Amazon, Panama, İsveç ve İngiltere ormanlarındaki araştırmalara göre, ağaç kabuklarındaki mikroorganizmalar, sera etkisinden sorumlu bir gaz olan metanı atmosferden çekiyor.
Ağaç kabuklarındaki mikroorganizmaların atmosferden metan çektiğine dair araştırma, Temmuz 2024’te Nature’da yayımlandı. Araştırmanın yöneticisi Birmingham Üniversitesi profesörü Vincent Gauci, “Meslektaşlarım ve ben dünya ormanlarındaki ağaç kabuklarının sera gazı metanı emdiğini küresel ölçekte ilk defa gösterdik” diyor. Amazon, Panama, İsveç ve İngiltere’deki ormanlarda ölçüm yapan Gauci ve meslektaşlarının ilk tahminlerine göre, ağaçların her yıl atmosferden çektiği metan miktarı yaklaşık 25-50 milyon ton. Gauci, metanın karbondioksitten çok daha fazla ısı tuttuğunu, endüstri devriminden bu yana gözlemlenen ısınmanın yaklaşık üçte birinin metan kaynaklı olduğunu söylüyor.
Küresel ısınmaya katkı açısından bir ton metan salımı, yaklaşık 28 ton karbondioksit salımına eşdeğer sayılıyor. Ancak metan atmosferde daha kısa süre kaldığı için uzun vadeli etkisi daha az. Gauci ve meslektaşları makalelerinde metanın büyük kısmının atmosferdeki işlemlerle uzaklaştırıldığını, ayrıca toprakların metanı enerji olarak kullanan bakterilerle dolu olduğunu belirtiyor. Ayrıca metan salan organizmalar da var tabii… Mesela sulak alanlar, sığırların, koyunların sindirim sistemleri birer metan kaynağı. Sorun şu ki, çöp depolama alanlarından çıkan metan gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan salımları da dengeyi bozuyor. Atmosferdeki metan yoğunluğunun son 200 yılda, normal seviyesinin iki katının üzerine çıktığı belirtiliyor.
Karbondioksit ve metandan sonra insanların atmosfere saldığı en önemli sera gazı nitröz oksit. Karbondioksitten yaklaşık 300 kat güçlü bir sera gazı. Kısa süre önce, Boston College’den Prof. Hanwin Tian ve ekibi, nitröz okside dair yapılmış en kapsamlı değerlendirmeyi yayımladı. Tian ve meslektaşları, Endüstri Devrimi’nden önce orman topraklarında ve okyanuslardaki mikroorganizmalardan kaynaklanan doğal nitröz oksit salımının, nitröz oksidin tüketilme miktarına kabaca eşit olduğunu, dolayısıyla atmosferdeki yoğunluğunun nispeten sabit kaldığını söylüyor. “İnsan faaliyetlerinin son 40 yılda nitröz oksit emisyonlarını yüzde 40 artırdığını belirledik” diyen araştırmacılar, tarımda yaygın olarak kullanılan azotlu gübrelerin artışın ana nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor. İklim değişikliğiyle mücadele etmek için bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu, hükümetlerin, endüstrilerin ve vatandaşların sürdürülebilir bir gelecek için hep birlikte çalışması gerektiğini not ediyorlar.
Aslında sera gazlarının atmosferdeki oranı o kadar az ki, NASA’nın internet sitesine göre toplamda atmosferin sadece yüzde 0.05’ini oluşturuyorlar. Fakat bu orandaki küçük artışların bile önemli etkileri olması bekleniyor.
ORMANI KORUMAK
Sera gazlarının oranını etkileyen çok sayıda unsur olmasına rağmen, var olan denge insanların aşırı tüketimiyle bozuluyor. Bu noktada ormanları korumanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
FOTOĞRAF: TURGUT TARHAN / İğneada, Kırklareli