Anasayfa Genel 600 yıllık yolculuk: HALİÇ TERSANESİ

600 yıllık yolculuk: HALİÇ TERSANESİ

Harika Pelin Şengül

Geçmişi 1455’e uzanan ve çağlar boyunca Osmanlı gemiciliğinin merkezi olan Tersane-i Amire’den kalan ve özelliğini koruyan tek bölüm, Haliç Tersanesi. Atlas, şehrin kimliğinde yer etmiş bu endüstriyel mirasa girdi ve İstanbul’un denizcilik geleneğinin nasıl yaşatıldığına şahit oldu.

YAZI: MUSTAFA TÜRKER ERŞEN FOTOĞRAFLAR: YASİN AKGÜL

Koltukları, kapıları, can yelekleri, ahşap kaplamaları sökülmüş, boruları ortaya çıkmış vapur, Haliç’in korunaklı sularına sığınmış, denizin üstünde kıpırtısız duruyor. Beyaz baretli tersane çalışanları da içinde olmasa tamamen boş, yalnız bir hali var. Yine de hatıraları canlandırmayı başarıyor, insanın gözünün önüne hemen bir vapur yolculuğunun o bildik manzaraları geliyor. Dışarıdaki sıralara dizilip denizi ve şehri seyredenler, katlar arasındaki merdivenlerde inip çıkanlar, koşturan çocuklar ve elbette simit için vapurun peşine takılmış martıların, denizi köpürten pervanenin ve düdüğün sesi… İsmail Hakkı Durusu vapuru bir süre sonra bütün bunlara yeniden kavuşacak…

Kasımpaşa’da 70 dönümlük alana yayılan, vinçleri, atölye binaları, kıyısına yanaşmış bekleyen vapurlarıyla kendini belli eden Haliç Tersanesi’ni İstanbul ve Haliç’in benzersiz manzarası çevreliyor. Bu tarihi sanayi alanı üç kuru havuzu ve yılların deneyimiyle üretime yeniden hız verdi.

Mustafa Kemal’i 1919’da İstanbul’dan Samsun’a götüren Bandırma’nın kaptanı İsmail Hakkı Durusu’nun adını taşıyan Şehir Hatları vapuru, 2018’den beri Haliç Tersanesi’nde. Bakım onarımı devam eden vapur 1985’te hizmete girmişti. Güverte lostrası Yusuf Marangoz “İstanbul’un bütün hatlarında çalıştı” diyor yıllarca görev yaptığı gemi için. Seyir sırasında tayfanın amiri olan Marangoz, tamirat sürecinde de vapura eşlik ediyor. “İsmail Hakkı Durusu vapuru 58 metre” diyor, “görevdeyken 750 beygirlik iki motoru vardı, bin 500 kişi alabilirdi, hazır olunca yenilenmiş haliyle yine denize açılacak.” Ama o zamana dek bu korunaklı sularda, tersanenin ustalarının işlerini bitirmesini bekleyecek.

Atlas’ın tersaneyi görüntülediği Kasım 2022’de, 2 numaralı taş havuzda Beşiktaş I vapuru onarımdan geçiyordu. 81 metrelik havuz, 1821- 25 yılları arasında inşa edilmiş

Haliç Tersanesi, şehrin kalbinde uzaktan uzağa gördüğümüz ama içini fazla bilemediğimiz ve önemini genellikle gözden kaçırdığımız bir İstanbul mirası. Dünyanın hâlâ faaliyette olan en eski tersanelerinden biri, hem gemicilik, hem kültür tarihi açısından önemli bir merkez. Haliç’in iki tarafını birleştiren Atatürk Köprüsü’nün Beyoğlu ayağından başlıyor ve Kasımpaşa sahili boyunca 70 dönümlük alana yayılıyor. Vinçleri, atölye binaları ve tabii ki kıyısına yanaşmış bekleyen vapurlarıyla kendini hemen belli eden tersane, geçmişte Hasköy’e kadar uzanan geniş bir tersane kompleksinin, Tersane-i Amire’nin günümüze ulaşmış son parçası. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketi Şehir Hatları’na bağlı çalışan Haliç Tersanesi, farklı sınıf ve boylardan deniz taşıtlarının bakımını yaparak ve yenilerini üreterek, bir yönüyle geçmişle bugünü birleştiriyor.

USTALAR KUŞAĞI

Tersane-i Amire’nin tarihi, İstanbul’un fethinin hemen sonrasına, 1455’e kadar gidiyor. 16’ncı yüzyılda Yavuz Sultan Selim döneminde iyice gelişip büyüyen tersane, 1800’lerle birlikte modernleştiriliyor. O dönemden kalan izler, bazı binalardaki mimari ayrıntılar ve gemilerin bakımının yapıldığı havuzlarda hâlâ göze çarpıyor. Osmanlı’nın Tersane-i Amire’si, Kasımpaşa Deresi’nden başlayarak Haliç, Camialtı, Taşkızak ve Hasköy tersaneleri olarak ilerleyen bir bütündü. Ama geride özelliğini koruyan tek örnek olarak Haliç Tersanesi kaldı ve neredeyse 600 yıllık bu süreklilik onu gerçek bir şehir hazinesi yapıyor.

Tersanenin havuzlarında, geminin normalde sualtı kalan kısmı olan karinanın bakım ve onarımı gerçekleştiriliyor. 109 metrelik 1 numaralı havuzun suyu boşaltılmış, Mavi Karadeniz gemisinde oksijenle kesim yapılıyor.

Haliç çevresi tersaneleri, limanları, iskeleleri, ticaret mekânlarıyla denizcilik tarihimizde önemli yere sahip. Tersanenin sac işlerinin yapıldığı inşa atölyesinde çalışan 62 yaşındaki Güngör Erbaş “Haliç tersanesiz, tersane Haliç’siz olmaz” diye başlıyor söze, “bu bölge sadece tersanelere değil, onlara mal üreten yelkenci, halatçı, demirci, kürekçi gibi nice zanaatkâra da yüzlerce yıl ev sahipliği yaptı. 1970’lerde bile Kasımpaşa’da imalathaneler vardı.” Tersanede Güngör Usta gibi çok sayıda deneyimli isim var ve onların birikimi burası için hâlâ çok önemli.

Haliç Tersanesi’nin içindeki eski Gemi Yapı Teknik ve Meslek Lisesi’ni bitirmiş bu “ustalar kuşağı” henüz öğrenciyken tersaneyle tanışmış, tüm ömürleri burada geçmiş ve sayısız geminin yapım ve onarımına emek vermişler. “Kasımpaşa, Osmanlı’da büyük bir ekonomik güçtü” diyor Güngör Usta, “şimdi tersane ve çevresine bir ata yadigârı olarak bakmalı…”

Gemilerin İstanbul’un gündelik yaşamında, hatıralarında, manzarasında ve kimliğinde önemli yeri var. Onları şehre değer ve özgünlük katan bir tarihi eserden, mimari yapıttan çok da farklı düşünmemek gerekiyor. Bizi denize kavuşturan, İstanbul’un ne kadar özel bir coğrafya parçasında kurulduğunu hatırlatan ve dünyayı farklı bir açıdan gösteren araçlar onlar. Haliç Tersanesi’yse varlıkları ve devamlılıkları için vazgeçilmez bir sanayi tesisi.

TERSANEDEKİ ARKADAŞLAR

Tersanenin bir köşesinde Beşiktaş I çarpıyor göze, Fahri Korutürk vapuru ise çoktan havuza alınmış. İstanbul vapurları tasarımları, bacaları, direkleri, çapraz duran kırmızı çapalı logolarıyla o kadar tanıdık ki insan bir arkadaşını görmüş duygusuna kapılıyor. Diğer bir köşede Haliç Tersanesi’nde üretilmiş deniz taksiler sıralanıyor. Boru atölyesinde çalışan 64 yaşındaki İsmail Yılmaz “Haliç Tersanesi’nin yeri başkadır” diyor, “Türkiye gemi yapımında iyi bir noktada, Tuzla, Yalova tersanelerinde iyi işler yapılıyor ama Haliç’in bir geçmişi var…” İsmail Usta da Gemi Yapı Teknik ve Meslek Lisesi mezunu. “Bizim için okulla tersane bir aradaydı, sabah ders görür, öğleden sonra buraya tatbikata gelirdik. Mezun olduğumuzda zaten tersaneyi tanımış, tüm işlerini öğrenmiştik…”

Ustalar okullarını, öğretmenlerini, müdürlerini büyük saygıyla anıyor. Öğrencilerine burs veren, her ihtiyacını karşılayan, bir meslek ve bir hayat kazandıran meslek lisesi ne yazık ki 1981’de kapatıldı. Ama mezunları sadece burada değil, Türkiye’nin farklı yerlerindeki tersanelerde çalışmayı ve okulun adını yaşatmayı sürdürüyor. Civar semtlerde Haliç’e bakarak büyümüş bu çocuklar aslında tersanenin sosyal hayatı nasıl etkilediğini de gösteriyor.

Haliç Tersanesi yaklaşık bin çalışana, iki gemi inşa kızağına ve üç havuza sahip köklü bir sanayi tesisi. Tam teşekküllü bakım hizmeti veren tersaneye getirilen vapurlar kendi özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre farklı işlemlerden geçiyor. Sac muayenesi başlıca işlerden biri, geminin ana malzemesi sacın kalınlığı ölçülüyor ve inceldiği için yenilenmesi gereken bölümler değiştiriliyor. Sac kontrolü, özellikle geminin tekne kısmının sızdırmazlığı açısından önemli. Bu işe bakan inşa atölyesinin dışında geminin farklı bölümleriyle ilgilenen ve gereken parçaları imal eden başka atölyeler de var. Boru atölyesi, elektrik, şaft ve pervane, makine, torna, tesviye, marangoz, ince sac atölyeleri… Tüm bunların arasındaki koordinasyon ise Tersane Müdürlüğü’nün her gemi için hazırladığı iş planıyla sağlanıyor.

Tersaneye yanaşmış gemilerin bir kısmı paslı yüzleriyle dikkat çekiyor, bir kısmıysa hemen denize açılıverecekmiş gibi. Sırası gelenlerse dev havuzlara alınmış. Eğer geminin bakımı için havuzun suyu boşaltılmışsa, geminin normal şartlarda göremediğimiz gövdesi tüm heybetiyle ortaya çıkıyor. Tersane çalışanları, ustalar, mühendisler atölyelerden gemilere gidip dönüyor, vapurun birinden makine sesleri geliyor, kıvılcımlar çakıyor, havada dönüp duran martılar arada bir gemilere konuyor. Ve tüm bu olan biteni Tarihi Yarımada’nın ve Galata’nın manzarası çevreliyor. 600 yıla yakın süredir burada, aynı noktada insanların gemilere ve denizlere kafa yorduğunu bilmek Haliç’e bu kez ayrı bir gözle bakmamıza neden oluyor.

KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN ARALIK 2022 SAYISINDA. ALMAK İÇİN TIKLAYIN.

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap