Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde bulunan Alara Çayı, bölgenin önemli doğa miraslarından biri olan Uçansu Şelalesi’nin yanında çok sayıda yaban hayvanına da ev sahipliği yapıyor. Ancak bölgedeki çok sayıda köyün tarım ve hayvancık üretimi için de önemli bir su kaynağı olan Alara Çayı’na 7 tane HES yapılmak isteniyor. Bu HES’lerden biri olan Kamer HES projesi için hazırlanan ÇED raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunarak onaylandı.
Projeden etkilenecek olan köylüler ise ÇED raporunun iptali için Antalya İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Projeyle ilgili hazırlanan ÇED raporunda yer alan bölgedeki yaban hayvanlarının inşaat faaliyetinden etkilenmemesi için yüksek ses çıkartılarak alandan uzaklaştırılması, buna rağmen kaçmayan hayvanların ise eldivenle yakalanarak alandan uzaklaştırılması önerisi ise tepkilere neden oldu.
Alara Vadisi’ndeki HES projelerine karşı çıkan, Köprülü, Çaltı, Akyarı, Ortaköy, Eskibağ, Yeşildere ve Balkaya köylüleri, önceki gün projeden en çok etkilenmesi beklenen Kayabükü köyünde bir araya gelerek eylem yaparak seslerini duyurmaya çalıştılar. Köylülerin eylemine, Kumluca, Kemer, Manavgat ve Antalya’dan gelen yaşam savunucularıyla, hukukçular da destek verdi.
Köylüler adına açıklama yapan avukat Munip Ermiş, Alara Çayı üzerinde yapımı planlanan 7 HES projesinden biri olan Kamer HES’in 5,5 kilometrelik tünelle suyun toprakla temasını keseceğini belirterek, projede canlı yaşamı için hiçbir korumanın öngörülmediğine dikkat çekti. Alara Çayı kıyısındaki bitki ve canlıların Allah’a emanet edildiğini savunan Ermiş, “proje kapsamında kullanılacak olan türbinlerle nehir yatağındaki suların tamamının kullanılması amaçlanmıştır. Bundan da anlaşılacağı gibi nehirdeki sulardan hiçbir şekilde başka canlıların yararlanması olanaklı değildir. Bu proje tamamen Alara çayı ve Küçük Çayı ve bu nehirleri besleyen tüm derelerin sularını kullanmayı amaçlamıştır” dedi.
Kamer HES projesinin, Türkiye’nin de imzaladığı uluslar arası sözleşmelere de aykırı olduğuna değinen avukat Munip Ermiş, yörede tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan köylülerin proje yüzünden mağdur olacaklarını dile getirdi. Kamer HES için hazırlanan ÇED raporunda, Alara Çayı’ndan su ihtiyacını karşılayan çakal, dağ keçisi, domuz, kurt ve tilki gibi yaban hayvanlarının inşaat faaliyetinden etkilenmemesi için yüksek sesle kaçırılması, kaçamayanların da eldivenle tutularak uzaklaştırılması önerisini de eleştiren Ermiş, ÇED raporunda regülatörün inşaatı aşamasında sudaki canlı yaşamına olumsuz etkisinin kabul edilmesine karşın bir önlem içermediğini belirterek, ÇED raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanması üzerine dava sürecini başlattıklarını açıkladı.
Kayabükü köyündeki eyleme HES projesine karşı çıkan köylülerin kararlı tavırları damgasını vurdu. Kumluca Alakır Vadisi ve Manavgat Ahmetler köyünden gelerek eyleme destek veren yurttaşlar, yöre köylüleriyle HES’lerle mücadele konusundaki deneyimlerini paylaştılar.
Kadınların yoğun katılımının dikkat çektiği eylemde konuşan 65 yaşındaki Münevver Şanlı, hiçbir kuvvetin sularını ellerinden alamayacağını belirterek, HES projesiyle doğanın ve insanların haklarının hiçe sayıldığını dile getirdi. Atalarının mirası olan yaşam kültürünü geleceğe aktarmaya kararlı olduklarının altını çizen 85 yaşındaki Ahmet Demirok ise HES şirketinin yetkililerine seslenerek, “Biz başımızı veririz, suyumuzu vermeyiz. Gidin rızkınızı başka yerde arayın” diye konuştu.
ÇED Raporundan: “Hayvanların Kaçması Beklenmeli”
Eleştiri konusu olan Kamer HES’le ilgili ÇED raporunda, projeden etkilenmesi beklenen yaban hayvanlarıyla ilgili ilginç ifadelere yer veriliyor. Alandaki bitkilerin kesimi ve tıraşlanması öncesinde yabanıl fauna bileşenlerinin bunların arasında veya içerisinde bulunmadığına emin olunması gerektiği vurgulanan ÇED raporunun ilgili bölümünde şu ifadeler dikkat çekiyor: “Kesim öncesi gerçekleştirilecek görsel kontrollerde rastlanan hayvanların kendiliklerinden kaçarak uzaklaşmaları beklenmektedir. Aksi takdirde, yani herhangi bir nedenden dolayı bu kesimlerden uzaklaşmamış bireylerin söz konusu olduğu durumlarda bu bireylerin zarar görmemeleri için bu kesimlerden uzaklaştıracak yöntemler kullanılacaktır.
“Hayvanlar Kaçmazlarsa Eldivenle Tutup Uzaklaştırılmalı”
Genellikle kaçırmaya yönelik olarak seslerden yararlanılmaktadır. Alışılmadık ve yüksek tondaki seslerden meydana gelecek rahatsızlık sonucu bitkilerin içine, arasına veya altına saklanan formlar ortaya çıkarak yakın alanlarda, kendilerini daha güvenli hissedecekleri habitatlara uzaklaşmak zorunda kalacaklardır. Eğer kaçırma uygulamasından sonuç alınamazsa uygun yakalama kepçeleri kullanılarak yakalanan yabanıl formlar eldivenlerle dikkatlice tutularak alan dışında, zarar görmeyecekleri uygun habitatlara taşınarak uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu uzaklaştırma uygun yakalama yöntemleri ve donanımları kullanılarak deneyimli bir kişi ya da ekip tarafından gerçekleştirilebilir. Bu amaçla faaliyet alanına yakın çevredeki ilgili kişi ve kuruluşlardan uzman desteği talep edilebilir.”
Alara Çayı Çevresi Endemik Bitki Zengini
Gündoğmuş’tan doğan, Alanya ve Manavgat ilçelerine sınır çizerek Akdeniz’e dökülen Alara Çayı üzerindeki Hayat 1 ve Hayat 2 HES projeleri, yöre halkının açtığı dava sonucu 2013 yılında Antalya Bölge İdare Mahkemesi tarafından durdurulmuştu. HES projelerinin tehdidi altındaki Alara Çayı çevresinde, doğa yürüyüşü, kuş gözlemi, endemik bitki gözlemi ve rafting gibi ekoturizm faaliyetleri de yapılıyor.
Haber: Yusuf Yavuz / Fotoğraf: Uçansu Şelalesi – Cüneyt Oğuztüzün, Atlas Arşivi
12 Mayıs 2015