Anasayfa Gündem TÜRKİYE’NİN DEPREM TEHLİKE HARİTASI

TÜRKİYE’NİN DEPREM TEHLİKE HARİTASI

Harika Pelin Şengül

Türkiye’nin yeni Deprem Tehlike Haritası ile “birinci derece deprem bölgesi” gibi ifadeler ortadan kalktı. Artık her yerleşim için yeni parametreler var. deprem.afad.gov.tr’den bölgenizin deprem tehlikesini sorgulayabilirsiniz. Atlas’ın bilim insanlarının katkılarıyla hazırladığı Türkiye Deprem Atlası’ndan aktarıyoruz.

Not: Bu yazı, 2020 tarihli Türkiye Deprem Atlası’ndan siteye aktarılmıştır.

YAZI: DOÇ. DR. BÜLENT ÖZMEN

Türkiye’nin deprem bölgeleri haritaları bugüne dek altı kez değiştirildi. Bunun nedeni gerek deprem mühendisliği ve mühendislik sismolojisindeki gelişmeler, gerekse aktif tektonik ve sismotektonik bulguların, tarihsel ve aletsel dönemde hasara neden olmuş depremler hakkındaki bilgilerin ve depremlere ait kayıtların artmasıydı.

Değişiklikler 1945, 1947, 1963, 1972, 1996 ve 2019 yıllarında bakanlar kurulu kararlarıyla yapıldı. Son harita, 18 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı ve 1 Ocak 2019 tarihinde uygulamaya sokuldu. Böylece dünyada ve Türkiye’de deprem mühendisliği alanındaki gelişmelere ve diri fay çalışmaları ve deprem verilerinin artışına paralel olarak 23 yıl aradan sonra Türkiye’nin Deprem Haritası değiştirilmiş oldu.

Peki, yeni Türkiye Deprem Haritası ile nasıl değişiklikler geliyor?

Yeni Deprem Tehlike haritası interaktif hale getirildi. Kaynak: AFAD / deprem.afad.gov.tr

Bir önceki deprem bölgeleri haritası 1996 yılında yayınlanmıştı. O haritada Türkiye, 50 yıl içinde yüzde 90 ihtimalle aşılmayacak yer ivmelerine göre beş bölgeye ayrılmıştı. Haritada, Türkiye yüzölçümünün yüzde 66’sının birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde bulunduğu ve nüfusunun yüzde 71’inin bu bölgelerde yaşadığı gösteriliyordu. 23 yıl aradan sonra yeni Deprem Tehlike Haritası’nın yürürlüğe girmesi ile bölgeleme olayı, yani “birinci derece deprem bölgesi”, “ikinci derece
deprem bölgesi” gibi ifadeler ortadan kalktı. Artık her yerleşim biriminin, mahallenin deprem tehlikesi, faya yakınlığına veya uzaklığına bağlı olarak değişebiliyor. Parsel bazında, hatta koordinat bilgilerinin girilmesi ile bina bazında deprem tehlikesi öğrenilebiliyor, istenirse deprem raporu alınabiliyor.

Binalarımızın bu haritada verilen deprem tehlikesi değerlerine göre yapılmak zorunda olduğu, mevcut binaların performanslarının değerlendirilmesinin ve riskli olanların belirlenmesinin buradaki tehlike değerlerine göre yapılacağı düşünüldüğünde, hepimiz doğrudan veya dolaylı bir şekilde bu değişimlerden etkileneceğiz.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) göre, yeni deprem tehlike haritası göz önüne alındığında, Türkiye yüzölçümünün yüzde 18’i birinci derece deprem tehlikesi altında bulunuyor ve nüfusunun yüzde 27’si de bu bölgede yaşıyor. 475 yıllık dönüş periyodu ve 50 yıl içinde yüzde 90 ihtimalle aşılmayacak maksimum yer ivmelerini (PGA) gösteren 1996 tarihli harita ile kıyasladığımızda birinci derece (PGA ≥ 0.4 g) deprem bölgesinin toplam alanının 2019 tarihli haritada azaldığı görülüyor.

HARİTA NASIL KULLANILABİLİR?

AFAD tarafından hizmete sokulan web sayfası ile Yeni Deprem Tehlike haritası interaktif hale getirildi. E-devlet şifresi ile girilen bu sitede, bulunduğunuz yerin, bölgenin deprem tehlikesi ile ilgili çok farklı şekilde sorgulamalar yapılabiliyor, istenirse bunları harita üzerinde görebiliyor ve rapor halinde çıktı alabiliyorsunuz. Yeni deprem tehlike haritalarında deprem tehlikesi maksimum yer ivmesi, spektral ivme ve maksimum yer hızı cinsinden tanımlanıyor.

Prof. Dr. Süleyman Pampal ile yazmış olduğumuz “Türkiye’nin Deprem Gerçeği Deprem Bölgeleri Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinin Tarihsel Gelişimi” isimli kitap ile Türkiye’nin deprem tarihini belgelemiştik. Bu kitapta mühendislik sismolojisindeki gelişmeler; tektonik ve sismotektonik bulguların ve deprem kayıtlarının artması gibi nedenlere bağlı olarak bakanlar kurulu kararları ile yürürlüğe girmiş olan önceki deprem bölgeleri haritalarına ve bu haritalara bağlı olarak 1940 yılı talimatnamesi ile başlayan ve zaman içinde 1947, 1949, 1953, 1961, 1968, 1975, 1996, 1997, 1998 ve 2007 yıllarında yürürlüğe giren bina deprem yönetmeliklerine yer vermiştik. Bu belgeler Resmi Gazete, Bakanlar Kurulu kararları, Cumhuriyet arşivi ve birçok kamu kurum kuruluşun arşivi taranarak elde edildi. Ayrıca kitabın ekinde verilen CD ile binanın yapım tarihini girerek hangi yönetmeliğe göre yapılmış olması gerektiği, yerleşim biriminin adını yazarak 1945, 1947,
1963, 1972 ve 1996 tarihli resmi deprem bölgeleri haritalarında hangi bölgeye düştüğünü bulma, il il deprem bölgeleri ve fay hatlarını inceleme, bulunduğunuz yerin deprem tehlikesinin geçmiş haritalara göre nasıl değişime uğradığı gibi birçok bilgiye kısa zaman içinde ulaşmak mümkün hale getirilmişti.

Bu çalışma çok yoğun emek harcanarak ve kaybolmaya yüz tutmuş birçok belge ve haritaya ulaşarak yapılmıştı. İnteraktif olarak hizmete sunulan Yeni Deprem Tehlikesi haritasının bizim yaptığımız çalışma ile entegre edilerek çok daha kullanışlı ve birçok ihtiyacı giderecek şekilde yeniden tasarlanmasında büyük yarar var. Eğer bu yapılabilirse Türkiye’nin deprem tarihi eksiksiz bir şekilde belirlenmiş olacak.

Benzer Yazılarımız

1 yorum

Kürşat 9 Şubat 2023 - 13:15

Böyle harita mı olur, riski en yüksek olan yerler şehir merkezleri…. Şehir merkezinin neresi olduğu belli değil

Cevap

Yorum Yap