Anasayfa KeşfetArkeoloji Bir şehir efsanesi: GAZİANTEP KALESİ TÜNELLERİ

Bir şehir efsanesi: GAZİANTEP KALESİ TÜNELLERİ

Harika Pelin Şengül

Gaziantep Kalesi’nin altında kilometrelerce uzadığı düşünülen tünellerde arkeolojik çalışmalar sürüyor. Atlas, henüz ziyarete açılmayan tünellerin temizlenen kısımlarını görüntüledi.

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: TOLGA İLDUN

Her gidişimde etrafında dolaştığım, tarihi merkezdeki her yolun mutlaka ona çıktığı Gaziantep Kalesi’ni ziyaret etme şansını bir türlü bulamamıştım. Ta ki Atlas için kentte bulunduğum sırada görüştüğüm Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Müzeler ve Kütüphane Şube Müdürü Hüseyin Ateş, kalede görmem gereken bir kazı çalışması olduğunu söyleyene kadar. Üstelik çalışmalar açık alanlarda değil, kalenin sırlarla dolu, efsanelere konu olmuş tünellerinde başlatılmıştı. Davet çekici, ziyaret kaçınılmazdı…

Çok geçmeden restorasyonu Gaziantep Müze Müdürlüğü ile yürüten belediyeye bağlı Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nda (KUDEB) arkeolog olarak çalışan Ali Korkmaz bir ön bilgilendirme yapıyor. Anlattığına göre tünellerdeki faaliyetler 2020 Temmuz’unda başlatılmış, saha çalışmalarının ardından farklı disiplinlerden uzmanların yer aldığı ekip taş, toprak, balçık ve çamuru dışarı taşıyarak tünelin bir kısmını ortaya çıkarmıştı. Henüz ziyarete kapalı olsa da çalışmaların devamı için basamaklandırılmış ve aydınlatılmıştı bu tüneller. 

Bu bilgiler eşliğinde ilk kez ayak bastığım tünellere, kalenin dışında demir parmaklıklı bir kapıdan giriyoruz. İçeride derinlere ilerledikçe nem artıyor, atmosfer özellikle tünellerin daralan kısımlarında giderek daha bunaltıcı bir hal alıyor. Uzun koridorlar boyunca bazı duvarlara oyulmuş haç sembolleri görünüyor. Mum veya kandiller için de oyuklar açılmış. Kıvrılarak aşağıya doğru inen tüneller suya ulaştırıyor bizi. Kalenin altında kaynağı belli olmayan su birikintileri açıkça görülüyor. Belki de burada bitiyor yol, çünkü tünellerin bazıları suya ulaşma gayesiyle yapılmış. Fakat kazılar güvenlik nedeniyle bu noktalarda ilerleyemiyor.

Tünellerde bana refakat eden kale görevlisi İzzet Dağdelen, bugün 70’li yaşlarında olan bazı Anteplilerin çocukken mahalle bakkalından bir kutu mum satın alıp bu tünellere girdiklerini anlatıyor. O zamanın küçükleri bu daracık dehlizlerde 400-500 metre sürünerek büyük bir geçide, sonra da akan suyun kenarına ulaşıyormuş. Kale müzeye dönüştürülüp koruma altına alınmadan önce, bu gizemli tünellerdeki dar ve karanlık boşluklara giren birçok kişi olmuş. Dehlizlerin derinliklerinde halk arasında tatlı ve acı su olarak bilinen su kaynakları olduğu rivayet edilirmiş. Son kazılarda, tünellerin çalışma yapılan 250 metrelik kısmında bu tatlı ve acı su kaynaklarına ulaşılmış. Gerekli temizliği yapmadan suyun ana kaynağına ulaşmak ise mümkün görünmüyor. 

TÜNELLER NEREYE AÇILIYOR? 

Farklı amaçlar ile kullanılmış, Roma, Bizans, Memlük ve Osmanlı izlerinin görüldüğü tünellerin yapılış tarihine yönelik net bir bilgi verilemiyor. Her gelen uygarlık kalede farklı onarım ve eklemeler yapmış. Tünellerin bir kısmı suya ulaşma gayesinde. Diğer kısmının ise kaçış ya da saldırı anında düşmana arkadan saldırma amaçlı kullanıldığı düşünülüyor. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından gelen işgal döneminde kaçış yolu olarak kullanılan tüneller, savaş sonrasında tahrip olan Antep evlerinin enkazlarıyla da doldurulmuş. “Biz o enkazın bir nevi temizliğini yapmış olduk” diyor arkeolog Ali Korkmaz ve ekliyor: “Kaledeki 11 numaralı kule ve hendeğe, yani kalenin tepesindeki kısımlara çıkış da tespit edildi. Bugüne kadar kale etrafında yaklaşık 1000 metrelik tünel temizliği yapıldı.” 

Yaklaşık bir saat kaldığımız tünellerden çıkıp rahat bir nefes alıyorum. Arkeolog Korkmaz tünellerde güvenlik ve duvar destekleme tedbirlerinin, statik çalışmalarının devam ettiğini söylüyor. Bağlantı yolları, aydınlatma oyukları ve merdivenlerin bulunduğu tünellerin açılmasının ardından restorasyonun tamamlanması planlanıyor. Yönlendirme tabelaları, aydınlatma, kamera, anons, bilgi panosu çalışmaları da bitip proje koruma kurulundan geçtikten sonra tüneller ziyarete açılabilecek ve şehrin kültür birikimine ve turizmine büyük zenginlik katacak.

Ziyarete henüz açık olmayan tüneller demir parmaklıkların arkasında bekliyor

Foto altı1: Karınca yuvasını andıran, geçit ve merdivenleriyle zaman zaman iyice daralıp bunaltıcı bir hal alan tünelleri adımlarken, kale görevlisi İzzet Dağdelen, dehlizlerin derinlikleriyle ilgili eski rivayetleri anlatıyor.

Tünellerin çalışma yapılan 250 metrelik kısmında, halk arasında tatlı su ve acı su adı olarak bilinen kaynaklara ulaşıldı

Derinlerdeki tüneller bazı kısımlarda merdivenlerle yükselerek kalenin üst kısımlarına doğru çıkıyor


Tüneller, Kurtuluş Savaşı’nda tahrip olan Antep evlerinin enkazlarıyla doldurulmuş. Biz o enkazın bir nevi temizliğini yapmış olduk.

—-     ALİ KORKMAZ, ARKEOLOG

 

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap