Anasayfa Atlas Rotaları Bir Alp masalı: Dolomitler / İtalya

Bir Alp masalı: Dolomitler / İtalya

Meltem

Dolomitler’e nasıl gidilir? Dolomitler gezi rehberi, Atlas dergisi Kasım 2019 arşivinden:

İtalya bütün dünyaca bilinen deniz, mutfak ve tarih odaklı turizm bölgelerinden farklı, muhteşem manzaralar barındıran dağ turizmi rotasına da sahip. Kuzey İtalya’da Avusturya sınırındaki Alpler bölgesinde, göller, ormanlar ve dağların oluşturduğu bir yol haritası, ziyaretçilerine sürprizlerle dolu bir seyahat vaat ediyor.

Yazı: Oğuz BÜKTEL / Fotoğraflar: Oğuz BÜKTEL-Fatih BÖREKÇİ

Dolomitler, İtalya’nın kuzeybatısında Avusturya sınırında yer alan, Güney Alpler, ya da Güney Tirol diye bilinen bölgede dağlık bir yöre. Tarihsel olarak Avusturya’yla iç içe geçmiş olmasının etkisiyle Almancanın hâkimiyeti de söz konusu. Öyle ki her dağın, her gölün, her kasabanın İtalyanca ve Almanca olmak üzere iki ismi bulunuyor. Dolomitler ismi bir mineral olan dolomitten geliyor. Kalsiyum ve magnezyumlu karbonat bileşimi içeren bu mineralin bulunduğu kayaçlara da dolomit deniyor.

Mecdelli (Magdalalı) Meryem Kilisesi (Chiesa di Santa Maddalena), Güney Tirol’de Val di Funes’te bulunuyor. Dolomitler’in en güzel zirveleri olarak bilinen Odle/Geisler masiflerini ardına alarak vadinin en popüler ziyaret noktasını oluşturuyor.
Fotoğraf: Fatih Börekçi

18’inci yüzyılda bu minerali ilk tanımlayan Fransız jeolog Déodat Gratet de Dolomieu’den ismiyle adlandırılmış. Mineralin soluk renkli görünümü, bu dağlara aynı zamanda soluk dağlar anlamına gelen “Pale Mountains” isminin de verilmesine sebep olmuş. Yemyeşil ormanların arasından fışkıran soluk renkli kayalardan oluşan muhteşem Güney Alpler, tüm dünyadan gezginlerin hayalindeki bölgelerinden biri. Yaklaşık 30 sene önce elimde fotoğraf makinesi olmadan yaptığım kısa bir ziyaretin ardından hayalimi süsleyen bu bölgeye 2019 yazında gitmeyi başardım.

Castelrotto (Kastelruth) Güney
Tirol’de Avrupa’nın en yüksek ve geniş Alpin çayırı Alpe di Suisi’nin yanı başında yer alan bir belediye. Kastelruth Kilisesi, 82 metre uzunluğunda kuleye sahip ve Kofel Tepesi’nin yanı başında bulunuyor. Kofel Tepesi’nde ise yedi şapel ve Avusturya Macaristan İmparatoru adına yapılmış bir çeşme bulunuyor. Fotoğraf: Fatih Börekçi

Atlas’ta yayınlanan “Karavanla İzlanda” yazımı okuyanlar karavanla seyahatin fotoğrafçılar için getirdiği avantajları bilirler. Bu nedenle, bu kez fotoğrafçılarla değil, ailelerimizle ve çift karavanla çıkacağımız seyahat için çok önceden rota, konaklama, lojistik gibi detaylar üzerinde çalışmaya başladım. Dolomitler’in son dönemde popülerliğinin giderek artmasında, diğer birçok yer gibi instagramın da etkisi var. Bazı bölgelere ulaşım oldukça kolayken, bazı kısımlar ciddi bir yürüyüş gerektiriyor. Işık kirliliği açısından bu bölge son derece şanslı bir konumda. Tabii bu da yıldız fotoğrafçılarının bölgeye gösterdiği ilginin artmasında önemli bir neden.

DOLOMİTLER TURUNDA BAŞLANGIÇ NOKTASI İÇİN EN UYGUN YER

Önce İstanbul’dan bölgeye en yakın havaalanlarından biri olan Milano’ya uçtuk. Aslında Dolomitler turunda başlangıç noktası olarak en uygun yer Bolzano (Almanca ismi Bozen). Ancak oraya doğrudan uçuş yok, hesaba katılması gereken diğer bir faktör de karavan kiralama noktası. Milano’da karavan kiraladığımız iki ayrı şirketin araçları da bizi almaya havaalanına kadar geldiler ve kısa süre içerisinde araçları kiraladık. Bu sefer kullanacağımız araç son derece yeni. İç donanımı son derece modern ve dört kişinin rahat konaklayabileceği şekilde tasarlanmış. Sıcak suyu, buzdolabı, ocak ve ısıtması LPG tüple, buzdolabı ayrıca araç hareket halindeyken araçtan, LPG tüp biterse aracın yaşam aküsünden çalışabiliyor. Keza bir kamping noktasına gelindiğinde dış elektrikle de beslenebiliyor.

Lago di Braies’in, diğer bütün yer isimleri gibi Almanca bir ismi de var; Pragser Wildsee. Göl berrak ve durgun olunca muhteşem yansımalar sunuyor. Fotoğraf: Fatih Börekçi

Bu arada şunu not etmekte fayda var, yurtdışındaki araçların genelinde bir güneş paneli yok, araçlar hareket halindeyken araç alternatöründen yaşam aküsünü de şarj ediyor, zaten kiralık karavan kültüründe sürekli gezmek ve bir yerde uzun süre sabit kalmamak söz konusu olduğu için akü son derece yeterli oluyor. Araçları teslim almamızın ardından ilk durağımız Bolzano oldu. Bu arada konaklayacağımız yerler ve uygun fiyatlı alışveriş için ön araştırmalar yapmış ve bunları haritada işaretlemiştim.

Özellikle karavan konaklaması için hem ücretli ve tüm imkânların bulunduğu kamp yerleri, hem de ücretli/ücretsiz karavan konaklama yerleri için “park4night” isimli ve oldukça kullanışlı bir uygulamadan faydalandım. Konaklayabileceğiniz mekânların tüm yönlerini, buraları tecrübe etmiş kişilerin yorumları ve fotoğraflarıyla gösteren bu uygulama karavancının işini çok kolaylaştırıyor. Ayrıca geziden önce hangi köy ve yollara girişin karavana uygun olup olmadığına ilişkin notlar almak da gezi sırasında yararlı oluyor.

Bölgenin en ünlü geçitlerinden Passo Rolle’de yer alan 2 bin 190 metredeki Baita Segantini’de Pale Di San Martino Dağı yükseliyor. Turistler bölgede yaşamış dağcı, ressam, şair Alfredo Paluselli’nin büstünün bulunduğu anıtı ziyaret ediyor. Anıtın karşısında 3 bin 184 metrelik Cimon della Pala Zirvesi
bulunuyor; Paluselli’nin deyişiyle “Dolomit’in Matternhorn’u”.
Fotoğraf: Fatih Börekçi

İLK HEDEF: ALPE DI SIUSI

İlk konaklama noktamız Alpe di Siusi, oldukça meşhur bir kayak bölgesi aynı zamanda. 2 bin 350 metre yüksekliğe sahip dağlara ev sahipliği yapan bölge muhteşem bir bitki örtüsüne, aynı zamanda biz rastlayamasak da çeşitli yaban hayvanlarına ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2009’da giren bölge yılın dört mevsiminde her biri diğerinden daha muhteşem manzaralar sunuyor fotoğrafçılara. Araçla ücretsiz konakladığımız yer, 1000 metre rakıma sahip olması nedeniyle, haziran sonunda bile geceleri oldukça soğuk olabiliyor. Park yeri, aynı zamanda tepeye çıkan teleferiğin de park yeri. Sabah güzel havada ilk iş bizi 1000 metreden, 1800 metreye 15 dakikada çıkaracak olan teleferiğe binmek. Tepede vardığımız yerin adı Compaccio (Compatsch). Çok güzel yürüyüş rotaları, nefis dağ manzaraları ve muhteşem kulübe ve kafelerin olduğu bir yer. Herkes yürüyüş bastonlarıyla, çizilmiş rotalardan yürüyor, yemyeşil otlaklarda ise inekler otluyor. Bu arada yürürken yandaki basit tel örgülere dokunmamak gerek, çünkü elektrik verilmiş olabiliyor.

Dolomitler’in en ikonik
manzaralarından birini sunan St. Johann (San Giovanni) Kilisesi soğan kubbeli çan kulesiyle muhteşem manzaranın önünde poz veriyor adeta. Fotoğraf: Oğuz Büktel

ST. MAGDALENA VE İKONİK KİLİSE

İkinci durak noktamız, bölgenin en ünlü doğa manzarasına ve ikon haline gelmiş bir kiliseye sahip olan St. Magdalena bölgesi. Ranuihoff Çiftliği sınırları içindeki St. Johann Kilisesi (San Giovanni), bölgenin en ilgi çeken tarihi mekânlarından biri. Tam arkasında koyu yeşil bir orman ve yemyeşil çayırların ortasında bakırdan yapılmış soğan kubbeli çan kulesiyle görsel bir ziyafet sunuyor. 1744 tarihinde inşa edilen bu kilisenin iç duvarlarında, Aziz Yuhanna’nın yaşamını anlatan dokuz resim bulunuyor. Bu bölgede karavancılar bazı sorunlar yaşıyor. Park yeri olmadığı için uzun süre konaklayamıyorsunuz. Bölgenin fotoğraflarını çekip yola devam ettik.

Lago di Braies’in meşhur ahşap sandallarını kiralayıp
gölde gezinti yapmak
mümkün. Fotoğraf: Oğuz Büktel

LAGO DI BRAIES

İkinci gece konaklamamız bölgenin en ünlü göllerinden birinde oldu: Lago di Braies, Almanca ismiyle Pragser Wildsee. Soluk renkli dolomit mineralleri içeren dağların arasına sıkışmış ve muhteşem berraklığıyla, dağlardaki ağaçların yeşil rengini yansıtan inanılmaz güzellikte bir göl. Gölün yanı başında bir otel ve biraz gerisinde bir kafeterya ve büyük bir otopark yer alıyor. Karavanımızı buraya park ettik, elektrik yok, ancak su ve tuvalet mevcut. Yanı başı orman ve son derece keyifli bir kamp yeri. Gölün temizliği ve berraklığının yanı sıra çevresindeki yürüyüş yolları ile otel ve kafeterya da sade ve güzel. Kıyıda ahşap sandalları kiralayarak gölde gezinti yapabilirsiniz. Gölün çevresinde yaklaşık beş kilometrelik bir yürüyüş rotası bulunuyor, burada her adımda fotoğraf için başka bir kadraj yakalamak mümkün. Ayrıca gölün plaj kısımları var. Sandallar manzaranın eşsizliğine ayrı bir derinlik katıyor. Geceleri göl çevresi neredeyse kapkaranlık. Gelişigüzel hiçbir aydınlatma yok. Işık kirliliği en alt düzeyde. Özellikle yıldız fotoğrafı çekmek isteyenler için ideal bu nedenle.

Selva di Val Gardena,
Bolzano şehrinin 39
kilometre doğusunda yer alan küçük bir belediye. Fotoğraf: Fatih Börekçi

TRE CIME DI LAVAREDO

Almanca ismiyle Drei Zinnen, bölgenin en çok bilinen ve yan yana göğe uzanan 3 bin metre yükseklikte üç kaya kütlesi. Buraya ulaşmak öyle kolay değil, önce oldukça yüklü bir ücretle milli parka giriyorsunuz ve aracınızı park ediyorsunuz. Sonra yürüyüş başlıyor. Muhteşem manzara eşliğinde yaklaşık 45 dakika, bir yanınız uçuruma paralel olmak üzere yürüyerek bir dağ evine ulaşıyorsunuz.

Tre Cime Di Lavaredo’da aracınızı parkedip 45 dakikalık bir yürüyüşün ardından muhteşem tepeleri gözlemleyebildiğiniz ve asıl zorlu trekking rotalarının başladığı noktaya geliyorsunuz. Fotoğraf: Oğuz Büktel

Tepelerin eşsiz manzarasını görebilmek için asgari yürümeniz gereken mesafe bu. Sonra yollar, rotalar, değişik dağ evlerine sizi götürüyor. Tabii her birinin farklı zorluk dereceleri var. Dağların bu denli önemli olmasının diğer bir sebebi de, Birinci Dünya Savaşı’nda İtalya ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu arasında muharebelerin yaşandığı cephelerden biri olması. 3-3 bin 500 metre yükseklikteki dağlarda, 1915-1917 yılları arasında yapılan muharebelerde, iki taraftan toplamda yaklaşık 150 bin asker ölmüş, bunun üçte ikisinin soğuk nedeniyle öldüğü düşünülüyor. Ayrıca iki taraf da bu dağları aşmak için günümüzde kısmen yenilenerek turistler tarafından dağcılık amacıyla kullanılan, “via ferrata” (demirden yol) denilen, tırmanmak için kazıklarla bezeli yollar yapmışlar. Sayılarının 200 civarı olduğu tahmin edilen bu yolların uzunluğu 700 ila 3 bin 300 metre arasında değişiyor. Buzullarda 2010 yılında, Birinci Dünya Savaşı’nda donmuş bir asker bedeni bulununca bölgenin ünü daha da artmış. Bir sonraki seferde konaklamayı burada yapıp daha uzun bir trekking rotası kat etmeyi planlayarak gezimizi tamamladık.

Kuzey İtalya’da via ferrata parkurlarına ulaşmak için önce birkaç saatlik yürüyüş yapmak gerekiyor. Fotoğraf: Serkan Ocak

DOLOMİTLER TURU İÇİN İPUÇLARI

Dolomitler’e nasıl gidilir diye merak ediyorsunuz ve Dolomit Dağları diye arama yaptınız, amacınız Dolomit Dağları turu ile ilgili bilgi almak, öyleyse doğru yerdesiniz. Dolomitler gezisi planlayanlar için işte Dolomitler gezi rehberi ve Dolomitler için bazı ipuçları:

  1. İstanbul’dan Bologna, Milano, ya da Venedik’e uçakla doğrudan uçuş bulunuyor.
  2. Karavan kiralamak için her üç havaalanına yakın kiralama şirketleri bulunuyor, genelde havaalanından alıp geri bırakıyorlar.
  3. Karavan kiralamak hem araç kirası, hem de oteli içermesi nedeniyle son derece makul bir tatil alternatifi olabiliyor, biz dünya çapında bir firma olan Motorhome Republic’i tercih ettik ve servislerinden memnun kaldık.
  4. Fiyatlar iki kişilik karavanlar için 600€/hafta başlangıç fiyatı olmak üzere, mevsimine ve ne kadar erken rezervasyon yaptığınıza göre değişiyor Ayrıca ekstralar mevcut, tuvalet kimyasalı, barbekü, (bazen) yatak çarşafı gibi hizmetler fiyata dahil olmayabiliyor.
  5. Mutlaka tam kapsamlı bir karavan sigortası yaptırın (Motorhome’dan, ya da kiraladığınız şirketten).
  6. Minibüs ve büyük araç kullanımı tecrübeniz yoksa, daha ufak campervan’ler ile başlayın, çünkü manevra ve park sorun olabiliyor.
  7. Dolomitler’e gidiyorsunuz, yazın bile olsa kışlık bir mont ve buna göre kıyafetleri mutlaka yanınıza alın, gündüzleri sıcak, geceleri oldukça soğuk olacaktır.
  8. Eğer karavan ile gidemiyorsanız, minik bir araç kiralamanız şart, bölge toplu ulaşımla planlı bir gezi için çok uygun değil. Son derece şık butik oteller mevcut, Heidi çizgi filmindeki gibi dağ evlerinde konaklayabilir, çayırlarda koşabilirsiniz, uluslararası otel sitelerinden rezervasyon son derece kolay.

Benzer Yazılarımız

1 yorum

Çetin 5 Ekim 2021 - 00:50

Gönlümüzdeki tatil yerlerinden birisi.

Cevap

Yorum Yap