Anasayfa KeşfetDoğa Coğrafya AKDENİZ KEŞİŞ FOKU: YALNIZ GEZGİN

AKDENİZ KEŞİŞ FOKU: YALNIZ GEZGİN

Harika Pelin Şengül

Akdeniz keşiş fokunun dünyadaki nüfusu bini bile bulmuyor. Sadece 400 ila 600 bireyin Doğu Akdeniz’de yaşadığı düşünülüyor. Sularımızdaki tek fok türü olan bu nadir deniz memelisi, Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarının gözlerden uzak noktalarında kendilerine hâlâ sığınaklar bulabiliyor. Genellikle yalnız ya da küçük gruplar halinde sessiz ve uzak bir hayat süren Akdeniz foklarının hayranlık uyandıran yaşamlarına yeni bir bakış…  

YAZI: DR. EZGİ SAYDAM 

(Deniz biyoloğu, Akdeniz Koruma Derneği bilimsel izleme uzmanı.)

FOTOĞRAFLAR: AKDENİZ KORUMA DERNEĞİ

Deniz tuzunun çam kokusuna karıştığı, dağların yamaçlarında yükselen ormanların kıyıda denize eğildiği Gökova Körfezi’nde, turkuaz rengi suyun yüzeyine aniden çıkan yuvarlak, siyahımsı gri bir kafa ve işte Akdeniz keşiş foku karşımda! Hemen ardından gelen, sualtında nefesini tuttuktan sonra yüzeye çıkıp hızla nefes alıp verirken burnundan çıkan havanın neden olduğu o karakteristik puflama sesi…

FOK BADEM – Aralık 2006’da, Aydın’ın Didim ilçesi sularında bulunan bir buçuk aylık yavru Akdeniz foku, Foça Fok Rehabilitasyon Merkezi’ndeki bakımının ardından Nisan 2007’te Datça Yarımadası’nda tekrar denize bırakılmıştı. “Badem” adı verilen ve bir süre Türkiye kıyılarında görünüp gazete ve TV haberlerine konu olan dişi fok, bakım sürecinde o dönemin Atlas fotoğrafçısı Zafer Kızılkaya’yla da vakit geçirmişti. Badem, bir süre sonra kıyılarımızda görünmez oldu ama Türkiye’de Akdeniz foklarının bilinirliğini artıran bir simge olarak hiç unutulmadı.

En nadir deniz memelilerinden biri olan Akdeniz keşiş foku (Monachus monachus) ile tanışmam, 2011 yılında henüz Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü ikinci sınıftayken iki yavru Akdeniz keşiş fokunun rehabilitasyon çalışmalarına dahil olmamla gerçekleşti. Adları Tina ve Dilara olan yavru foklarla o ilk karşılaşma, hayatımda bir dönüm noktası oldu. Biyolojiyi zaten deniz memelileri üzerine çalışmak için tercih etmiştim ve bu ikili, hayalime giden yolda ilk adımdı. 2012 yılında Hollanda’daki Zeehondencrèche Pieterburen adlı fok rehabilitasyon ve araştırma merkezinde yaptığım gönüllü stajdan sonra artık ne yapmak istediğimden emindim. 2013’te Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nde yüksek lisansa başlayarak yazları çocukluğumun geçtiği Foça’ya (İzmir) döndüm. Antikçağda “Phokaia” olarak geçen ve adını foklardan alan bölge, çalışmalarıma başlamak için doğru yerdi. İlerleyen dönemde aynı enstitüde başladığım doktora çalışmam, ülkemiz kıyılarında yaşayan tek fok türü olan ve Doğu Akdeniz’de hâlâ “nesli tehlike altında” olarak sınıflandırılan bu deniz memelisini doğal ortamında gözlemleme olanağı verdi. 

Sualtı veya su üstü girişli kıyı mağaraları, artan insan baskısı nedeniyle yaşam alanları hızla daralan Akdeniz keşiş foklarının dinlenme, doğum ve yavru bakımı için büyük öneme sahip.

Hızlı ve zarif yüzüşüyle ünlü Akdeniz keşiş fokunun o karakteristik puflamasını ilerleyen yıllarda da duydum. İnsan ile etkileşiminin suda gerçekleştiğinde kimi zaman oldukça meraklı, karada ise bir o kadar ürkek olduğu bilinir. Suda bu kadar aktif olan bu canlı, karada yer değiştirirken hantal ve aslında biraz da gülünçtür. Onu özellikle ahtapot yerken görmek ilginç bir tecrübe. Çoğu kez fok, ahtapotu su yüzeyine çıkarır ve suya vurarak ahtapotun hareket kabiliyetini zayıflatmaya çalışır. Akdeniz keşiş foku gerçekten iyi bir avcıdır. 

Akdeniz Koruma Derneği’nde 2016 yılından beri Akdeniz keşiş foku, daha çok kullanılan adıyla Akdeniz foku izleme çalışmalarını yürütüyorum. Akdeniz Keşiş Foku İzleme Programı kapsamında öncelikle Gökova Körfezi’ndeki kıyı balıkçılarıyla görüşerek elde ettiğimiz yerel bilgiler ışığında mağara araştırma seferleri gerçekleştirdik ve türün kullanımına uygun dört kıyı mağarası tespit ettik. Gökova Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi ve Datça-Bozburun ÖÇK Bölgesi içinde kalan bu mağaralara, hareketle tetiklenecek şekilde ayarladığımız fotokapan kameralar yerleştirerek Akdeniz fokunun habitat kullanımı üzerine veri toplamaya başladık. 

Akdeniz keşiş foku çoğunlukla kıta sahanlığında avlanır. Bu fırsatçı avcının besinleri oldukça çeşitlilik gösterir: Ahtapot, kemikli balıklar (özellikle Sparidae familyası) ve kabuklular..

2017 yılında gerçekleştirdiğimiz bir araştırma seferinde bir kıyı mağarası tespit ettik, bu mağara bir Akdeniz foku mağarası olmak için, kuru bir alan bulundurma özelliği hariç, diğer tüm gereklilikleri barındırıyordu. Bu mağaraya bir yapay platform yapmaya karar verdik. Bu, dünyada ilk defa gerçekleştirilen bir çalışmaydı. 2019 yılının Temmuz ayında yapay platformu tamamladıktan sonra mağaraya bir fotokapan kamera yerleştirdik ve sekiz ay sonra ilk kez bir fok tarafından bu yapay platformun kullanıldığını tespit ettik. Bu çok sevindirici bir gelişmeydi, çünkü insan baskısından uzak, üreme mağarası niteliğindeki mağaraların sayısı oldukça kısıtlı. Bugün hâlâ yapay platform foklar tarafından kullanılmaya devam ediyor ve bu mağaranın en az dört farklı birey tarafından kullanıldığını biliyoruz.

Fotokapan kameralar harekete duyarlı olduğundan birçok etkenden tetikleniyor, örneğin yarasa, güvercin, martı, fare, sansar, hatta nadir de olsa tilki ve en kötüsü de dalgaların hareketi… Yüzlerce görüntü arasında, sıra Akdeniz fokunun olduğu görüntülere geldiğinde esas keyifli kısım başlıyor, hele ki görüntülerde yavru varsa ya da iki üç bireyden daha kalabalık gruplara denk geliyorsanız, onca yılın ardından o ilk günkü heyecanınız geri geliyor.

KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN KASIM 2024 SAYISINDA. ALMAK İÇİN TIKLAYIN!

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap