Üst üste yığılan zamanlar! Bir kenti böyle de tarif edebilir insan. Kars bir sınır kenti olarak bu tarife yolculuk duygusu ekliyor. Tarih öncesinde bile sürekli yerleşme gören kentin adı için kimi kaynaklar burada kurulmuş “Kolsa” ya da “Kors” isimli bir topluluğu gösteriyor. Ancak Gürcüce bir tanımı kaynak edinenlerin düşüncesi daha bir yakışıyor kente: “Karis kalaki” yani “Kapı Kent”. Kars’ın çekirdeğini, Osmanlı ve öncesinin tarihi dokusunu Kaleiçi’nde Taşköprü civarında görebiliyoruz; burası bugün artık pek de özelliği olmayan konutlarıyla eski mahallelere bağlanıyor. Kalenin güneyinde de 19. yüzyılda Rusların kurduğu taş duvarlarıyla Baltık mimarisinin örneklerini yansıtan mahalleler uzanıyor.
Fotoğraf: Şeyh Ebu’l-Hasan-ı Harakâni Türkiye tasavvufunun öncülerinden sayılıyor. Onu devrin kutbu olarak gören ve gösterenlerin başında Mevlana Celaleddin Rumi geliyor. Harakâni üzerine yapılmış araştırmaların bir kısmı onu, “Selçuklu Sultanı Alparslan’dan önce Anadolu’ya giren bir evliya” olarak değerlendiriyor ve “Harakânî Anadolu’nun fethini kolaylaştıran Oğuz boylarındandır” deniyor. Şimdi Harakâni türbesi ve yanındaki Evliya Camisi, Kars’ın en çok ziyaret edilen yerleri arasında yer alıyor. (Fotoğraf: Hüseyin Türk)