Kirlilik ve küresel ısınma diğer sualtı canlıları gibi mercanları da giderek güçsüz düşürüyor. 2050’ye kadar mercan resiflerinin yüzde 90’ı yeryüzünden silinebilir. Ama Kızıldeniz’in kuzeyinde, Akabe Körfezi’nde mercan resifleri küresel ısınmaya karşı şaşırtıcı bir direnç gösteriyor. İsrail’in kıyı kenti Eilat’ta çalışmalarını sürdüren bilim insanları, mercanların sağlıklarını nasıl koruyabildiklerinin sebeplerini buldu.
YAZI: MUSTAFA TÜRKER ERŞEN
FOTOĞRAFLAR: ULRİKA LARSSON, Lukasz Larsson
Okyanusun yağmur ormanları, sualtının canlı kayaları, denizlerin renkli bahçesi… Mercan resifleri yarattıkları zengin ekosistemle insanda her zaman merak, hayranlık ve saygı uyandırdı. Bu ilgi boşuna değil, sonuçta dünyanın okyanus alanlarının binde birini bile oluşturmayan mercan resifleri sualtı canlı türlerinin yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapıyor.
Anthozoa sınıfının üyesi omurgasız deniz canlıları mercanların birbirinden farklı görünüm ve özellikte çok sayıda türü var. “Polip” adı verilen ve sudaki tek hücrelilerle beslenen mercan bireylerinin milyonlarcası bir araya gelip geniş koloniler oluşturuyor. Sert mercanlar, yumuşak mercanların aksine kalkerli yapılara sahip ve bunlar binlerce yıl boyunca üst üste birikerek mercan resiflerini oluşturuyor. Bu resifler kimi zaman adalar bile meydana getirebiliyor. Bu resif ekosistemlerinde sayısız mercan, balık, denizyıldızı, ıstakoz, karides, ahtapot, sünger, yosun türü ve nice deniz canlısı barınıyor, ürüyor ve besleniyor.
Örneğin, Avustralya açıklarındaki Büyük Set Resifi’nin 400 mercan, 2 bin 800 balık, 400 yumuşakça, 500 deniz çayırı türüne ev sahipliği yaptığı biliniyor. Ancak mercanlar bir yandan da sıcaklık değişimleri ve kirliliğe karşı çok hassas ve tam anlamıyla savunmasız durumda, bu nedenle de sualtının en narin sakinleri. Dünya son 30 yılda resiflerin yüzde 10’luk kısmını kaybetti ve ne yazık ki bu kaybın hızı giderek artıyor. Araştırmalar 2050 yılına kadar resiflerin yüzde 90’ının yeryüzünden silinebileceğini gösteriyor. Bu, mercanların yanı sıra yaşamları onlara bağlı sayısız türü de etkileyecek bir kıyamet senaryosu demek… Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ve Londra Zooloji Derneği’nin (ZSL) hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu 2022’ye katkı veren isimlerden Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) eski Başkanı Sir Robert Watson, mercanlarla ilgili kritik eşiği şu sözlerle özetliyor:
“Dünya, sanayi öncesi dönemden bu yana 1.2 derece ısındı. İklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybının henüz ana nedeni olmasa da ısınmayı 2 derecenin altında tutamadığımız ve tercihen 1.5 derece ile sınırlamadığımız sürece, iklim değişikliğinin önümüzdeki dönemde biyoçeşitlilik kaybını ve ekosistem hizmetlerindeki bozulmayı tetikleyen başat etken haline gelmesi muhtemel. Sıcak su mercanlarının yaklaşık yüzde 50’si çeşitli sebeplerden ötürü yok olmuş durumda. 1.5 derecelik bir ısınma sıcak su mercanlarının yüzde 70-90’ının, 2 derecelik bir ısınma ise yüzde 99’dan fazlasının kaybına neden olacak. Rapora katkı veren isimlerden Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nden Craig Hilton Taylor ise bir türün nispi yok olma riskini ölçen IUCN Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi’nde mercanların durumunu şu sözlerle kayda geçiriyor: “Kırmızı Liste Endeksi, tüm türlerin en az iki kez değerlendirildiği beş taksonomik grup için, Kırmızı Liste kategorilerindeki gerçek değişikliklere dayalı olarak göreceli hayatta kalma olasılıklarına ilişkin zaman içindeki eğilimleri gösterir. Verilere göre, tarihöncesi bir bitki grubu olan çikaslar en fazla tehlikede olan, mercanlar ise en hızlı azalan türler…”
Konunun tamamı Atlas’ın Kasım 2022 sayısında. Almak için tıklayın.