Anasayfa Atlas Rotaları Kestel Kanyonu Keşfi: TOROSLAR’IN EN ZORLUSU

Kestel Kanyonu Keşfi: TOROSLAR’IN EN ZORLUSU

Harika Pelin Şengül

Mersin’in Mut ilçesinin sınırlarındaki Kestel Kanyonu, Toroslar’ın eteklerine saklanmış bir hazine sandığı. El değmemiş ormanlar ve dik kayalıkların çevrelediği, özgür akarsuların birbiriyle yarıştığı kanyonun en gözalıcı parçası ise 90 metre yüksekliğindeki şelale. Ama bu zorlu coğrafyada ona yaklaşmak bile kolay değil. Atlas’tan Turgut Tarhan, uzun süredir hazırlığını yaptığı kanyon şelalesi keşfini nihayet tamamladı.

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: TURGUT TARHAN

Görkemli olduğu kadar gizemli şelaleyi görebilmek için saatlerdir zor ve tehlikeli arazide yürüyordum. 90 metreye yakın yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek kanyon şelalelerinden biri bekliyordu beni. Mersin’in Mut ilçesi sınırlarında, Toroslar’ın eteklerinde saklanan, uzun süredir görmeyi istediğim ve ayrıntılı hazırlıklar yaptığım şelaleyle buluşmama nihayet çok az bir zaman kalmıştı.

Kestel Kanyonu’nun doğu kolunda 90 metreye yaklaşan yüksekliğiyle Türkiye’nin en görkemli kanyon şelalesi saklanıyor. Söğütözü Deresi üzerindeki şelalenin suyu mevsime ve yağışlara göre değişkenlik gösteriyor.

Mut ilçesinin bu köşesini dört yıl önce Atlas için Dağlık Kilikya konusunu hazırladığım sırada görme imkânı bulmuş ve çok etkilenmiştim. Bakir ormanları, sağda solda göze çarpan devrilmiş ağaçları, dik kayalıkları ve o derin sessizliğiyle insandan ırak, neredeyse el değmemiş bir yöreydi burası. Kestel Kanyonu’nu görüntülemek üzere bölgeye dönmeden önce uzun süre bu coğrafyayı araştırdım ve üç boyutlu, uydudan izleme yazılımının yardımıyla detaylıca inceledim.

Kestel Kanyonu, bu bozulmamış coğrafyanın gözlerden uzak doğa hazinesiydi. Y şeklindeki kanyonun doğu kolunda Söğütözü Deresi, batı kolunda Konarı Deresi akıyordu. Bu ikisi kanyon içinde birleşiyor ve Kestelkapızı Deresi adını alıyordu. (Akarsu, kanyonun içinden çıkıp çevresinde köylerin uzandığı düzlüklerden geçtiğindeyse Pirinçsuyu olarak anılıyordu.) İlginç yapısıyla benzerine az rastlanan kanyonun orta bölümü, şelalesi ve çevresi koruma alanı, bu el değmemişliğin bir nedeni de aslında bu. Kanyon, yaban keçileri için de bir koruma ve üreme alanı. 2005 yılında kanyonun 4 bin 546 hektarlık bölümü yaban hayatı geliştirme sahası statüsüne alınmış.

KESTEL-KANYONU

Kestel Kanyonu’nun doğu kolunda, yüzlerce metrelik kaya duvarının alt kesiminde doğal mağaranın önüne duvar örülerek bir yapı oluşturulmuş. Persinlik mevkiindeki yapının bir manastırın kalıntısı olduğu düşünülüyor.

Benim gitmeyi arzuladığım kanyonun içindeki şelale Söğütözü Deresi üzerinde, ulaşması çok zor bir noktada. Teknik ekipman kullanmadan yanına gitmekse imkânsız. Ama bölgeyle ilgili merakımı gidermek ve şelaleyi fotoğraflamak için yaptığım araştırmalarım sırasında, bu etkileyici su kütlesinin tam karşıdan görülebildiği bir kayalık burun tespit ettim. Kestel’in şelalesini işte bu noktadan seyredecektim…

Ekip üyeleri, doğu kolunda kanyonun sonuna doğru kendilerini karşılayan uzun kanallarda yüzerek yol aldı.

Kestel Kanyonu’nun yüzlerce metrelik kaya duvarları ile her tarafa serpilmiş kemer, mağara, obruk gibi jeolojik oluşumlar gerçekten göz kamaştırıcı. Yer yer ardıç, karaçam, kızılçam, meşe ve gürgen ağaçlarıyla örtülü alan otsu bitkiler açısından da çok zengin. Ayrıca yakın çevrede Dağpazarı Kilisesi, Mavga Kalesi, Taş Köprü gibi kültür varlıkları bulunuyor. Yine ünlü Alahan Manastırı ise kuş uçuşu yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

KONUNUN TAMAMI ATLAS’IN AĞUSTOS SAYISINDA. ALMAK İÇİN TIKLAYIN!

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap