Anasayfa Atlas Tarih Firavunların hayaliydi: SÜVEYŞ KANALI

Firavunların hayaliydi: SÜVEYŞ KANALI

Harika Pelin Şengül

1869 yılının 17 Kasım günü eski dünya coğrafyasının binlerce yıllık rüyası gerçek oluyor ve Akdeniz ve Kızıldeniz’i bir suyoluyla birleştirecek Süveyş Kanalı hizmete giriyordu.

YAZI: KANSU ŞARMAN

Üstteki fotoğraf: 1880 tarihli fotoğraf, 1869’da faaliyete geçmiş Süveyş Kanalı’nın inşasında kurulan istasyonlardan Kantara’nın çevresini gösteriyor.

Eski çağlarda, Kızıldeniz’in kuzeyinde bir tarafında Süveyş Körfezi, diğer tarafında Akabe Körfezi bulunan Sina Yarımadası, Mısır ile Önasya arasında bir köprü görevi üstleniyordu. Bu bölgede çok sayıda ticaret merkezinin ortaya çıkması tesadüf değildi. Hindistan ve Uzakdoğu topraklarına yapılacak yolculuk için en kısa ve güvenli yol, Sina Yarımadası üzerinden Süveyş Körfezi’ne inmek ve buradan gemilerle Kızıldeniz’e ve Hint Okyanusu’na açılmaktı. Kara yoluyla ticaret yapmak hem güvenlik, hem de zaman açısından deniz yoluyla karşılaştırılamayacak ölçüde zordu. Sina Yarımadası yolu Avrupa’dan Asya’ya, hatta Hint Okyanusu’ndan Atlas Okyanusu’na gitmenin en önemli güzergâhıydı. Belki de bu nedenle, Afrika’nın güney ucundaki Ümit Burnu yolu keşfedilinceye kadar Süveyş bölgesi jeopolitik önemini hiç yitirmedi. Bölge, defalarca el değiştirdi, istila ve savaşlar gördü, göçlere sahne oldu.

Süveyş Kanalı’nı havadan gösteren 1870 tarihli bir baskı

Bölgenin önemi 15’inci yüzyıla kadar devam etse de yeni keşiflerle birlikte ticaret rotaları değişti. Bartolomeu Dias ve Vasko de Gama gibi Portekizliler, Güney Afrika’da Ümit Burnu’nu dolaşarak denizden Hindistan yolunu bulunca Avrupa’dan ticaret için Süveyş bölgesi eski gücünü yitirdi. Osmanlı İmparatorluğu ise Mısır’ın fethinin ardından Kızıldeniz’de bir Süveyş kaptanlığı oluşturdu ve bir tersane kurarak güney denizlerinde Osmanlı hâkimiyeti sağlamaya çalıştı. Yemen’deki isyanların bastırılması, Hint denizinde Portekizlilerle muharebeler, hatta Endonezya’daki Müslüman Açe Sultanlığı’na Osmanlı yardımı, Piri Reis, Kurdoğlu Hızır Reis gibi kaptanların komutasında burada konuşlu donanma aracılığıyla yapıldı. Osmanlı bu bölgedeki tatlı su göllerini birbirine bağlayarak Akdeniz ile Kızıldeniz arasında bir kanal açma projeleri geliştirdi. 16’ncı yüzyılın ortalarında Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa’nın Hindistan ticaret yolunu yeniden Osmanlı toprakları içine alacak kanal girişimi aynı zamanda Kâbe’nin içinde bulunduğu Mekke ve Medine kutsal şehirlerinin güvenliğini de sağlamayı amaçlıyordu. Ancak proje hayata geçirilemedi.

II. Ramses, kanalı hayal eden ilk hükümdardı.

Burada bir suyolu açma hayali sadece Osmanlılara ait değildi. 18’inci yüzyılın ikinci yarısında bölgeye ilgisi artan Fransa, çok sayıda Fransız uzman ve bilim adamını Mısır’a göndermişti. İngiltere’nin Hint denizinde artan gücünün kırılması için Fransa’nın dış politikasında Mısır büyük önemdeydi. 19’uncu yüzyılın başında Fransa İmparatoru Napolyon da bir kuzey-güney kanalı inşa etmeyi tasarladı.

Konunun tamamı Atlas’ın Kasım 2022 sayısında. Almak için tıklayın.

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap