Benzersiz doğa değerlerine sahip İğneada’nın başı termik ve nükleer santral projeleriyle dertte.
Kırklareli’ye bağlı Demirciköy ilçesinde yer alan İğneada, Avrupa’nın en önemli longoz (subasar) ormanlarına sahip. Yüzde 89’u ormanlarla kaplı belde aynı zamanda dünyadaki önemli kuş göç yollarından birinin üzerinde bulunuyor. Batı Karadeniz’de kesintisiz 35 kilometre kumsalı bulunan tek yer olan İğneada florası, faunası, endemik türleri ve gölleriyle son derece zengin bir coğrafya. Tüm bu güzelliklere karşın bir doğa harikasının başı yeni “yatırımlarla” dertte. Bunların en önemlisi de termik santral.
Doğal zenginliği tehdit eden termik santral projesiyle ilgili tartışmalar iki yıl önce başladı. Şu sıralar santralın yeri de belirlendi. Bahar aylarında bir gelincik tarlasına dönüşen, kumsalı bile gelinciklerle kaplanan Beğendik köyü santralın yapılmak istendiği yer olarak seçildi. Santral için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan da lisans alındı. Ancak ÇED süreci devam eden santral için henüz kazma vurulmadı.
Bölge sakinlerinin ve çevrecilerin mücadele ettiği tek çevre sorunu termik santral değil. Türkiye’nin üçüncü nükleer santralının kurulmak istendiği yer de İğneada. Nükleer santral projesinin geçmişi de 20 yıl öncesine dayanıyor. Ancak şu anda resmi herhangi bir adım atılmadı.
Yaklaşık beş, altı yıl önce yaşanan kuraklık ve özellikle İstanbul’daki barajların doluluk oranının düşmesi nedeniyle İğneada’dan İstanbul’a su taşıma projesi gündeme geldi. Istranca Dağları’nda bulunan longoz ormanlarının suları İstanbul’a nakledilmek istendi. Çevreyi tehdit eden bu proje de şu anda İSKİ’nin raflarında bekliyor.
İğneada’da bir de yol genişletme çalışması yapılıyor. Ekolojik yaşam savunucuları mevcut tek şeritli yolun çift şeritli hale getirilmesinin çevreyi olumsuz etkileneceğini düşünüyor.
İğneada’da yaşanan bu sorunlarla mücadele etmek için bir platform kuruldu. Emre Sağışman, İğneada Platformu’ndan. Bazen Avrupa’dan kuşçuların tek bir kuşu görebilmek için İğneada’ya gelerek günlerce beklediğini, bölgenin çok özel bir coğrafya olduğunu, ancak yeterince korunmadığını anlatan Sağışman şunları söyledi: “İğneada gibi bir yer Avrupa’da olsa el üstünde tutulurdu. Ama Türkiye’de böyle eşsiz bir yeri korumak adına hiçbir şey yapılmıyor. İğneada’yı yok etmek için uğraşıyorlar. Termik santral yapılırsa buraya kimse gelmez…”
Tahir Işık da İğneada’nın eski belediye başkanı. İğneada’nın adının artık longozla değil, termik ve nükleer santralla anılmaya başladığını anlatan Işık, yılın sekiz on ayı sular altında kalan doğa harikası longozun öneminin ve değerinin yeterince anlatılamadığından dert yandı. İğneada’nın ancak turizmle gelişeceğini ve longozların da bu vesileyle korunacağını belirten Işık, termik santralın yapılması durumunda İğneada’nın önemini yitireceğini savundu l
Haber: Serkan Ocak
Atlas Temmuz 2014 / Sayı 256