Anasayfa Dergide Bu Ay Erzurum’daki Karadeniz: Işık Bahçesi

Erzurum’daki Karadeniz: Işık Bahçesi

Kehribar ve bal gibi yumuşak, akik ve ayaz gibi derin ışıktır Erzurum. Onun Karadeniz Bölgesi’nde kalan yedi ilçesi renkleri, kıvrımları, el değmemiş yükseltileri, tarihi ve kültürel dokusuyla göz kamaştırıyor.

Yazı: Tevfik Taş / Fotoğraflar: Turgut Tarhan

Erzurumdaki Karadeniz Işık Bahçesi - Sayı 262

Image 6 of 10

Sessiz Tapınak Tanrının ve onun temsilcilerinin isimleriyle doğmuş ve terk edilmiş ve kentlerin, kasabaların, köylüklerin hayatlarının kenarında çökelip sessizleşmiş tapınaklar… Yapanların gelme ve gitme nedenleri çoktan unutuldu, ne var ki. Anadolu’da yolların kıyısında, kırlarda görüp geçtiğimiz manastırlar, kiliseler, kümbetler, türbeler, o yaşanmışlıkların yokluğunu, eksikliğini, hatırasını taşıyabildiğince taşıdı. Taşıyor. Günümüz insanın “tarih” dediği olguda biraz da bu hatır, hatıra vardır. Şenkaya’nın Penek köyü yakınlarındaki Bana Manastır Kilisesi Gürcü-Bizans savaşından sonra yapılmış. Gürcü Krallığı’nın 1016 yılında bölgeye egemen olduğu düşünüldüğünde bu benzersiz yapı bin yıldır yaşıyor Şenkaya’da. Terk edilmişliğine gösterilen sessiz saygıyla, gönül yüceliğinin toprağında bakılarak, korunarak daha nice çağlar yaşasın istiyor gönül.

Parlayan beyaz saltanatıyla dağlar kuşatır Erzurum’u.  Dağlardır, çini misali beyaz boşluklar ve güçlü rüzgârların akıtıp geri çektiği dumanlı uğultulardır Erzurum’da zaman…

Erzurum coğrafyasına bakmak ışığın gözlerine bakmaya benzer; en solgun noktasında bile ışık kat kat açılır, sarar insanı. Kehribar ve bal gibi yumuşak, akik ve ayaz gibi derin ışıktır Erzurum. Sağlık, canlılık ilham eder ona gönençle, iyilikle bakana. Biraz da budur Erzurum’da zaman…

Atlas fotoğrafçısı Turgut Tarhan’ın, Erzurum’un kuzey kesitine çevirdiği objektifi, bize birçok şeye birden bakma olanağı veriyor…

Bu coğrafya pek çok insanın aklına, bugün de yeri göğü tutan karı ve o karların beslediği büyüklü küçüklü dereleri, Tortum ile Oltu çayları ve onların birleşip döküldüğü Çoruh Nehri’ni getirebiliyor.

Tarhan’ın deklanşörüyle dondurduğu anlarda, bir yanıyla kışları tepeden tırnağa beyaz olan bu coğrafyadaki kar yağışının, atmosferin ısınmasından dolayı azalışını görebiliyoruz.

Giderek azalana bakıyoruz. Coğrafyaların yeni zamanları olacak bu iklimler düşündürüyor ağaçların köklerini, yazdan biçilmiş otlardan arta kalan sararmışlığın süslediği alanları, dere ağızlarını, kayaçların yüzünü örten tülden yamalar gibi kabarıp incelen beyazlıkları…

Doğanın kendi zamanı gelmeden, kâr güdüsüyle hırpalanarak sönmesine, solmasına, ısınıp kuraklaşmasına ilişkin yazılıp söylenenleri yinelemek sıkıcı olur. İnsanlıkla evren arasındaki ilişkiye bize gerekli umutla, saygı, titizlik ve yeri geldiğinde itirazla, sahiplenmeyle baktığımızda daha derin görebiliriz önümüze çıkan güzellikleri. Nazım’ın dediğince: “Anlamak sevgilim o, bir müthiş bahtiyarlık/ anlamak gideni ve gelmekte olanı”.

Kuzey Erzurum’un gösterdiği bir nokta daha var: Tarih ve kültürel miras. Erzurum’un şu kadar küçük parçasında bile manastırlar, kiliseler, kaleler art arda, yan yana yaşıyor. Peribacaları, mağaralar gibi jeolojik mirasın vazgeçilemez öğeleri, halk mimarisiyle handiyse sarmaş dolaş, birbirine bakıyor. Bu mirasın korunabilmiş olanı, Erzurum’un kuzeyindeki herhangi bir kasabayı, yeryüzünün uzak başka bir ucundaki coğrafyayla buluşturmaya yeteceğine; “bilinmedik” denen yerlerdeki kültürlerin dünyasına bağlayabileceğine inandırıyor bizi.

Fotoğraf: Akşamın koyu mavisinde parlayan, o zamanın rengini alan bir su parçası… Bu, Çoruh’un İspir’deki görünümlerinden biridir… İspir Kalesi’nin bulunduğu yükselti Çoruh Vadisi’yle birlikte, İspir – Yusufeli yolunun ve ilçenin eski mahallelerinin kuşbakışı görülebileceği müstesna noktalardan biridir.

Yazının devamını Atlas’ın Ocak 2015 sayısında ya da iPad, iPhone, Android Ocak 2015 uygulamalarında okuyabilirsiniz.

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.doganburda.atlasandroid&hl=tr
https://appsto.re/tr/o68l1.i

Atlas Ocak 2015 / Sayı 262 

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap