Haber: Yusuf Yavuz / Fotoğraf: Erdal Elginöz
Antalya’nın Kumluca ilçesinde önce Erentepe ve Topbaş, ardından ise Adrasan’da çıkan orman yangınlarında yüzlerce hektarlık ormanlık alanın yanı sıra seralar, evler ve canlılar yok oldu. Antalya’daki yangınlarla ilgili kamuoyuna bilgi veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, dünyada örneği olmayan bir yöntemle Olimpos’u tahliye ettiklerini açıkladı. DHA’ya konuşan Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez ise Bakan Eroğlu’nun dünyada örneği yok dediği yöntemin ayrıntılarını anlattı. Üzmez, Adrasan ve Topbaş’da seralar, Olimpos’ta oteller zarar görmesin diye karşı ateşler vererek hava ve yer güçleriyle müdahale ederek yangınları bertaraf ettiklerini anlattı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkililerinin açıklamalarının ardından görüşüne başvurduğumuz Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Türkiye’nin yangın karnesini değerlendirdi. Orman yangınlarının önlenebilmesi için geliştirdiği çeşitli projeleri bulunan Neyişçi, “Uzaya gidebilirsiniz, birçok teknoloji üretebilirsiniz ama orman yangınlarına müdahale etmek ayrı bir uzmanlık ister. Orman yangınına karşı mücadele bir savaş gibidir. Bunu bir kurmay gibi yönetmelisiniz. Çünkü orman yangınlarında kontrol edemediğiniz bir çok unsur var. Dolayısıyla personeliniz bölgeyi bilen insanlar olmalı, uzun süredir orada yaşayan insanlardan seçilmeli” diye konuştu.
Neyişçi ayrıca şunları söyledi: “Türkiye’de orman yangınlarına ayrılan bütçenin yüzde 90’ı uçak ve helikopter alımına harcanıyor. Oysa bu bütçenin yüzde 90’ı eğitime harcanmalı. Çünkü orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı. Yüksek teknolojiye yatırım yaptıkça büyük orman yangınlarına da zemin hazırlamış olursunuz. Uçak ve helikopter filonuz büyüdükçe, orman yangınlarınız da büyür. Burada asıl önemli olan, orman içindeki ince yanıcıları kış aylarında kontrollü olarak temizlemek. Türkiye maalesef bunu yapmıyor.” Türkiye’deki orman fakültelerinde, orman yangınları konusunda eğitim veren bir bölüm bulunmadığına işaret eden Neyişçi, biri Antalya’da bulunan iki yangın eğitim merkezinin simülasyon eğitimi vermesinin yeterli olmadığını dile getirdi.
Öte yandan Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi’nin geçtiğimiz hafta orman yangınlarıyla ilgili yaptığı açıklamadaki uyarıların ne kadar önemli olduğu Antalya’da cayır cayır yanan ormanların ardından bir kez daha anlaşıldı. Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi’nin uyarılarla dolu açıklamasında şu ifadeler vardı:
“Orman yangınları nitelik değiştirdi. Artık ağaçlar kadar, orman içi ve bitişiğine inşa edilmiş yapılar da tehdit altında. Orman Yangınlarıyla mücadele giderek daha karmaşık hale gelirken, söndürme masrafları da hızla artıyor. Eskiden sadece yanan ormanlardan söz ederken şimdilerde yanan ya da yanma tehdidi altında kalan konutlar, köyler, tesisler ön plana çıkmaya başladı. Bunun nedenlerinden biri orman içi ya da bitişiğine, yanı orman/yerleşim yeri ara kesitlerinde inşa edilen yapıların sayısının hızla artıyor olmasıdır. Ancak asıl neden orman içi ya da bitişiğine inşa edilen yapılara yanma riskini düşürücü standartların getirilmemiş olmasıdır. Bu önlemler yapıların tasarımı ve yapılarda kullanılan malzemelerin belirli yanmazlık standardında olmalarından, yakın çevrelerinin, bitkiler de dahil, her tür yanıcı maddelerden temizlenmiş olmalarına dek uzanır. Orman içi ve bitişiğinde açılmasına izin verilen taş ve maden ocakları, hidro-eletrik santralleri (HES) gibi tesisler yangın riskini artırmalarının yanında, yangın çıkması durumunda yangın söndürme çalışmalarında öncelik alarak orman yangınlarının büyümesine neden olabilirler. Bu tür tesislere izin verilirken orman yangını risk ve tehlikesini en aza indirecek önlemlerin alınması, ilgili kişilerin eğitilmesi ve sürekli denetlenmesi sağlanmalıdır.”