Gök donmuş yeşil bir nefes. Yakutistan Cumhuriyeti’nin deniz kapısı olan Tiksi, dışarının sıcağından, onun görünmez buzuna girdiğinde bunu söyleyebilir. Bit pembesi, mavi, sarı, zebercet yeşili, kardinal kırmızının içinde handiyse hareketsizdir. Tiksi. 1930’lara kadar, haritalarda pek görünmüyor. Sovyet gemilerinin burayı keşfinden sonra, bir sınır üssü haline geldi. Sovyetler’in dağılmasıyla çöktü ve büyük bir göç dalgası başladı. Evgenia Arbugaeva sekiz yaşında ayrıldığı topraklara, 19 yıl sonra yeniden döndü. Dünya Tiski’yi onun objektifinin minimalist genişliğiyle daha derinden ve afallatıcı olarak yeniden tanımaya başladı. Yakut dilinde “demir atma” anlamına gelen Tiksi’de mayısla temmuzun sonuna kadar güneş hiç batmıyor, kış vakti ise kasımdan ocağın sonuna dek güneş hiç doğmuyor. Fotoistanbul Festivali kapsamında fotoğrafları Türkiye’ye gelen Evgenia Arbugaeva; “kutup okyanusundaki bu küçük kasaba saf çocukluğumun hayal gücüdür” diyor. Tiksi, karanlık ve göksel ışıkların uzun aralıklarla gelip konakladığı yerdir.
Fotoğrafaltı Yazıları: Tevfik Taş / Fotoğraflar: Evgenıa Arbugaeva
Fotoğraf: Tiksi’de yazlar karlı ve güneşlidir. Yazlık giysileri içindeki Tanya, buzdan kayığına binmiş ve en sevdiği sokak köpeğiyle oynuyor
Atlas Kasım 2015 / Sayı 272