Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, agresif müdahalelerle ülkesinin etki alanını giderek genişletiyor; 2014 yılında Kırım’ın ilhakı ve şimdi de Ukrayna işgaliyle kimilerince “yeni çar” diye anılıyor. Bu benzetme, otoriter yönetim tarzının yanı sıra Bolşevik Devrimi’yle sona eren imparatorluk ihtişamına duyulan hayranlıkla da açıklanıyor. Rusya’nın son gerçek çarı II. Nikolay’ın iktidarı ise ihtişamlı yıllarından uzak, trajik bir şekilde bitmişti.
Romanov Hanedanı’nın hüküm süren son üyesi Çar II. Nikolay (tam adıyla Nikolay Aleksandroviç Romanov), 154 yıl önce Mayıs ayında Tsarskoye Selo’da doğdu. Çocukluk yaşlarından itibaren imparatorluğun idaresi için eğitildi. Babası, III. Aleksandr’ın ölümünden sonra, 1 Kasım 1894’te 26 yaşındayken Rusya tahtına oturdu. Aynı ay içinde, Büyük Britanya Kraliçesi Viktoria’nın torunu ve uzak kuzeni Aleksandra Fyodorovna ile evlendi. Hem Alman Kayzeri II. Wilhelm’in, hem de Britanya Kralı V. George’un kuzeni olan II. Nikolay’ın iktidarının ilk kanlı vakalarından biri, 1896 yılının 26 Mayıs günü, Moskova Uspenski Katedrali’ndeki resmi taç giyme töreninde yaşanan izdiham olacak; tribünlerin çökmesi sonucu binden fazla kişi ölecekti.
Babasının 13 yıllık idaresinde Rusya savaşlardan uzak durmuş ve sanayisini hızla geliştirip mali dengeyi yakalamıştı. Yine onun döneminde, Rusya’nın geniş coğrafyasında uzak-yakın tüm kentler demiryoluyla birbirine bağlanmıştı. II. Nikolay ile de ekonomik gelişme sürdü, ancak bu dönem işçi sınıfı açısından aynı ölçüde refah içermiyordu.
DEVRİMİ HAZIRLAYAN ŞARTLAR
Fakat II. Nikolay’ın idaresinde dünya tarihi açısından asıl dönüm noktası, 1904-1905 Rus-Japon Savaşı oldu. Çarın Güneydoğu Asya’daki yayılmacı siyaseti Rusya’yı Japonya ile karşı karşıya getirmişti. Bu savaştan Japonya galip çıkacak, ancak özellikle Rus donanmasının Port Arthur muharebelerindeki ağır mağlubiyeti tüm Avrupa’yı şaşırtacaktı. Savaş asıl büyük etkisini ise ülke içinde gösterdi.
22 Ocak 1905’te St. Petersburg’ta Peder Georgy Gapon adlı papazın örgütlediği işçilerin, çalışma saatlerinin azaltılması, ücretlerin artırılması gibi isteklerinin yer aldığı dilekçelerini sunmak üzere Kışlık Saray’a yaptıkları yürüyüş, çarlık askerlerince ateş açılarak durduruldu. Binden fazla kişinin ölümü, yüzlerce kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olayın ardından ülkede grevler başladı. Kanlı Pazar denilen bu olayın yaktığı kıvılcımla 1905 Devrimi gerçekleşti.
Haziran 1905’te Rusya’nın Karadeniz filosunda görevli Potemkin Zırhlısı’nın personeli de bu harekete katıldı. Gemi personeli subaylara karşı ayaklandı ve yönetimi ele geçirdi. Gelişmeler üzerine Çar II. Nikolay, yetkilerini sınırlayan ve ilk Rusya parlamentosu sayılan Devlet Duması’nın kurulmasını sağlayan 30 Ekim 1905 manifestosunu imzaladı. Böylece Rusya, anayasal monarşiye geçti. Ancak devrimi yapan kesimlere baskı sürdü. Yeni ayaklanmalar bastırıldı, Duma kapatıldı.
Rusya, 1906’dan sonra Balkanlar’daki Panslavism etkisini artırmak için Avusturya-Macaristan’la yoğun bir mücadeleye girdi. 1914’te Avusturya-Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ın Saraybosna’da öldürülmesi üzerine Avusturya-Macaristan, Sırbistan’a savaş ilan etti. Bu kıvılcım, çoktandır Avrupa’da kaygıyla beklenen Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına yol açacak, Çar II. Nikolay, Büyük Britanya ile Fransa’nın yanında savaşa katılacaktı. Ancak Rusya savaşa hazır değildi. Ekonomi kötü durumdaydı. Rusya, Baltık Denizi’nden Karadeniz’e uzanan bir cephede savaşmaya başladı.
Savaşın uzaması, art arda gelen yenilgiler, cephe gerisindeki sıkıntılar ve Rusya’nın tümüne yayılan büyük yoksulluk Rus halkında büyük bir tepki doğurmuştu. Çar ise çevresinden gelen uyarıları dinlemiyor; çoğunlukla Çariçe Aleksandra’nın ve Papaz Rasputin’in tavsiyelerine uyuyordu. Rasputin, Romanovlar üzerinde büyük bir etkiye sahipti, onun doğaüstü güçlere sahip olduğuna inanıyorlardı. Ancak yenilgiler arttıkça Rasputin ve Aleksandra’nın itibarı tükendi. 30 Aralık 1916’da Rasputin muhafazakâr soylularca öldürüldü.
TAHTTAN İNİŞ VE SON
Birinci Dünya Savaşı, Rus muhaliflere yeniden bir araya gelmeleri için büyük bir fırsat sunmuştu. İşçilerin ve topraksız köylülerin koşulları, Avrupa’dan gelen özgürlükçü fikirlerle birleşince 8 Mart 1917’de St. Petersburg’da (o dönemki adıyla Petrograd) ayaklanma başladı. Rusya’da kullanılan Jülyen takvimine göre 23 Şubat 1917’ye denk geldiği için Şubat Devrimi adını alan olaylar sonunda Çar II. Nikolay kendisi ve oğlu adına tahttan feragat etti. Çar ve ailesi bir süre ev hapsinde kaldı. 1917 yazında kurulan geçici hükümet tarafından da Urallar’daki Yekaterinburg’a gönderildiler. Tam bir yıl sonra, 16-17 Temmuz 1918 gecesi çar, eşi, çocukları Olga, Tatyana, Maria, Anastasya ve Aleksey ile doktoru ve uşakları kurşuna dizilerek idam edildi.
Sonraki yıllarda kendisinin “çarın katliamdan kurtulan kızı, torunu” vb. olduğunu iddia edenler Avrupa gazetelerinde gündeme geldi. Hatta bu söylentiler üzerine kurgulanmış filmler çekildi. 1979’da Yekaterinburg’da çar ve ailesine ait olduğu düşünülen bir mezar bulundu, ancak buradan çıkarılmaları Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991’den sonra mümkün olabildi. Sonraki dönemde DNA analizi ile bu kemiklerin Romanovlar’a, doktor ve uşaklarına ait olduğu anlaşıldı. Kremlin’in kararıyla Rus Kilisesi çar ve ailesini yeniden kutsadı; Temmuz 1998’de çar, eşi, kızları Olga, Tatyana ve Anastasya ve diğer dört kişinin kemikleri St. Peter ve Paul Katedrali’ne hanedan üyelerinin yanına gömüldü. Tüm bu kimlik doğrulama süreci, içerdiği tartışmalarla ayrı bir yazının konusu. Patrik II. Aleksey’in son dakikada cenazeye katılmadığını ve törene katılan diğer Ortodoks rahiplerin de gömülenlerin isimlerini anmayıp “kim olduklarını Tanrı bilir” demekle yetindikleriyle belirterek, son çarın hikâyesine noktayı koyalım.
ÇARLIK DÖNEMİNDEN BİR ASİ
Haziran 1905’te Rusya’nın Karadeniz filosunda görevli Potemkin Zırhlısı’nın personeli, 1905 Rus Devrimi’ne katıldı ve isyanın simgelerinden biri oldu. Yönetmen Sergei Eisenstein’ın 1925 tarihli kült sessiz filmi Potemkin Zırhlısı’nın çatısını da bu hikâye oluşturdu. Gemi, Panteleimon adıyla Birinci Dünya Savaşı sırasında Trabzon’un ve Anadolu’nun Karadeniz kıyılarının bombardımanına da katıldı.