Hindistan Kıtası, Asya Levhası ile çarpışıp Himalayalar’ı yükseltirken, daha kuzeyde, Çin’de, bir gölün içindeki çökelmiş kayaçlar kıvrılıp rengârenk tepeleri ve derin vadileri oluşturuyordu. Atlas, adeta bir ressamın fırçasıyla boyanmış gibi duran bu narin tablonun içinde, Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’ndaki “Gökkuşağı Dağları”ndaydı.
Yazı ve Fotoğraflar: Yıldırım Güngör
Bir ressamın tablosunu andıran Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’nın girişinde sel gibi akan bir kalabalıkla karşılaşınca şaşırdım. Bir süre gişeye doğru ilerlemeye çalıştım. Ne mümkün! Araçlardan inen gruplar kapıya hücum ediyorlardı. Her bir rehber 30-40 bilet aldığı için işlemler uzadıkça uzuyordu. Ama sonunda biletimi almayı başardım ve uğruna iki gündür yollarda olduğum bu olağanüstü yer şekillerinin içine daldım.
Serüvenim, pasaportuma bakan Çinli görevlinin gülümseyip “Welcome to China” (Çin’e hoşgeldin) diyerek giriş damgasını basmasıyla başlamıştı. Pekin’de (Beijing) geçirdiğim birkaç saat, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 65. yılına denk gelmişti. Kalabalığı yararak turladım Tiananmen Meydanı’nı. Birçok nokta, gülen yüzler şeklinde çiçeklerle süslenmişti. Herkes mutlu bu ülkede sanırım. Çiçekler bile.
Ertesi sabah, Sarı Nehir’in ikiye böldüğü ve zamanında İpek Yolu’nun en büyük kentlerinden biri olan Lanzhou’ya, oradan da Çanhey’e (Zhangye) uçtum. Otelime yerleştiğimde, yola çıkışımın üzerinden tam 57 saat geçmiş ve nihayet Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’nın bulunduğu coğrafyaya ayak basmayı başarmıştım.
Yaklaşık 400 kilometrekarelik bir alana yayılan muhteşem doğal anıtların gözlendiği yer olan jeopark, Gansu Eyaleti’nin Linze ve Baiyin bölgeleri sınırları içinde, Qilian Dağları’nın kuzey eteklerinde.
Burası ulusal bir jeopark, UNESCO’nun onayından henüz geçmemiş. Jeoparka giriş, 60 yuan, yani 10 dolar civarında. Araç giremiyor ama jeopark içinde yarım otobüsler kesintisiz hizmet veriyor. İnanılmaz bir kalabalık ve bu kalabalığı anında eriten inanılmaz bir organizasyon var. Jeoparka girenler kendilerine göre bir gezi planı yapamıyorlar, organizasyona uymak zorundalar. İlk gözlem istasyonunda işi bitenler o istasyonun durağına giderek sıraya giriyor ve ikinci istasyona götürülüyor. Jeoparkta dört gözlem noktası ve bu noktaları birbirine bağlayan yürüyüş parkurları var. Her bir nokta özenle seçilmiş ve bir diğerine göre farklı özelliklere sahip. Güzergâhtan çıkanlar hemen megafonla uyarılıyorlar. Çizilen hattın dışına çıkmak kesinlikle yasakmış. Bunun nedenini, “narin jeolojik oluşumların zarar görmesini önlemek” olarak açıkladı görevli. Böylece dört ana istasyona uğranıyor ve son duraktan alınan ziyaretçiler çıkışa geri getiriliyor.
Fotoğraf: Çanhey Danşia Ulusal Jeoparkı’nın en görkemli manzaraları dördüncü duraktaki platformdan izlenebiliyor. Doğu-batı uzanımlı bir sırtın bittiği noktadaki platformdan kuzeye doğru bakıldığında Yedi Renkli Dağlar adı verilen oluşumları izlemek mümkün. Özellikle gün batımında veya yağmurdan sonraki saatlerde renkler tüm güzellikleriyle ortaya çıkıyor. Görevliler dışında kimsenin araçla giremediği jeoparkta sık sık motorlu devriyeler dolaşıyor.
Yazının devamını Atlas’ın Ocak 2015 sayısında ya da iPad, iPhone, Android Ocak 2015 uygulamalarında okuyabilirsiniz.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.doganburda.atlasandroid&hl=tr
https://appsto.re/tr/o68l1.i
Atlas Ocak 2015 / Sayı: 262
Fotoğraf Galerisi