Yazı: Burak Sait Özkırlı, Doğa Derneği Gediz Deltası Proje Sorumlusu
Çocukluğumdan beri İzmir Körfezi’nde “tarama” konuşulur. Körfez temizlenmek, liman genişletilmek istenir. Daha fazla gemi, daha fazla gelir…
Körfezde koku sorununun çözülmesi ile daha temiz, hatta yüzebileceğimiz bir körfez hayali vardır hepimizde. Son birkaç aydır bir proje tanıtılıyor halka: İzmir Limanı ve Körfezi Rehabilitasyon Projesi. Adını duyunca biz de çok heyecanlanmıştık. Proje hem körfezi temizliyor hem de karasallaşma sorununu çözeceğini iddia ediyordu. Arkasında yıllarca çalışmış bilim insanları, üniversiteler vardı.
Son projede iki dev kanal açılması planlanıyor. Biri limana dev gemilerin girebilmesi için, diğeri körfezin kuzeyinde durağanlaşan akıntıyı canlandırmak ve körfezi temizlemek için. Buraya kadar her şey olumluydu. Sonra çıkacak çamurun miktarını ve dökülmesi planlanan alanı öğrendik. Haritayı ilk gördüğümde kalbimin sıkıştığını hatırlıyorum. Belediye, deltanın güneyinde kalan hemen her yere çamur geri kazanım tesisi yapmayı planlıyormuş! Buranın sulak alan olması, mutlak koruma alanı olması, 1. derece doğal sit, Ramsar alanına sınırı olması zaten kanunen bu planı imkânsız kılıyordu.
Bunun imkânsız olduğunu, onlarca türü, hektarlarca alanı yok edeceklerini anlatmaya çalıştık. Büyükşehir belediyesi 22 milyon ton çamur çıkarmayı planlıyor. Gemiler alınmış, planlar yapılmış, modeller hazır, çamuru da Gediz Deltası’na dökmeyi uygun görmüşler!
Belediyenin Gediz Deltası içinde yaklaşık 1250 hektar arazisi var. Bu arazinin bir kısmı zaten okaliptüs ormanı; 200 hektarlık ekolojik etkilenme bölgesinde de atık su arıtma tesisi var. Bu alana her gün 600 ton atık çamur gömülüyor, yani yok ediliyor. Kalan 750 hektarlık mutlak koruma alanı da çamur tesisi için uygun görülmüş. Uluslararası öneme sahip sulak alan, Ramsar alanı sınırında, flamingoların, deniz kuşlarının, nesli tehlike altında olan tepeli pelikanların ve diğer on binlerce kuşun evine…
İşte bu haberlerle “Flamingoların Kurtuluş Savaşı” başlamış oldu. Deltada yok olacak ekosistemin en önemli unsurlarından biri tuzcul düzlükler. Alanda binlerce kök Limonium türü bitki var ki onların da hem Bern Sözleşmesi kapsamında, hem de habitat direktifinde koruma önceliği var. Yapılacak işin niteliği ile ilgili bilgi aldıkça, satır aralarını okudukça daha fazla şaşırıyoruz.
Saatte 800 ton çamur çıkarılacak körfezden. Yani atıksu arıtma tesisinin günlük kapasitesinin tam 32 katı! Bu çamuru serip susuzlaştırmak gerekiyor. Bu alan 700 futbol sahası büyüklüğünde. Çamur deltaya pompalanacak, bir çeşit plastikle kaplanan hektarlarca alana serilecek. Dozerlerle düzlenecek, kurutulup sonra toplanacak. Binlerce kamyona yüklenecek, hem de yıllarca.
Projenin ÇED süreci devam ederken binlerce kişi belediyeye mektup yolladı ve flamingoların çamura gömülmemesi ricasında bulundu. Bir haber içimizi ferahlattı. Projenin çevre etki değerlendirme sürecinde çok önemli bir aşama olan ÇED formatına, tarama malzemesi geri kazanım alanı için alternatif bir yer bulunması için madde eklendi. Flamingolar kazandı. Onlarca uzman kamu kuruluşu ve üniversite personelinin görüşleri ile hazırlanan proje formatı da flamingoların yanında artık.
Dünyadaki örneklerden iyi haberler alıyoruz. İngiltere’de demiryolları ve Kraliyet Kuşları Koruma Kurumu bir anlaşma yaptı. Tünel inşaatlarından çıkarılacak toprakla baştan sulak alanlar inşa edecekler. Kuşlar için yeni alanlar. Çalışmalar geçtiğimiz haftalarda başladı. Yıllar sonra ilk kez görmeyi planladıkları tür ise akça cılıbıt! Bizim arıtma tesisimizin altında kalan türümüz…
Atlas Ocak 2013 / Sayı: 238