Anasayfa KeşfetGezi İstanbul’un Gizemleri

İstanbul’un Gizemleri

Ayşegül Parlayan Özalp

İstanbul’un tarihi mekanlarını hikayeler, sırlar, rivayetler dolduruyor. Atlas, Kasım 2014 tarihli 260. sayısında okurlarına “İstanbul’un Gizemleri” kitabı hediye etmişti; bu özel çalışmadan 12 maddelik bir seçki hazırladık.

Hazırlayan: Tevfik Taş

AHİ ÇELEBİ CAMİİ

AHİ ÇELEBİ CAMİİ
Picture 2 of 12

Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si rüyanın içindeki gerçek, gerçekliğe karışmış rüyadır. Olağan nesneler, yapılar, yollar, olaylar bir biçimde döner bu olağanüstünün evrenine girer. Zira Çelebi’nin kendi anlatımıyla seyahatinin başlangıcı rüyadır. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinin başlarında babasının “anlatımından” şunları yazar: “Sen 1050 Muharrem’in aşure günü kaybolduğun kutlu gecede nice dualar ve inna ateyna suresini bin kez okudum. O gece rüyamda seni gördüm. Bursa’da Emir Sultan hazretlerini ziyaret edip ondan yardım istiyordun ağlayarak (seyahat rica edüp buka ederdin). O gece bütün evliyalar benden rica edip senin seyahate gitmene izin vermemi istediler. Ben ve bütün evliyalar sana destur verdik fatiha okuduk.”

Evliya Çelebi, babasıyla birlikte naklettiği o gece, “Ahi Çelebi Camisi’nde olduğunu” söyler ve rüyasında gördüğü peygamberden “şefaat” dileyeceğine, “Seyahat ya Resullah” diyerek başlar rüyadan gerçeğe, gerçekten rüyaya yolculuğa. Gezi edebiyatının bu klasiği, Ahi Çelebi Camisi’nin de İstanbul folkloründe önemli bir yere sahip olmasını sağlamış. Artık bu cami, içinde edilen duaların kabul edildiği bir kutsallığın mekânıdır.

Eminönü’nde Yoğurtçular Sokağı’yla Değirmen Sokağı’nın birleştiği köşede bulunan Ahi Çelebi Camisi’nin 1480–1500 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor. Dikdörtgen plan üzerine, ikişer kemerle desteklenen tek kubbeli bir yapıdır. Cami, üzerinde yazılana göre, “Tabip Kemal Ahi Tebrizi tarafından yaptırılmış.” Caminin banisi, Fatih Darü’ş-Şifası’nda hekimbaşlık ve mutfak emini görevlerinde bulunmuş.

Fakat tarihi dokusu hayli değişmiş; epey badire geçirmiş. Kanlı Fırın Mescidi ve Yemişçiler Camii olarak da bilinen Ahi Çelebi Camii 2 Temmuz 1539 ve 18 Mayıs 1653 yıllarında iki kez yanmış ve 1892 depreminde hasar görmüştür. Tezkiret’ül Ebniye’de Mimar Sinan’ın eserleri arasına gösterilen tarihi yapının yenileme çalışmalarına son yıllarda hız verilmiş. Ancak bütün bunlar yapının içinde dua edenlere verdiği huzuru, umudu azaltmamış.

Fotoğraf: Süleyman Duman

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap