Anasayfa Dergide Bu Ay Anadolu’dan Kıbrıs’a; Gyrocopter ile Seyahat

Anadolu’dan Kıbrıs’a; Gyrocopter ile Seyahat

İki kanatsız hava aracı, iki pilot; keşif ve serüven dolu 2 bin 500 kilometre… Ephesos’un antik hazineleri, Dalyan’ın sazdan labirentleri, Göcek’in koy ve adaları, Alanya’nın kalesi, Akdeniz’in uçsuz bucaksız mavisi ve Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları… İzmir’in Alaçatı’sından başlayıp Ercan Havaalanı’nda biten gyrocopterli gökyüzü seyri, Ege ve Akdeniz kıyılarının güzelliğini daha önce görülmemiş açılardan yakalıyor.

Yazı ve Fotoğraflar: Hakan Çetinkaya

Görüş açık ve hava rüzgârsızdı. Şanslıydık, çünkü bu yörede böyle sakin hava pek nadirdir. Bir temmuz sabahı gün doğmadan Alaçatı’daki hangara gelmiştik. Mümkün olduğunca az eşya koyduğumuz çantalarımız, GPS ve haritalar hazırdı. Yakıt ikmallerini ve son kontrolleri yaptıktan sonra havalanma zamanı gelmişti artık. Yol arkadaşım Serkan Özcezarlı’yla hava araçlarımıza, “gyrocopter”lerimize geçtik ve alacakaranlıkta iki küçük gölge olarak gökyüzünde süzülmeye başladık.

Uçuş planlarını İzmir Adnan Menderes Havaalanı Brifing Ofisi’ne geceden fakslamıştık. Başlangıç noktamız İzmir Alaçatı’dan kalktıktan sonra ilk inişimiz yaklaşık 260 kilometre mesafedeki Muğla Akyaka’da olacaktı. Uçtuğumuz hava araçları saatte ortalama 100 kilometre hızla seyir yapıyordu, iki buçuk saat sonra orada olmayı planlıyorduk. Önümüzde bunun gibi daha birçok durak vardı, yolumuz uzundu, son durağımız Kıbrıs olacaktı…

Serkan’la iddialı bir projeye girişmiştik. İzmir’in Alaçatı beldesinden Kuzey Kıbrıs’a kadar birer gyrocopter ile uçacaktık. Bu seyrüsefer benden çok onun hayaliydi aslında, doğduğu topraklara, Kıbrıs’a daha önce kimse böyle küçük hava araçları ile gitmemişti. Bu tür uzun uçuşlar çoğunlukla yalnız yapılmıyor. İki pilot iki hava aracı uçuluyor ve her biri diğerinin emniyetini arttırıyor. Yıllarca birçok uçuşu beraber yapmıştık ve bunu da yine beraber planladık. Amacımız bu geniş coğrafyayı havadan gözlemlemek ve belgelemekti. Benim bin 500, Serkan’ın da iki bin 500 saatin üzerinde uçuş tecrübemiz vardı ve her ikimiz de böyle bir uçuşu yapabilecek tecrübeye sahiptik.

MARTININ GÖZÜNDEN DENİZ
Yolculuğumuzun ilk etabında Ege Bölgesi’nin kıyılarında çok yüksek olmayan dağlar ve üzerinden uçulması güvenli olan ovalar uzanıyor. Üzerinden ilk geçtiğimiz yerlerden biri İzmir’in Seferihisar ilçesinin Sığacık Mahallesi’ydi. Selçuk-Efes Havaalanı’na zaman zaman uçarak gittiğim için aslında hâlâ alışık olduğum bir coğrafyanın üzerindeydim. Ama antik Teos kentinin harabelerini ve eski liman kalıntılarını gökyüzünden tekrar görmek yine de etkileyiciydi. Arkeolojik bir alanı gezerken insan o dönemi hayal edip tüm şehri gözünde canlandırmaya çalışır, ama bu her zaman mümkün olmayabilir. Biz ise gökyüzünden tiyatro, artık birer iz olarak görünen yollar, ticaret alanları ve limanı o günlerin izlerini çok daha iyi fark edebiliyorduk. Yüzlerce yıl öncesinin yaşamı, bin fit (yaklaşık 304 metre) altımızdan geçip gidiyordu. Yolumuz boyunca bunun gibi birçok antik kalıntı görecektik, ama Teos, aklımda en çok yer edenlerden biri olacaktı.

Daha önce hiç bu kadar uzakları hedefleyip yola çıkmamıştım. Bir an sanki dünyanın öbür ucuna gidiyormuşuz hissine kapıldım. Serkan’la havada birbirimizi görüyor ve lokal frekanstan konuşabiliyorduk. Bu sayede hem daha emniyetli, hem de daha eğlenceli bir uçuş yapabiliyorduk.

Planladığımız gibi Ephesos antik kenti ve Aydın’ın Kuşadası ilçesi üzerinden geçtik. Sabahın erken saatleriydi hâlâ, insanların uyuduğu bu saatte rüzgârsız sahiller de uyuyordu. Söke Ovası’nı geride bıraktıktan sonra Bodrum Havaalanı’yla temasa geçtik. Kuleye çağrı işaretimizi, rotamızı, irtifamızı, meydana olan mesafe ve radyal olarak pozisyonumuzu bildirdik. Tüm uçuşumuz boyunca da gerektiği yerlerde iletişime geçerek kulelerin talimatlarına uyduk.

Öğle olmadan Akyaka sahilinin yanındaki bir araziye konduk. İner inmez yakıt peşine düştük. Bütün uçuş yakıt hesaplarıyla geçiyordu sanki, Serkan’la sürekli yakıttan, ne kadar yeteceğinden, nereden alabileceğimizden konuşuyorduk. Ben hava araçlarının yanında kalıp Antalya Karain Havaalanı’na olan rotayı planlarken Serkan da Akyaka’ya yakıt almaya gitti. O saatlerde uçurtma sörfü yapanlar yeni yeni suya çıkmaya başlamıştı. Yaşadığım Alaçatı’dan rüzgâr ve uçurtma sörflerini görmeye alışığım, ama Akyaka sahilindeki sörfçü sayısı beni etkiledi. Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi’nin merkezi, dağın yamacında kurulu, uçurtma sörfü yapılan yer ise çok iyi korunmuş durumda, hiçbir yapı yok. Sazlıklardan gözükmeyen dere yatakları ve büyük deltada hiç insan izi göze çarpmıyor.

Tekrar havalanıp rotamızı Marmaris’e doğru çevirdik. Hafızamda bir cennet parçası olarak kalmış Marmaris ilçesinin havadan görünümü bende büyük hayal kırıklığı yarattı. Denize kadar dayanmış bina yığınları yemyeşil ormanların arasında pek yakışıksız duruyordu.

Bir sonraki hedef Dalyan’dı. Bakir koylar ve ormanlarla örtülü dağlar geçtik. Hayatımda üzerinden uçtuğum nadide yerlerden biriydi Ortaca’nın Dalyan Mahallesi. Bir yanda pırıl pırıl sulara sahip uzun İztuzu kumsalı, bir yanda da yemyeşil Dalyan Deltası uzanıyordu. Gezi tekneleri deltanın kıvrımları arasında ilerliyordu.

Dalyan’ı geride bıraktıktan sonra Dalaman Havaalanı’yla temasa geçtik. Meydana yaklaşan trafiği biz de duyuyorduk. Kule bize üç bin fite (yaklaşık 912 metre) çıkma talimatı verdi ve meydan üzerine doğru yönlendirdi; üç mil kala bu sefer de dört bin fit (yaklaşık 1219 metre) talimatı aldık. İrtifa almak bizim de işimize geldi, sıcak hava kütlesinin içinden çıkıp serin, ferah bir cennete geldik sanki. Havaalanının üzerine geldiğimizde altımızda inen uçağı çok net görebiliyordum, her şey yolundaydı. Kule bizim nerede olduğumuzu biliyordu, biz de trafiği görebiliyorduk.

Fotoğraf: Gyrocopter, açık kokpite sahip hafif bir hava aracı; saatte ortalama 100 kilometre hızla yol alıyor.

Devamı Atlas’ın Nisan 2016 / 277. sayısında

Atlas 277. sayıyı tablet ve telefonlarınızdan okumak için: App Store  Google Play

Benzer Yazılarımız

1 yorum

Evren 14 Ağustos 2021 - 18:16

Gyro sadece havaalanında mı inip kalkar, bununla ilgili nereden bilgi alabilirim.Yanımda arsa öylece inebilmem mantıksız geldi bana.

Cevap

Yorum Yap