İstanbul Modern, 13 Ocak-5 Haziran 2016 tarihlerinde küratörlüğünü Çelenk Bafra ve Paolo Colombo’nun üstlendiği “Yok Olmadan” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, adını Kanadalı ozan Joni Mitchell’ın alaycı bir dille modern hayatın kanıksanan gidişatını eleştirdiği “Big Yellow Taxi” parçasında geçen “Bilmezsin eldekinin değerini, yok olmadan” sözlerinden alıyor.
“Yok Olmadan” sergisi, Çelenk Bafra ile Paolo Colombo’nun işbirliği sonucu doğmuş. Atlas ekibine sergiyi gezdiren iki küratör, çağdaş sanatçıların günümüzün bu yakıcı meselesine nasıl baktıklarını araştırmaya karar verdiklerini anlatıyorlar. Colombo, “Yaratıcı insanların gözünden bakmak istedik; doğayı korumak ve belki de yeni çözümler üretmek için neler yapıyorlar? Kapsamı geniş olan bir sergi düzenleyerek, farklı zamanlarda ve farklı yerlerde yaşamış sanatçılar ekoloji meselelerine nasıl yaklaşmış, bunu görmek istedik” diye aktarıyor başlangıç noktalarını.
Çelenk Bafra da, 2015 sonunda 195 ülkenin temsilcilerini bir araya getiren ve Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın imzalanmasıyla sonuçlanan Paris İklim Zirvesi’ne değinerek sergiyi onunla denk getirmeyi amaçladıklarını söylüyor. “Yok Olmadan”ın resmi açılışı öncesinde, yine Joni Mitchell gibi sanatının yanında çevre savunucusu kimliğiyle de tanınan Yoko Ono’nun tabutların içine ektiği zeytin ağaçlarıyla oluşturduğu “Ex It” adlı etkileyici işin sergilenmeye başlandığını anlatıyor. Kendisine rağmen ölümün içinden fışkıran hayatı yansıtan bu çalışmanın yanı sıra, İklim Zirvesi’ne eşlik eden küresel bir sanat festivali ve kültür etkinliği olan ArtCOP21’de gösterilen “Sanat Sözünü Sakınmıyor” adlı 24 saatlik video enstalasyonu, “Yok Olmadan”ın sanat severlere ulaşan ilk işleri olmuş.
Sergi alanına girdiğinizde sizi Canan Tolon’un 1990’lı yıllarda çimen ve balmumu gibi doğal malzemelerle oluşturduğu tablolar ve Bas Jan Ader’in doğa kurallarına kafa tutmaya çalıştığı video karşılıyor. Serginin en etkileyici işlerinden biri, aslen şekerleme ustası olan Francesco Garnier Valletti’nin 1800’lü yıllarda İtalya’nın Torino kenti ve çevresinde yetişen meyveleri suluboya resimler ve balmumu, reçine ile kaymak taşını karıştırarak yaptığı heykellerle birer sanat eserine dönüştürdüğü çalışmaları. Colombo, şu an bu meyvelerin bir kısmının yetişmediğini, dolayısıyla bu işin bilimsel bir değer de taşıdığını vurguluyor. Öne çıkan işlerden bir diğeri, Elmas Deniz’in Güney Kafkasya dağlarının insansız hava aracı “drone” ile çekilmiş görüntülerini kullanarak bu sergi için hazırladığı “İnsansız” adlı video. Videonun sergilendiği alanda, “Sentetik” adlı kuş ve drone melezi heykel de ilgi çekiyor.
Küresel çapta doğa felaketlerine neden olan iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğu bilimsel bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Türkiye’ye bakacak olursak, sergiyi gezdiğimiz sırada Artvinlilerin Cerattepe’de açılması planlanan madene karşı yaşamı savundukları direnişi takip ediyorduk. Yol ya da maden açmak için kesilen ormanlar, habitatları tahrip olduğu için yaşam savaşı veren hayvanlar, HES’lerden ötürü kuruyan ya da fabrika atıklarıyla zehirlenen nehirler günümüzün olağan haberler haline geldi. “Yok Olmadan” yeryüzünün çılgınca tahrip edildiği bir zamanda doğanın ve sürdürülebilirliğin hayati önemini sanat perspektifinden ifade eden çarpıcı bir sergi.
Rodney Graham, ekoloji sorunlarına ters bir ağaçla dikkat çekmiş (üstte).
Yazı: Deniz Koç