti. Böylesi bir farkın milyarlarca yıldaki etkisinin çok çarpıcı olacağı, Mars atmosferinde büyük kayıplara neden olacağı belirtiliyor. Avrupa Uzay Ajansı ESA’dan yapılan açıklamada, araştırma sonuçlarının dünyanın manyetik alanının, atmosferimizi korumadaki hayati rolünü net bir şekilde gösterdiği ifade ediliyor.

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap