Anasayfa KeşfetBilim Yakın Plan: Yarasalar

Yakın Plan: Yarasalar

Özge Çolak

Genellikle “kan emici”, “korkunç”, “saça dolanan”, “uçan fare” gibi sevimsiz isim ve sıfatlarla anılan yarasalar, birçok açıdan eşsiz özellikler taşıyor ve doğada son derece önemli roller üstleniyorlar.

Atlas Arşivinden:
Yazı ve Fotoğraflar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EMRAH ÇORAMAN

BÜTÜN YARASALAR KANLA MI BESLENİR?

Yarasaların çoğu böcekle besleniyor ve akşam ortaya çıkan sinek, güve gibi canlıları yiyor. Bazı türler bir gecede binlerce sinek yakalıyor ve böcek nüfusunun kontrol altında kalmasını sağlıyor. Türkiye’deki yarasaların biri hariç tamamı böcekçil. Geri kalan tek tür de bir meyve yarasası. Polenlerle, kurbağalarla, balıklarla beslenen uzmanlaşmış türler de var. Beslenme tarzından ötürü en meşhur olan vampir yarasalar ise, bin 400’den fazla yarasa türü arasında sadece üç tür tarafından temsil ediliyor. Kanla beslenen üç tür Orta ve Güney Amerika’da yaşıyor. (en üstteki fotoğraf: ROLF NUSSBAUME)

DÜŞÜK ENERJİ TÜKETİMİ

Yarasaların metabolizma hızı yüksek. Ancak kış uykusuna yattıklarında enerji tüketimlerini azaltmak için metabolizmalarını düşürürler. Vücut sıcaklıkları ortam sıcaklığına kadar düşer ve kalpleri dakikada sadece birkaç defa çarpar.

ŞAŞIRTICI YAŞAM SÜRESİ

Büyük hayvanlar genellikle daha uzun, küçük türler daha kısa yaşar. Ağırlığı sadece 7 gram olan sakallı yarasanın (Myotis brandtii) doğada tespit edilen en yaşlı bireyi ise 41 yaşına kadar yaşamış! Doğal avcılarının azlığı, erişkinliğe ulaşmalarının uzun sürmesi veya kış uykusuna yatmaları bunu açıklayabilir. Hücre yaşlanmasını geciktiren genetik özellikleri ve kanser oranlarının düşüklüğü de araştırılıyor. Uzun yaşamalarını sağlayan mekanizmalar kanserli hücreleri de engelliyor olabilir mi?

BOY BOY YARASA VAR

Bilinen en küçük yarasa türü olan yabanarısı yarasası (Craseonycteris thonglongyai) yaklaşık 3 cm uzunluğunda ve 2 gram ağırlığında; sadece en küçük yarasa değil, aynı zamanda en küçük memeli türlerinden biri. Dünyanın en büyük yarasası ise altın-taçlı uçan tilki (Acerodon jubatus). Bu meyve yarasasının kanat açıklığı 1.7 metreyi ve ağırlığı 1.4 kiloyu bulabiliyor.

KOCAMAN KULAKLARI YÖN BULMAYA YARIYOR

Ekolokasyon, sesle yön bulma anlamına geliyor. Meyve yarasalarının bir kısmı hariç yasalar mutlak karanlıkta yollarını ve avlarını bizim duyamadığımız yüksek frekanslarda sesler çıkararak buluyor. Bu ses dalgalarının duvarlar ve avlarından geri gelen yansımalarını dinleyerek, etrafın üç boyutlu haritasını çıkarabiliyorlar. Bu yüzden genellikle kocaman kulakları var.

HAYIR, KÖR DEĞİLLER!

Genel kanının aksine yarasalar kör değil ve hatta gayet iyi gören gözleri var. Ancak çoğunluğu gece besleniyor ve özellikle mağaralar da yaşayan türler, kelimenin tam anlamıyla zifiri karanlıkta yaşıyor. Eğer bir mağaranın derinliklerine girip tüm ışıkları kapatırsanız, mutlak karanlığı tecrübe edebilirsiniz. Hiçbir ışık kaynağı olmadığı için  gözleriniz evdeki gibi karanlığa alışamaz ve ne yaparsanız yapın hiçbir şey göremezsiniz. Yarasaların buna çözümü, yönlerini sesle bulmak olmuş.

UÇABİLEN TEK MEMEL

Yarasalar, aktif uçuş yeteneğine sahip olan tek memeli grubu. El parmakları bizimkilere benziyor, ama uzunlukları neredeyse vücutları kadar. Parmaklarının arası ayaklarına kadar uzayan ince zar gibi bir deriyle birleşmiş. Meksika serbest-kuyruklu yarasası (Tadarida brasiliensis), saatte 160 kilometre hıza ulaşabiliyor; dünyanın en hızlı memeli türü.

ATLAS · OCAK 2021

 

 

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap