Anasayfa Gündem Kariye Müzesi Cami Olarak İbadete Açılıyor

Kariye Müzesi Cami Olarak İbadete Açılıyor

Özge Çolak

Ayasofya’dan sonra Kariye Müzesi’nin de cami olarak ibadete açılmasına karar verildi.

FOTOĞRAFLAR: Turgut Tarhan

KARİYE: RÖNESANS’IN ÖNCÜSÜ

İstanbul’da yaşayan pek az kimsenin bildiği, ama herkesin mutlaka en az bir defa görmesi gerektiğine inandığımız Edirnekapı’daki Kariye Müzesi, kentin tarihsel kültürü bakımından bir mihenk taşıdır.

KARİYE’NİN TARİHÇESİ: KHORA NE DEMEK?

Kariye’nin yapım tarihi tam olarak bilinmiyor. Yunanca “kır” ya da “kentin dışı” anlamına gelen khora sözcüğünden yola çıkan kimi araştırmacılar, yapının bu şekilde tanımlanması için kentin bugünkü surlarının tamamlandığı 422 yılından önce inşa edilmiş olması gerektiğini düşünüyor. I. Konstantinos zamanında (324-337) bugünkü Kariye’nin yerinde bir şapelin bulunduğu kabul ediliyor. I. Justinianus, Khora Kilisesi’ni 500’lü yıllarda bu şapelin üzerine yaptırmış. İkonaklastlar (ikon kırıcılar) döneminde bu kilise de zarar gördü. Komnenosların hükümdarlığında (1081-1185) Bizans Sarayı Edirnekapı yakınındaki Blahernai’ye taşınınca, kilise, yönetici sınıfın dini gereksinimlerini karşılayan en gözde yapı haline geldi. Bu rağbet, I. Aleksios’un baldızı Maria Doukania’nın kiliseyi himayesine almasıyla daha da arttı. Latinlerin kenti işgal ettiği 4. Haçlı Seferi’nde Khora Kilisesi de yağmalanan yapılardan biriydi. Osmanlı devrinde yanına minare eklenerek bir bölümü camiye dönüştürüldü. Sonrası ihmal…

Kiliseye bugünkü görkemini, İmparator II. Andronikos döneminde yaşamış tarihçi, hümanist ve logothetes, yani devlet adamı Theodoros Metokhides kazandırdı. Metokhides’i bugün buradaki harikulade mozaik tablolardan birinde görebiliyoruz. Üstünde bu coğrafyada o dönem giyilen seçkin kıyafetlerle İsa’ya kilisenin bir maketini sunuyor.

MİMARİSİYLE ÖNEMLİDİR

Khora, hem her köşesinde bir tılsım barındıran mimarisiyle önemlidir, hem de bir mozaik ve fresk sarayıdır. Bizans kiliselerinde tapınmak için yapılmış bölüme girmeden önceki dehliz olan dış narteksteki mozaikler birbirini izleyen bir dizge halinde Hazreti İsa’nın yaşamının belli başlı öykülerini anlatıyor. Bu bölümdeki “İsa Pantokratoros” (Her Şeye Kadir İsa) mozaiğine hangi yönden bakarsanız bakın, İsa’nın bakışlarının sizi izlediğini görebiliyorsunuz. İç narteksteki mozaikler, doğumu öncesinden ve doğumundan başlayarak Meryem Ana’nın yaşamından kesitler sunuyor. Parekklesion, yani yan kilisedeki freskler ise Kitabı Mukaddes’ten sahneler tasvir ediyor.

Khora’nın Bizans sanatının Rönesans öncesi Rönesans’ı olduğu pek çok sanat tarihçisinin ortak kabulüdür. Khora’nın içindeki mozaikler ve freskler yapılıncaya dek bu coğrafyadaki Bizans resim sanatı aşırı stilize, pek çok bakımdan derinlikten, ifade ve duygudan yoksun olarak değerlendiriliyor. Buradaki mozaikler sadece doğal, canlı, hareket duygusu veren; yüzleri temsil ettikleri olayların ifadesini taşıyan; renklerin, özellikle kırmızı ve mavinin geçmiş resim örneklerinden daha can alıcı biçimde kullanıldığı eserler olmakla kalmaz, arka planda da öyküler anlatan sanat yapıtları olarak karşımıza çıkar. Bu bakımdan Khora, Bizans resim sanatındaki değişiminin başlangıcı, Rönesans’ın en önemli habercisi sayılmaktadır.

Tekrar Kariye Camiisi olarak anılacak yapıyı, sindire sindire gezmek isteyenlere, İstanbul üzerine çalışmış Murat Belge’nin haklı önerisini yinelemekte yarar görüyoruz: Gezmeye başlamadan önce, bu yapının mimarisini ve içindeki sanat eserlerini hakkını vererek incelemiş çalışmaları okumak, hem öyküleri birbirine bağlamak, hem de sanat eserlerini daha derinden algılamak bakımından yararlı olabilir.

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap