Anasayfa Gündem Hekatomnos Anıt Mezarı: Bir kralın mezarında

Hekatomnos Anıt Mezarı: Bir kralın mezarında

Harika Pelin Şengül

Bir soygun sonucu ortaya çıkarıldı. Uzun süre Milas’ın kalbinde üzerinde karot matkaplarla delikler açıldı. Atlas, vaktiyle hoyratça tahrip edilen ve günümüzde özenle korunan Hekatomnos’un anıt mezarına özel izinle girdi.

Yazı: ALKIM DOĞAN    Fotoğraflar: TURGUT TARHAN

Muğla’nın Milas ilçesinde her yıl leylekler uzun yollardan gelip asırlık bir sütunu mesken tutar. Kentlilerce güzel havaların geleceğini müjdeleyen, kentin uğuru sayılıp yolu gözlenen bu leylekler, onca yolu aşıp baharda Milas’ın tam kalbine tünerler. Leyleklere ithafen Uzunyuva olarak anılır burası ve gerçekten de Milas’ın asırlardır atan yüreğinin sesini buradan duymak mümkündür. Uzunyuva Kutsal Alanı’nın bir ucunda yer alan Roma sütunu, antik Yunan’ın komedya yazarı Menandros’a adanmıştır ve ne zamandır bilinmez tepesindeki heykelin yokluğunu adeta bu göçmen kuşlarla giderir.

Zarif işçiliğiyle hayranlık uyandıran rölyeflerle bezeli Hekatomnos Lahdi, resimlerle donatılmış tonozlu bir yeraltı odasında bulunuyor. Ne yazık ki üzerinde kaçak kazının neden olduğu tahribat da görülüyor (üstte).

Uzunyuva’nın derinliklerine uzanıp tarihin katmanlarında milattan öncesine gittiğimiz zaman karşımıza, o zamanki ismiyle Mylasa kenti ve bu kentin başkentlik yaptığı Karya coğrafyası çıkar. Burası Aydın, Muğla ve Denizli’nin batısını kaplayan, Büyük Menderes (Maindros) ve Dalaman (Indos) çayları arasında kalan bir bölgedir. Karya, Mylasalı Hekatomnid hanedanının satraplık yaptığı İÖ 4’ncü yüzyılda planlı ve sistemli bir imar programına, kentleşme atılımlarıyla birlikte yoğun inşa faaliyetlerine tanık olur. Dağlık bir alan olan Karya’nın tepe yerleşimlerinin arasında bir birlik kurulur. Hatta antik dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi bu dönemde yapılır. Dünyaya “mozole” kelimesini kazandıran bu yapıyı inşa eden Karya satrabı Mausolos’tur. 

Restoratör Fatma Aktaş Ilgar, yerin metrelerce altındaki anıtsal mezar odasına ulaşan koridorun giriş kapısını açıyor.

Milas’ta 2010 yılında arkeolojik alandaki bir keşif, işte bu görkemli anıtla yakından bağlantılıdır ve Anadolu’nun Geç Klasik Dönemi’ne ışık tutar. 2010’da tespit edilen bir mezar odası, Mausolos’un babası Hekatomnos’a aittir ve bugün geride pek bir şey kalmayan Halikarnas Mozolesi’nin Milas’taki öncülü olduğu düşünülür. Hekatomnos’un ani ölümünden sonra oğlu Mausollos tarafından inşa edildiği, fakat başkentin Mylasa’dan Halikarnassos’a taşınmasıyla yarım kaldığı, üst yapısına hiç başlanmadığı öne sürülür. Hekatomnos’un mezar odasının keşfi sadece Milas için değil, tüm arkeoloji dünyası için büyük önem taşır ve bu mezar da leyleklerin mesken tuttuğu Milas’ın gerçekten kalbinde, Uzunyuva Kutsal Alanı’nın altında yer alır.

Prof. Dr. Fahri Işık, “Hekatomnos Lahdi” makalesinde Uzunyuva Kutsal Alanı’nın, 2000’li yılların başına dek elinde taşıdığı çift taraflı baltayla bilinen Anadolu tanrısı Zeus Karios’a adanmış bir tapınak tabanı olarak düşünüldüğünden bahseder. Frank Rumscheid, 2006’da soygundan bir yıl önce Oxford’da sunduğu bir sempozyum bildirisinde buranın altında Karya satrap hanedanına ait bir yeraltı kral mezarının olabileceğinden söyler. Hekatemnoion’un 32.60×39.20 metre olan taban ölçüleri, Mausolleion taban alanının 32.50×38.50 metre olan ölçüsüyle hemen hemen aynıdır. Fahri Işık, Rumscheid’ın mezar anıtının Mausollos’un kendisi için yaptırdığı görüşüne karşı çıkar. Lahit üzerindeki kabartma resimlerden, akroterdeki heykellerin mezar sahibi olarak Hekatomnos’u işaret ettiğini ve yapının klasik çağdaşlarından olan İskender Lahdi ile boy ölçüşebilecek boyut ve görkemde olduğunu belirtir. “Tapınak tipli bir Hekatomneion, görkemine erişemeden yarım bırakılmış anıtsal bir yapı için aslolan çekirdek, mezar odası, mükemmel işçiliğiyle ve özellikle tavanda sergilenen öncülüğüyle yaratıcı bir usta ürünüdür” der. Lahdin uzunluğuna yakın genişliğinin de lahdin karı-koca olarak iki kişi için hazırlanmış olabileceğini akıllara getirdiğini, lahit kapağının kolayca açılabilir şekilde tasarlanmasının da bu ihtimali güçlendirdiğini söyler. Mezar odası 2.90 metre boyunda, 2.28 metre eninde ve 1.54 metre yüksekliğinde bir lahdi barındırır. Fahri Işık köşelerdeki metal çengelin varlığından yola çıkarak oraya nakışlı bir kumaş gerilmiş olabileceğini söyler. Böylece mezar, orada yatan çift için bir ev/oda atmosferi yaratır. 

SOYGUNLA GELEN KEŞİF

Bu heyecan verici keşfin trajik bir yanı da vardır. Çünkü bir soygun sonucunda ortaya çıkarılır. Kutsal alanın üzerinde kiralanan bir baraka, tarihi eser kaçakçılarının faaliyetlerine barınak olur ve uzun süre Milas’ın kalbinde karot matkaplarla delikler açılır. Hırsızların Hekatomnos’un mezarına ulaşıp mezarı yağmalamalarının ardından internette yaptıkları bir satış aracılığıyla bu organize çeteden bazı kişiler ele geçirilip kaçak faaliyetler öğrenilir ve hoyratça tahribata maruz kalmış mezar odası arkeoloji dünyasının gündemine oturur. Mermer üzerinde yapılmış resimli duvarları ve dört yanı kabartma heykellerden oluşan kompozisyonlarla süslenmiş lahitten oluşan bu mezar odası, in-situ halinde bugüne kadar ulaşmış ender mezar odalarındandır.

Bundan dolayı 2010 yılı Milas arkeolojisinde bir miladı gösterir. Milas’ın kalbinde yıllarca süren hazin bir soygunun ortaya çıkarılmasıyla başlayan bu süreç neyse ki antik dünya arkeolojisine katkı sunacak bir yere doğru evrilir. Ve Hekatomnos’un mezarı sonunda bir rahat yüzü görerek büyük bir titizlikle koruma altına alınır, anıtın yaraları sarılır. 2012’de Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınır.

Uzunyuva Kutsal Alanı’nın yapımına İÖ 4’üncü yüzyılda başlanmış, ancak tamamlanmamış. Uzun süre gözlerden uzak kalan bu antik mirasta günümüzde özenli bir restorasyon çalışması yapılıyor.

KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN HAZİRAN 2022 SAYISINDA. ALMAK İÇİN TIKLAYIN!

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap