Klanların sosyal kuralları ve kanunlarını belirleyen, ama kendilerini saklayan bir otorite grubu… Gizli evlerde üretilen ve topluluğu kara büyü ile kötü kaderden koruyan maskeler… Tolailer, Büyük Okyanus’un güneyinde, yanardağlardan oluşan ateş çemberi içindeki Yeni Britanya Adası’nda yaşayan güler yüzlü, kibar bir halk.
Yazı ve Fotoğraflar: Can Toraman
Yeni Britanya Adası’nın doğu ucunda, beyaz kumsallı, turkuvaz renkli kıyılarından kuzeydoğuya, ufuk çizgisinde baktığınızda Yeni İrlanda Adası’nın omurgasını oluşturan dağların belirsiz siluetlerini görürsünüz. Ufuğu kuzeye kadar takip ettiğinizde ise bu huzurlu manzara yakınınızda yükselen heybetli yanardağlarla kesilir. Sakin bir günde bile doruklarında tüten gaz bacaları insana hiç olmayacak felaketleri hatırlatır, boğazındaki nefesi daraltır ve kaçış planlarını düşündürür. Doğu Yeni Britanya’nın denize uzanan ucunu oluşturan Kombui, Tavurvur ve Vulkan yanardağları dünyanın derinlerinde kaynayan cehenneme açılan aktif birer kapıdır. Tehlikelidir. Akıllı telefonlar ve sürdürülebilir enerji çağında bile insana aciziyetini hatırlatır.
Yeni Britanya, Büyük Okyanus’un güneyinde ateş çemberinde yer alan adalardan biri. Barışçıl halklar tarafından paylaşılmış olmasına rağmen adanın doğu ucunda egemen tek bir güç, dolayısıyla tek bir sahip var: Tolai halkı.
Kuzeydoğusundaki Yeni İrlanda Adası’dan 200 yıl kadar önce Yeni Britanya’ya göç ettiği sanılan Tolailer bölgedeki yerel kabileleri adanın içlerine sürmüş, kıyı ve kıyı-iç bölgelere yerleşerek adada tartışmasız bir hâkimiyet kurmuşlar. Misyonerlerle ilk temas, Alman sömürgesine dönüşme, Avustralya mandasına girme, dünya savaşları ve ulusal bağımsızlık gibi önemli olaylar Tolai tarihini etkilemiş. Bugün yalnızca Yeni Britanya’da değil, Papua Yeni Gine halkları arasında da kayda değer bir güç olarak görülüyorlar. Ancak ülke çapında erişmiş oldukları saygınlığı eski savaşlara ve toprak sahipliğine indirgemek yanlış olur. Tolailerin bugünkü yüksek yaşam standartlarını, eğitim seviyelerini ve Papua Yeni Gine’nin ilk başbakanlarından birini aralarından nasıl çıkardıklarını açıklamak için geleneklerine, yaşayışlarına ve en önemlisi, inançlarına bakmak gerekiyor.
Yeni Britanya’nın doğu ucunu oluşturan Gazelle Yarımadası geçit vermeyen yağmur ormanlarıyla kaplı. Dağlar, vadiler ve ırmaklarla parçalanan bölgenin en ilgi çekici özelliği, dolu bir silah gibi bekleyen, her an patlamaya hazır yanardağları. 1878, 1937 ve 1994’te büyük felaketlere yol açan bu dağlar Tolai kültüründe birer ruh olarak kabul ediliyor. Dağların eteklerindeki ölü şehir Rabaul’da onu yok eden kalın kül tabakasını görmeniz mümkün. Tolailer bu öfkeli ruhlara yakınlığından dolayı Rabaul çevresini ilk yurtları olarak seçmiş ve menzilinde kalmaya özen göstererek yayılmışlar. Kıyı şeridini takip ettiğinizde Rabaul’un küllerinden doğmuş Kokopo’ya ulaşıyorsunuz.
1994’ten beri bölgenin idare merkezi olmasına karşın fazla gelişmemiş, kasabadan bozma bir kent. Kokopo’nun hemen yakınlarında ise Katolik kilisesinin engin toprakları var. Uçaktan gördüğünüz hindistancevizi ağaçlarıyla kaplı uçsuz bucaksız koruluklar yine bu bölgenin geçim kaynağı olan Koprayı oluşturuyor. Kuzeyden güneye, yaklaşık 100 kilometrelik bir sahil şeridi Tolai klanlarına ait olsa da yerleşimleri yarımadanın içlerine doğru devam ediyor.
Tropik ormanların sıklaştığı, Keravat Nehri ve Baining Dağları’nı kapsayan iç bölgeler Tolailerin geçmişte savaşarak yurtlarından ettikleri Kaket halklarına ait. Ancak buralarda da Tolai köylerini görebilmek mümkün.
Fotoğraf: Tolailer özel günlerde bir araya geldiğinde geleneksel ve dini ayinler ortak bir mecrada buluşuyor. Deniz kabuklarından oluşan paralar dağıtılıyor, ilahiler okunuyor, maskeli danslar yapılıyor.
Devamı Atlas’ın Nisan 2016 / 277. sayısında
Atlas 277. sayıyı tablet ve telefonlarınızdan okumak için: App Store Google Play