Anasayfa KeşfetDoğa Coğrafya KABAKLI KUŞ CENNETİ: Sulak sığınak

KABAKLI KUŞ CENNETİ: Sulak sığınak

Harika Pelin Şengül
İçindekiler
      1. KUŞLARIN ŞÖLENİ

Bir sulama göleti nasıl olur da bir kuş cennetine döner? Diyarbakır’ın gözlerden uzak Kabaklı Sulama Göleti, sulak alanlarını hızla kaybeden Anadolu doğasına dair hazin bir hikâye anlatıyor.

Yazı ve fotoğraflar: SELİM KAYA

Dicle Havzası’nda güneşin ilk ışıkları kendini gösterdiğinde Kabaklı Sulama Göleti’nin suyu buharlaşmaya başlar. Kıyıda yere uzanıp bakarsanız gölün üzerinde oluşan incecik sis tabakasında 20 metre ötesini göremezsiniz. Oysa o anda 100 dolayında farklı kuş türü, göletin ortasında ya da kıyılarında beslenmekle meşguldür… 

Diyarbakır’da, Dicle Üniversitesi Kampüsü sınırlarında yer alan Kabaklı Sulama Göleti, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından çevredeki tarlalara su sağlamak amacıyla oluşturulmuş. Gölet, DSİ’nin sulama kanallarıyla besleniyor, ayrıca çukur bir noktada bulunduğu için yağmur sularını da topluyor. Sulama göleti, zamanla kuşlar için önemli bir sığınağa dönüşmüş durumda. 

Kabaklı Sulama Göleti’nde en çetin kış şartlarında bile hatırı sayılır düzeyde kuş konaklıyor. Yaz ve kış mevsimlerini geçirmek üzere konaklayan veya göç zamanlarında bu noktadan geçenlerle birlikte bu küçük sulak alandaki kuş türlerinin sayısı 200’ü aşıyor. Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Rektörlük Binası’nın yanı başındaki gölet, zengin kuş varlığıyla Türkiye’de koruma altında olan birçok kuş cennetiyle aynı potansiyele sahip. 

Üniversite yerleşkesinde bulunduğu için avcıların kolay kolay ulaşamadığı sulama göletini korunaklı bir yer olarak belleyen kuşlar, ilkbaharın başlamasıyla üremek için Arabistan Yarımadası ve Afrika ülkelerinden buraya göçer. Bu kuşların büyük bölümü sonbaharda havaların soğumasıyla ailelerinin yeni bireyleriyle birlikte yeniden Afrika’ya döner. Onların ardından, bu defa İsveç, Norveç ve Finlandiya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinden buraya göç başlar. Yeni gelenler çoğunlukla su kuşlarıdır.

Ben de sonbaharın son günlerinde kuzeyden gelen kuşları gözlemlemek ve onları fotoğraflamak üzere gün doğmadan önce Kabaklı Sulama Göleti’ndeyim. Hava henüz aydınlanmamışken yere yatıp üstüme yapraklı kamuflajımı alıyorum. Fotoğraflar için güneşi sol tarafıma alıyorum, böylece ışık kuşlara yandan vuracak ve bir yanları aydınlık, diğer yanları gölgeli olacak. Yere uzandığım için suyun buharlaşma anını karelerime  katabileceğim. 

Sarıbacaklı kumkuşu

Henüz güneş doğmamışken hazırlıklarımı tamamlayıp beklemeye koyuluyorum. Bir süre sonra, yaklaşık 10 bireyden oluşan, adının sonradan küçük kumkuşu (Calidris minuta) olduğunu öğrendiğim kuş sürüsü gelip 8-10 metre önüme konuyor. Bir süre etrafı gözlüyor, sonra beslenmeye koyuluyorlar, ancak içlerinde hâlâ etrafı gözetleyenler de var. Başlarını suyun içine daldırıp omurgasızlarla beslenen bu sevimli kuşlar çok ürkek ve her zaman tetikte. En ufak bir ses onları tedirgin edecek ve bulundukları yerden uçup göletin başka bir yerine geçmelerine neden olacak. Dolayısıyla fotoğraflarını sessizce çekmem gerekiyor. Bir anda kalabalık bir kuş sürüsü 3-4 metre arkama konuyor. Uzandığım yerden kolumu kaldırıp baktığımda kalabalık bir yeşilbaş (Anas platyrhynchos) sürüsü görüyorum. Ne var ki onlara dönemiyorum, çünkü kıpırdamam ve kamuflajımın çıkartacağı hışırtı hem onların, hem de küçük kum kuşlarının uçup gitmesine neden olacak. Bu tür durumlarda yapılması en mantıklı şey, yüzünüzün dönük olduğu kuşların fotoğraflarını çektikten sonra arka tarafa dönmek. Ben de uzandığım yerde yavaşça dönüyorum. Ördekler ters ışıkta oldukları için estetik açıdan iyi fotoğraflar çıkacak diye umut ediyorum. Ama elimde 800 milimetre gibi devasa bir objektif var, kamuflajın altından bir taraftan bir başka tarafa yönelmek kolay iş değil. Sonunda biraz daha dönünce onları artık net bir şekilde görebiliyorum ama o anda ördekler uçup gidiyor. 

KUŞLARIN ŞÖLENİ

Yaklaşık üç gün sonra yine aynı saatte aynı bölgede, ancak bu kez göletin farklı bir noktasındayım. Güneşi tam anlamıyla arkama alıyorum. Böylece kuşların tamamını aydınlık çekmeyi düşünüyorum. Yere uzanıp kamuflajı üstüme attıktan kısa süre sonra kuşlar etrafımda cirit atmaya başlıyor. Dere düdükçünü (Actitis hypoleucos), orman düdükçünü (Tringa glareola), yeşilbacak (Tringa nebularia), kızılbacak (Tringa totanus), kara kızılbacak (Tringa erythropus) gibi 20 dolayında kuş türü var etrafımda. Hangisini çekeceğime karar veremiyorum! Ama bir türü ilk kez görüyorum. Bu kuşu gün boyu merak ediyorum. Bir yandan da gözlem açısından bereketli geçen sonbaharın neşesi içindeyim. İlk kez gördüğüm türlerinin isimlerini Türkiye’nin Anonim Kuşları (TRAKUŞ) web sitesinde araştırıyorum. Çok geçmeden buraya katkı veren akademisyenler, merak ettiğim kuşu sarıbacaklı kumkuşu (Calidris temminckii) olarak tanımlıyor. Böylece üç günde bu yöre için iki yeni kuş türü çekmiş oldum. Küçük kumkuşu ve sarıbacaklı kumkuşu. 

Dicle Vadisi’nin Kabaklı’ya açılan bölümü  kırağı nedeniyle beyaza bürünmüş. Suyun kenarındaki küçük akbalıkçıl yeni bir av için sabırla pusuda bekliyor.

Kuşkusuz bu durum bende büyük heyecan uyandırıyor ve sonraki günler için beni kamçılıyor. Ertesi gün yine sabah beş dolayında soluğu Kabaklı Göleti’nde alıyorum. Henüz gün aydınlanmadan gölete paralel bir şekilde kamuflajımın altına uzanıyorum. Yaklaşık 20 dakika sonra, burada en çok bulunan kuşlardan dere düdükçünüyle orman düdükçünleri 3-5 metre önüme konarak suyun kenarında beslenmeye başlıyor. Çok geçmeden bir yeşilbacak da geliyor. Sonra da sırasıyla birkaç kızılbacak ve kara kızılbacak. 

Sarı kuyruksallayan

Bu arada bir şey dikkatimi çekiyor. Kızılbacak, göletin kenarında beslendiği esnada yakınına gelen başka bir kızılbacağı kovalıyor. Aynı şekilde halkalı cılıbıt (Charadrius hiaticula) da beslenirken yakınına gelen bir başka halkalı cılıbıtı defalarca kovalayarak uzaklaştırıyor. Ancak kendi türünü kovan kızılbacak, kendisinden çok daha küçük halkalı cılıbıtın yanında beslenmesine ses çıkarmıyor. 

Birçok kuş beslenirken yakınına gelen kendi türünden başka kuşla kavga ederek bölgeden uzaklaştırıyor. Ama farklı türlerle bu şekilde kavgaya tutuşmamaları oldukça ilginç. 

Kızıl kumkuşu

Sürmeli kumkuşu

Konunun tamamı Atlas’ın Şubat 2023 sayısında. Almak için tıklayın!

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap