Anasayfa KeşfetDoğa Coğrafya Arıların mührü

Arıların mührü

Harika Pelin Şengül

Bal olgunlaşınca arılar petekleri hava geçirmeyen balmumundan kapakla mühürlüyor. Binlerce yıl bozulmadan kalabilen bal, pastörize edildikten sonraysa iyi etkisinin çoğunu kaybediyor.

Üstteki fotoğraf: Antik Mısır’da Rekhmire’nin mezarında bal toplayanları tasvir eden papirüs (MÖ 1479–1425). Antikçağ mezarlarında binlerce yıllık ballar da bulunmuştu. – METROPOLİTAN MÜZESİ

Toronto Üniversitesi’nden bilim insanlarının Kasım 2022’de Nutrition Reviews adlı akademik dergide yayımlanan araştırmalarına göre, bal kolesterol ve kan şekeri seviyelerini iyileştiriyor; kardiyometabolik riski azaltıyor. Araştırma için toplamda binden fazla kişinin katıldığı 18 klinik çalışmanın analiz edildiği, katılımcıların tükettiği günlük bal miktarının ortalama 40 gram olduğu, sağlıklı beslenme modellerini izledikleri, ortalama deneme süresinin de sekiz hafta olduğu belirtiliyor.

Araştırma ekibinden Dr. Tauseef Khan, balın yaklaşık yüzde 80’i şeker olduğu için sonuçları şaşırtıcı bulduğunu söylese de şunu ekliyor: “Fakat bal yaygın ve nadir şekerlerin, proteinlerin, organik asitlerin ve sağlığa yararlı olmaları kuvvetle muhtemel başka biyoaktif bileşiklerin kompleks bir bileşimidir.” Araştırmacılardan Doç. Dr. John Sievenpiper, bulgulara göre “şeker şekerdir” fikrinin doğru olmadığını ifade ediyor. “‘Şekerden uzak duruyorsanız bal yemeye başlamalısınız’ demiyoruz” diyen Khan, şeker yerine bal kullanmanın kardiyometabolik riskleri azaltabileceğini ifade ediyor, ancak işlem görmüş balın pastörize edildikten sonra sağlığa olan etkilerinin çoğunu kaybettiğini belirtiyor.

Şili Üniversitesi’nden Doç. Dr. Edwar Pérez, balın ülser gibi zor yaraları iyileştirdiğine dair çok fazla bilimsel kanıt olduğu ifade ediyor. Geçtiğimiz Eylül ayında Manchester Üniversitesi’nden yapılan bir açıklamada “balın olağanüstü antimikrobiyal ve doku yenileyici özellikleri”nden söz ediliyordu. Son 90 yılda yayımlanmış 250 akademik makaleyi inceleyen Manchester Üniversitesi’nden Dr. Joel Yupanqui Mieles ve ekibi, Ağustos 2022’de Pharmaceutics’de yayımlanan makalelerinde, yanık ve kronik yara gibi çeşitli yara türlerinin balla tedavi edildiğini bildiriyor. Yüksek asitliği, yüksek şeker içeriği ve koyu kıvamı bakterilerin balın içinde gelişmesini zorlaştırıyor.

2012’de yapılan bir araştırmaya göre, yaygın kullanılan bir antibakteriyel madde olan hidrojen peroksit, bakteriler için en ölümcül madde. Mieles ve ekibi de arıların nektarın içine saldığı enzimin hidrojen peroksit ve glukonik asit üretilmesine neden olduğunu belirtiyor. İşin ilginç yanı, bu enzim balın olgunlaşması sırasında, sulu ortamda aktif hale geliyor. Bal olgunlaşıp da yüksek asitli ve koyu kıvamlı hale gelince zaten mikroplardan korunuyor. Bal olgunlaşınca arılar altıgen hücreyi hava geçirmeyen balmumundan kapakla mühürlüyor.

Eski Mısır mezarlarında keşfedilen kaplardaki binlerce yıllık ballar, bu besinin çok uzun süreler bozulmadığının kanıtı. Kapak üzerinde durduğu ve içine su eklenmediği sürece balın bozulmayacağı belirtiliyor.

Şunu da belirtelim, California Üniversitesi’nden böcekbilimci Dr. Eric Mussen, nektarın arıların vücutlarındaki, kovana su ve nektar getirmek için kullandıkları genişleyebilen bir keseye geçtiğini söylüyor ve “Bal bağırsaklarda sindirilen besinlere karışmadığı için bala ‘arı kusmuğu’ demek yanlış” diyor.

 

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap