2022 Dünya Basın Fotoğrafı (World Press Photo) Ödülleri’ne 130 ülkeden 4 bin fotoğrafçı katıldı ve haber fotoğrafından fotoröportaja çok sayıda kategoriyle geniş bir dünya manzarası çizdi. Atlas, özel bir seçkiyle gezegenimizin dört bir yanından gelen hikâyelere kulak veriyor.
YAZI: MUSTAFA TÜRKER ERŞEN
Donmuş Toprak Yanarken
Yılın Fotoröportajı (Avrupa)
Saha Cumhuriyeti’nin başkenti Yakutsk’a yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki derin bir vadide uzanan Buluus Buzulu, 2021 yazında biraz soluk almak isteyenleri ağırlıyor. Başkentte o yaz sıcaklık 30 dereceye ulaşmıştı. Rusya Federasyonu’nun bu uzak ve soğuk bölgesi de iklim krizinden payını alıyor. Saha, 2021’de orman yangınları, duman kirliliği ve sıcaklık artışı gibi sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Amazon Distopyası
Yılın Uzun Soluklu Projesi – Lalo de Almeida/Folha de São Paulo/Panos Pictures
Amazon yağmur ormanları ağaç kesimi, madencilik, altyapı ve inşaat çalışmaları, doğal kaynakların sömürülmesi ve Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro’nun gerici çevre politikaları nedeniyle büyük tehdit altında. 2019 sonrasında Brezilya Amazon’unun yıkımı daha da hızlanarak devam ediyor. Olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe sahip Amazon bölgesi, 350’den fazla yerli topluluğa da ev sahipliği yapıyor. Amazon’un sömürülmesi, yaşadıkları doğal çevrenin ve yaşam biçimlerinin bozulmasıyla mücadele etmek zorunda kalan bu halklar üzerinde yıkıcı sosyal etkiler de yaratıyor. Brezilyalı fotoğrafçı Lalo de Almeida da “Çevresel ve sosyal sorunları ayıramazsınız, bunlar tamamen birbiriyle bağlantılı unsurlar” diyor.
Dünya Basın Fotoğrafı ödülleri jüri başkanı Rena Effendi, Almeida’nın çalışması hakkında şunları söylüyor: “Bu proje, sadece yerel topluluklar üzerindeki olumsuz etkileri değil, aynı zamanda küresel düzeyde büyük bir tepki zinciri tetikleyen değişimleri de gösteriyor.” Almeida’nın “Amazon Distopyası” projesi, bölgede son yıllarda yaşananları farklı yönleriyle anlatıyor. Afro-Brezilyalı Quilombola gibi topluluklara tapu verme süreci, Jair Bolsonaro’nun seçilmesinden önce de zaten yavaş ilerliyordu. Başkan Bolsonaro’nun Amazon’daki topluluklar için daha fazla toprak ayırmama kararından sonraysa tamamen durdu. Bu, bölgede yaşayanların geleceği açısından yeni soru işaretleri ve sorunlar doğurdu. Amazon Nehri’nin kollarından Xingu üzerindeki Belo Monte Barajı ise suyun yüzde 80’den fazlasını doğal akışının dışına yönlendirdi. Almeida, bizi bölgede yaşananlarla yüzleştirirken bu “distopya”nın tüm gezegenimiz üzerindeki yıkıcı etkilerini düşünmeye de zorluyor.
Ormanı Ateşle Kurtarmak
Yılın Fotoröportajı -Matthew Abbott/National Geographic/Panos Pictures
Avustralya’nın yerli halkları yavaş ilerleyen, yalnızca çalıları yakan ve daha büyük alevleri besleyecek yanıcı maddeleri ortadan kaldıran “soğuk yakma” uygulamasıyla toprağı ateşe veriyor. Ülkenin West Arnhem Land bölgesindeki Nawarddeken halkı, onbinlerce yıldır kontrollü soğuk yakma uygulamaları yapıyor ve ateşi 1.39 milyon hektarlık anavatanlarını yönetmek için bir araç olarak kullanıyor. Yaktıkları ateş, akşamın ilerleyen saatlerinde soğuk bastırdığı zaman kendiliğinden sönüyor. Orman yangınlarını önlemek ve böylece iklimi değişikliğine neden olan gazları azaltmak için yeni teknolojilerin geleneksel bilgilerle birleşmesi önümüzde yepyeni seçenekler açabilir. Soğuk yakma uygulamasına bazı yaban hayvanları da alışmış gibi görünüyor. Ateş atmacası olarak da bilinen ve aktif yangınların yakınında ustalıkla avlanan kara çaylaklar, ateşten kaçan böcek, küçük memeli ve sürüngenleri yakalamalarıyla ünlü. Bu kuşların uğrak noktalarından biri de soğuk yakma sahaları.
İnsan-Kaplan Çatışması
Yılın Uzun Soluklu Projesi (Asya) – Senthil Kumaran
Hindistan’da Bengal kaplanlarının (Panthera tigris tigris) neslinin tükenme noktasında olduğu kabul ediliyor. Bu etkileyici hayvanların doğadaki sayısı 3 bine kadar düşmüş durumda. İnsan yerleşimleri, hız kesmeyen kentleşme ve tarım faaliyetleri, kaplanların yaşam alanlarını ve av bulma imkânlarını giderek daraltıyor. Kaplan barınakları ve yaşadıkları koruma alanlarının çevresinde bulunan köylerin geçimiyse tarım, hayvancılık ve ormancılığa bağlı. Bu da insan ve kaplanın yaşam alanlarının sıklıkla kesişebileceği anlamına geliyor. Çatışma daha çok kaplanlar çiftlik hayvanlarını öldürdüğünde ortaya çıkıyor. Zaman zaman insanların da zarar gördüğü oluyor ama bu daha çok kaplanlar bir yerleşime girdiğinde ve etrafı öfkeli gruplar tarafından sarıldığında gerçekleşiyor. Kaplanları koruma çalışmalarının, bu tür çatışmaları azaltma ve sorunlara çözüm bulmaya çalışma gibi boyutları da var.
Boş Elbiseler
Yılın Basın Fotoğrafı – Amber Bracken/New York Times
Kanada’nın British Columbia eyaletindeki Kamloops Kızılderili Yatılı Okulu’nda ölen çocukları anmak için yol kenarına elbiseler asılmış. Yerli toplulukların çocuklarını asimile etmek için kurulan okul 1978’de kapatılmış ama geride birçok karanlık nokta kalmıştı. Bu okullar 19’uncu yüzyılda sömürgecilerin ve misyonerlerin yerli halkları Batı kültürüne asimile etme politikasının bir parçası olarak faaliyete başladı. 150 binden fazla öğrenci evlerinden ve ebeveynlerinden zorla alındı, kendi dillerinde iletişim kurmaları yasaklandı, fiziksel ve bazen cinsel istismara maruz kaldı. Yıllar sonra kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu ise acı gerçeği ortaya çıkardı. Komisyon, okullarda en az 4 bin 100 öğrencinin hayatını kaybettiği sonucuna vardı. Kamloops kentindeki okul, bu sistemin en büyüğüydü.