Kuş yumurtalarının kabuğu incecik ama çok dayanıklı. Üstelik hava da geçiriyor. Kimileri de ilginç nano yapılarla kaplı. Sır nerede?
Haber: Selcen Pirge
Atlas Nisan 2014/SAYI:253
Buzdolabından çatlamamış bir yumurta alın, yüzüğünüz varsa çıkarın ve başparmağınızı kullanmadan avucunuzda sıkarak kırmaya çalışın. Çok kolay olmadığını göreceksiniz. Kuş yumurtası şaşırtıcı derecede dirençli ama civcivin içinden kolayca çıkabileceği kadar da kırılgan. İçinde gelişmekte olan civcivi fiziksel zararlardan ve mikroplardan koruyan bir kalkan ama civcivin hava almasına imkân verecek kadar da gözenekli.
Cambridge Üniversitesi’nden yapılan açıklamada yumurta kabuğunun bileşiminin, diş minesi ve deniz kabuğu gibi, büyük oranda sert ve kırılgan mineralden oluşmuş, proteinle güçlendirilmiş doğal malzemelere benzediği belirtiliyor. Mesela, deniz kabuklarının darbeye en dayanıklı kısımları olan iç taraflarındaki sedef tabakanın yüzde 95’i, tebeşir yapımında kullanılan ve oldukça kırılgan olan kalsiyum karbonattan, yüzde 5’i ise biyopolimer adında yumuşak, organik bir yapışkandan oluşuyor. Ortaya, aynı büyüklükteki bir kalsiyum karbonat parçasından 3 bin kat daha sağlam bir malzeme çıkıyor.
Kaliforniya Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden Prof. Tom McKeag, kuş yumurtaları içinde kendi gözdesinin kuluçkaya yatan yaklaşık 100 kilo ağırlığındaki erkek devekuşunun ağırlığı altında kırılmayan devekuşu yumurtası olduğunu söylüyor. Yumurta kabuğu gibi doğal malzemelerin kırılmaya dirençli olmalarındaki sırrın, mineral ve protein gibi birbirine benzemeyen iki maddenin en küçük ölçekteki organizasyonu olduğu ifade ediliyor. Bu arada şunu da belirtelim, yumurta tavuğun içinde kısa süre içinde imal ediliyor. Yumurta kabuğu, yumurta sarısı ve akının etrafında büyüyor! Kabuk, yumurta akını saran zarın üstünde yan yana sütunların oluşmasıyla meydana geliyor.
Londra Üniversitesi’nden Dr. Steven Portugal başkanlığındaki araştırma grubunun, sonuçları 2013’ün temmuz ayında Society for Experimental Biology’nin toplantısında açıklanan çalışması, Uria aalge türü deniz kuşlarının yumurtalarına ilişkin ilginç detaylar ortaya koydu. Çok kalabalık koloniler halinde yaşayan bu kuşlar, yumurtalarını yuva yapmadan deniz kıyısındaki dik kayalıkların üstüne bırakıyor.
Araştırma ufak bir kazayla, Dr. Steven Portugal’ın içinde farklı kuş yumurtalarının bulunduğu kutuya yanlışlıkla su dökmesiyle başlamış. Yumurtalardan yalnızca birinin, Uria aalge yumurtasının üstünde, sıçrayan damlaların mükemmele yakın küreler halinde durduğunu görmüş Portugal. Yumurtayı dürttüğü zaman damlaların aktığını, ancak akarken bile şekillerini koruduklarını belirtiyor bilim insanı. Dr. Steven Portugal, Uria aalge yumurtasını mikroskopla inceleyince ilginç nano yapılar belirlemiş. Her birinin üstünde daha küçük konilerin bulunduğu yüzlerce koni benzeri yapı…
Her yumurtanın hava alması gerek, aksi halde içinde gelişen kuş ölür. Oksijen içeri girmeli, karbondioksit dışarı çıkmalı. Uria aalge türü deniz kuşları, yuva yapmadığından ve binlercesi bir arada bulunduğundan kayalıkların üstüne bıraktıkları yumurtaları kuş gübresi ile kaplanabilir. Ancak, kabuklarındaki nano yapılardan dolayı, denizden sıçrayan damlalar yayılmak yerine kürecikler halinde kabuğun üstünden akıyor ve beraberlerinde kiri, pisliği de götürüyor. Çamurlu ortamlarda yaşadığı halde yapraklarının yüzeyindeki minik yapılar sayesinde temiz kalan lotus çiçeğinde ve “böcek yiyen” etçil bitki Nepenthes’in, sürahiyi andıran tuzaklarının kaygan kenarlarında da benzer bir sistem bulunuyor.
Bir ucu oldukça sivri olan Uria aalge yumurtasının bir başka ilginç özelliği de, dürtüldüğünde kendi ekseni etrafında mükemmel bir daire çizerek dönmesi. Bu da kayalıklardan aşağı yuvarlanmaması için çok önemli.