Atlas fotoğrafçısı ve yazarı Selcen Küçüküstel, Yeditepe Üniversitesi Kültürel Antropoloji Bölümü’nde yapmakta olduğu yüksek lisans tezi çalışması için Kuzey Moğolistan’da yaşayan Dukhalarla iki ay geçirdi.
Küçüküstel, Dukhaların çevre ve hayvanlarla olan ilişkileri konusunda çalışmasını hâlâ sürdürüyor ve gelecek aylarda bölgeyi tekrar ziyaret etmeyi planlıyor.
Kuzey Moğolistan’ın dağlarında göçer olarak yaşayan ve rengeyiği yetiştiren Dukhalar, Türkçeyle aynı aileden gelen Tuvacanın bir çeşidini konuşuyor. Ulaşılması zor bir bölgede yaşadıkları için çok fazla tanınmıyorlar. Yazı ve fotoğrafları bu ay Atlas’ta yayımlanan Küçüküstel tez konusunu nasıl seçtiğini ve orada yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Moğolistan’a ilk gittiğimde Dukhaları duymuştum ve çok ilgimi çekmişlerdi, ancak ulaşılması çok güç bir bölgede yaşadıkları için ziyaretlerine gidememiştim. Aradan iki yıl geçtikten sonra antropoloji alanındaki tez konumu belirlemem gerektiğinde aklıma ilk gelen onlar oldu. Çünkü benim ilgimi çeken bütün konular onların yaşamının bir parçasıydı. Dukhaların kampına ulaşmak, iki günü at üstünde olmak üzere neredeyse beş günümüzü aldı. Kamplarına vardığımızda gözlerime inanamadım, gerçekten de inanılmaz güzellikte bir yere varmıştık. Attan iner inmez ilk hissim, burada uzun süre kalmak istediğim oldu. Orada iki ay boyunca bir ailenin yanında kaldım. Dil konusunda yardımcı olmak için Moğol antropoloji öğrencisi Ariuntamir de benimle gelmişti. Ancak ilk başlarda anlamakta zorlandığım Dukha dilini iki ayda orta düzeyde konuşur hale geldim, çünkü Türkiye Türkçesi ile birçok ortak kelime var ve dilbilgisi neredeyse aynı. Binlerce kilometre uzaktaki insanlarla ortak bir dili konuşabiliyor olmak ve hayatlarını bir süre paylaşmak benim için unutulmaz bir deneyimdi. Araştırmama hâlâ devam ediyorum ve tekrar yanlarına gitmenin hayallerini kuruyorum.”
Moğolistan yolculuğunun ilk haftalarında Selcen Küçüküstel’e Atlas’ın yayın yönetmeni Özcan Yüksek de eşlik etti. Fotoğraf makinelerini ve diğer elektronik cihazlarını şarj edebilmek için Doğan Burda’nın teknik müdürlüğünün uzmanlarından Hakkı Özer’in yaptığı güneş panellerini yanlarında götürmüşlerdi. Dağlarda kaldıkları süre içinde güneş paneli sayesinde rahatça çalışan ekip, dönmeden önce güneş panelini genç bir Dukha çiftine hediye etti.
Taygada yaşayan ailelerin çoğunun güneş paneli olduğunu ve bu sayede kimi ailelerin televizyon bile izlediğini belirten Küçüküstel şunları söylüyor: “Yine de bizim yanımızda götürdüğümüz panel çok daha kullanışlıydı, çünkü onların kullandığı sistemde enerjiyi 12 volttan 220 volta dönüştürebilen ‘inverter’ sistemi olmadığından şehirlerde kullanılan elektrik sistemine sahip değiller. Bu yüzden kendi güneş panelimizi onlara hediye ettiğimizde çok sevindiler.”
Fotoğraf: Küçüküstel, Moğolistan’da Dukhalarla iki ay geçirdi.
Yazı ve Fotoğraf: Selcen Küçüküstel
Atlas Kasım 2012 / Sayı 236