Dicle Nehri üzerinde yapılacak üç HES projesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nda onaylandı. Oysa Fırat barajlarla boğulduktan sonra Dicle’nin biyolojik çeşitlilik açısından önemi daha da artmıştı.
Barajlar ve hidroelektrik santrallarıyla (HES) nehir kimliğini yitiren Fırat’ın acı kaderini Dicle Nehri de paylaşacak gibi görünüyor. Dicle’nin başlangıç kısmına yapılan Kralkızı (bitiş tarihi 1998) ile Dicle (2000) baraj ve HES’lerinden başka Diyarbakır’da yeni baraj projeleri olduğu kulaktan kulağa dolaşıyordu. Atlas, mart sayısının kapak konusu “Cennet Bahçesi Hevsel” makalesinde, Dicle’yi bekleyen sona dikkat çekmişti. Dergi piyasaya çıkalı bir hafta geçmişti ki üç yeni HES haberi ulusal basında yer aldı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır’da Dicle Nehri üzerinde yapılacak HES projeleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nda onaylandı ve çalışmalara başlandı. Kentteki sivil toplum kuruluşları ve ilgili meslek odaları, Diyarbakır’a yaklaşık 90 kilometre mesafede yapılacak HES’lerin Dicle Nehri’ni kurutacağını savunarak projeye tepki gösterdi.
Doğan Haber Ajansı’na (DHA) konuşan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Diyarbakır Şubesi Başkanı Turan Kapan, Dicle Nehri’nde yapılacak HES’lerin proje sürecinin devam ettiğini belirterek yargıya taşıyacaklarını söyledi: “Regülatörlerin yapılacağı yerler, klasik sulama yöntemlerinin kullanıldığı tarımsal alanlardır. Regülatörler Dicle Nehri’ni kurutarak tarımla uğraşan vatandaşları mağdur edecek. Biz bunları araştırıyoruz. İlgili kurumlardan görüş aldıktan sonra yargı sürecine taşıyacağımızı söyleyebilirim.”
Fırat’la birlikte ülkemizin toplam yerüstü su kaynaklarının dörtte birini oluşturan Dicle’nin yıllık debisi (akış hızı) ortalama 16 milyar metreküp. Mevsime göre değişmekle birlikte nehirdeki en yüksek debi mart ve nisan aylarında ortaya çıkıyor. Fırat Nehri üzerindeki doğal alanların büyük barajlar nedeniyle yok olmasından sonra Dicle’nin biyolojik çeşitlilik açısından önemi daha da arttı. Bölgedeki son bakir nehir ve kanyon ekosistemi Dicle Vadisi’nin güney bölümündeki Hasankeyf’i sular altında bırakan Ilısu Baraj Projesi’nin yol açtığı doğal, çevresel ve kültürel yıkımı ise Atlas okurları yakından biliyor.
Turan Kapan’ın, HES’lerin Dicle Nehri’ne etkisine dair değerlendirmesi şöyle: “Dicle Nehri üzerinde daha önce yapılan barajların, nehrin akışını ve debisini nasıl değiştirdiği, özellikle yaz dönemlerinde kuruma noktasına geldiği ortada. Yeni yapılacak HES’lerle birlikte nehrin can suyunun da tamamen durma noktasına geleceği bizi kaygılandırıyor. Tabii bizim yaşam alanlarımız, su kaynaklarımız olsun bugün kâr anlayışına hizmet eden bir yönetim çerçevesinde kullanılıyor. Bu kaynaklara yönelik hükümetin ciddi tasarruflarda bulunması biz meslek odalarını kaygılandırıyor.”
Haber: İbrahim Baştuğ / Fotoğraf: Selim Kaya
ATLAS Mayıs 2014/SAYI:254