Dünyanın en güzel sahillerinden biri olarak kabul edilen İztuzu, son zamanlarda “özel şirkete devredilmesi” ile gündeme geldi. Bunun üzerine Dalyanlılar 24 saat sahilde nöbet tuttu ve direniş sonuç verdi.
Yazı: Serkan Ocak
İztuzu sahili, Ege Denizi boyunca dört buçuk kilometre kesintisiz bir hilal şeklinde uzanıyor. Altın rengi kumu, masmavi deniziyle bir doğa harikası. Ancak İztuzu’nu özel kılan bir önemli özellik de Caretta caretta türü denizkaplumbağalarının Türkiye sahillerinde yumurtladığı sayılı sahillerden biri olması.
Her şey iki yıl önce Belediyeler Kanunu’ndaki değişiklikle başladı. Muğla, büyükşehir olduktan sonra bazı özel alanların işletme hakkı valiliklere devredildi. 15 yıldır İztuzu’nu yöneten Dalyan Belediyesi’nin elinden bu yetki alınarak özel bir şirkete verildi.
Ancak Dalyanlılar buna itiraz etti. Özel şirketin sahile “bir gece ansızın” girmesine engel oldu. Tekrarı olmaması için de 7/24 nöbete başladı.
Dalyan, yeni kanunla birlikte artık Ortaca Belediyesi’ne bağlı bir mahalle. Bu nedenle plajı son dönemde Ortaca Belediyesi işletiyordu. Sahilin iki ucunda baraka büfeler var. Şemsiyeler, şezlonglar, tuvaletler, duşlar, sağlık kabinleri bulunuyor. Plaja gidenler bir giriş ücreti ödemek zorunda. İztuzu’nda denize girenlerin sayısı yılda yaklaşık 300 bin. Yıllık ciro 3-4 milyon TL arasında değişiyor. İztuzu’na talebin bu kadar fazla olmasının asıl nedeni de işte bu küçük ayrıntıda gizli.
Çadır direnişinin son gününde Dalyan’daki nöbet alanındaydım. Gece çökmüş, poyraz soğuğu iliklere kadar işliyordu. Direniştekiler yanan karaağaçların başında ısınmaya çalışıyordu. Onlarca Dalyanlı bir zamanlar Caretta caretta’larla oynadıkları eşsiz güzelliğin mahvolmasına karşı çıkmak için tüm bu zorluğa katlanıyordu.
Oktay Bulut, eve gittiğinde uyku tutmadığını, sahil özelleşirse herkesin mağdur olacağını söylüyor. Dalyanlı avukat Berna Babaoğlu Ulutaş, özel şirketin plajı devralması durumunda olabilecek tehlikeleri ve yapılan hukuksuzlukları sıralıyordu.
Maria Jonker, Hollandalı emekli bir İngilizce öğretmeni. Dünyada gezip gördüğü yerlerin arasında en çok “doğası bozulmadığı” gerekçesiyle Dalyan’ı beğenmiş ve beş buçuk yıldır eşiyle Dalyan’da yaşıyor. Dünyada özel şirketlerin tek bir amacı olduğunu söyleyen Jonker, “Onlar hep daha fazla para kazanmak ister. Kazandıklarını ise İztuzu’na harcamazlar” diyerek İztuzu’na sahip çıkılması gerektiğini anlatıyor. Tanyel Süzer ise otostopla Kaş’tan Dalyan’a gelmiş. Özelleşmeye karşı olduğunu haykırmak ve Dalyanlılara yanında getirdiği denizyıldızı ile destek olmak istediğini söylüyordu.
Çadır nöbeti 29 Aralık 2014 gecesi başladı, 9 Ocak 2015’te “şimdilik” son buldu. Direnişin bitmesinin iki nedeni var. Açılan sekiz davanın da avukatı olan Ulutaş, “Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararını hiçe saymışlardı. Tebliğ edilmediğini söylüyorlardı. Şu anda tebliğ edildi. Artık bu mahkeme kararına uymak durumundalar” diyerek ilk nedeni açıkladı. İkincisi nedense Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin açıklamaları oldu. Güllüce, sahilin işletmesinin açık ihale usulüyle yapılacağını söyledi. Böylece yeniden yerel belediyenin işletmeyi alması için fırsat doğmuş oldu.
Ancak her şeye rağmen tehlike devam ediyor. İhaleyi yine özel bir şirket alabilir. Devam eden davalarda İztuzu aleyhine bir karar çıkması da muhtemel.
Fotoğraf: Kesintisiz dört buçuk kilometrelik bir sahil İztuzu. Caretta caretta’ların yumurtlama alanı olan bu eşsiz kumsal, onların izleriyle süsleniyor. (Cüneyt Oğuztüzün)
Yazının devamını Atlas’ın Şubat 2015 sayısında ya da iPad, iPhone, Android Şubat 2015 uygulamalarında okuyabilirsiniz.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.doganburda.atlasandroid&hl=tr
Atlas Şubat 2015 / Sayı 263