Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu mahallesinde bulunan mermer ocağının sahilden görünen kısmındaki bölümlerin yeşile boyanarak çirkin görüntünün kapatılmaya çalışılması tepki çekiyor. Doğal alanın tahrip edildikten sonra yeşile boyanarak adeta halkın zekasıyla dalga geçildiğini öne süren Taşucu Denizkızı sayfası sorumlusu Musa Türkmen, “Toros dağları sahipsiz mi?” sözleriyle uygulamaya tepkisini dile getirirken, konu hakkında sorularımızı yanıtlayan mermer şirketi yetkilileri ise boyanan alandaki faaliyetlerin devam edeceğini belirterek bölgede 20 binden fazla ağaç dikerek yöre halkının geleceğine katkıda bulunduklarını söyledi.
Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu Mahallesi, yakın zamana kadar ünlü denizkızı efsanesiyle anılıyordu. Ancak Taşucu sahilinin hemen yamacındaki arazide verilen mermer işletme ruhsatı yörenin ünlü denizkızının ününe gölge düşürdü. 2003 yılından bu yana işletilen mermer ocağı, Türkiye’nin en büyük ‘bej’ ocağı olarak anılıyor. Ancak mermer çıkartılan alanın rengi bir süredir bej değil, yeşile bürünmüş durumda. Bunun nedeni ise mermer şirketinin Taşucu limanından rahatlıkla görülebilen alanı yeşile boyaması.
‘Akdeniz’in Eşsiz Coğrafyası Taş Ocaklarına mı Terk Edildi?’
Alanın tahrip edilerek yeşile boyanmasına tepki gösteren Taşucu Denizkızı sayfası sorumlusu Musa Türkmen, mermer ocaklarının tahrip edilen alanları faaliyet sona erdikten sonra geri kazandırmakla yükümlü olduklarına dikkati çekerek, “Yörede varlık gösteren taş ocakları ilgili yasa hükümlerince bir zorunluluk olarak doğaya yeniden kazandırılmasında ilginç bir yöntem uygulayarak, doğal alandaki faaliyetleri neticesinde oluşturdukları bozulmaları yeşile boyayarak giderme yolunu seçmişlerdir. Toroslar sahipsiz mi? Akdeniz’in bu eşsiz coğrafyası taş ocaklarına mı terk edildi?” diye konuştu.
Telafisi İmkansız Bozulmaların En İyi Örneklerinden Biri
Taşeli’ndeki mermer ocağında göstermelik bir alanın yeşillendirildiğini, geri kalanında ise adeta halkın zekasıyla alay edilircesine çirkin görüntünün yeşile boyanarak kapatılmaya çalışıldığını öne süren Türkmen, “ortaya çıkan bu sonuç mermer ve taş ocaklarının doğal alanlara vermiş olduğu telafisi mümkün olmayan bozulmalara en iyi örneklerden biridir” dedi.
Firma Yetkilisi: ‘Alanı Eski Haline Getireceğiz’
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Teknomar firması yetkilisi, Taşucu’ndaki mermer ocağının çevre duyarlılığı konusunda Türkiye’nin en modern işletmelerinden biri olduğu görüşünü savunarak, “ işletme olarak yöre halkının geleceğini düşünerek ağaçlandırma yaptık. 20 bin civarında ağaç diktik. İleride yöre halkına katkısı olması amacıyla fıstık çamları diktik. Her yıl resmi kurumlarla birlikte yörede ağaç bayramları yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Buna Göz Boyama Olarak Bakmamak Gerek’
Mermer ocağının sahilden görünen kısmında ‘ayna’ olarak tabir edilen bölümlerin yeşile boyanmasının ne anlama geldiği yönündeki sorumuza da yanıt veren şirket yetkilisi, “bu alanda mermer üretimi faliyeti devam edecek. Buna boya olarak, göz boyama olarak bakmamak gerek. Çalışmalar sırasında biraz görsel çirkinlik yaratılıyor ancak işlemler bitince bu çirkinlik de sona erecek. Alanı eski haline getireceğiz” diye konuştu.
‘Ödediğimiz Orman Bedelleri Yüksek’
2013 rakamlarına göre Türkiye’nin 2 milyar dolarlık mermer ihracatı bulunduğunun altını çizen mermer şirketi yetkilisi, orman bedelleri, ruhsat işlemleri ve bürokrasi konusunda sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, “Ankara’nın merkezinde bir arazi kiralasak daha ucuza mal olur. Çünkü ödediğimiz orman bedelleri oldukça yüksek. Rehabilitasyon konusunda da her bölgenin ayrı bir özelliği var. Buna göre bir düzenleme yapılmalı. Her yer orman yapılacak diye bir şey söz konusu değil” görüşünü dile getirdi.
Haber: Yusuf Yavuz / 21 Şubat 2015