Gökçeada / Çanakkale
Genellikle yaz aylarında deniz tatili için tercih edilen Gökçeada, bahar aylarında doğa ve kültür etkinliklerinin de yapılabileceği bir yer aslında. Çanakkale’ye bağlı Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası. Bol su kaynaklarına sahip olması, ilkbaharda derelerin coşması, göletlerin etrafının çiçeklerle kaplanması adayı bahar aylarında ziyaret etmek için en önemli nedenler. Dünyanın en sulak birkaç adasından biri olan Gökçeada’da beş adet sulama göledi bulunuyor.
Adanın ismi önce rüzgâr sonra da denizle özdeşleşmiş. Yaz aylarında kuzey Ege’nin en güzel sahilleri çeker insanı adaya. İlkbaharda ise Zeytinli, Bademli, Tepeköy ve Dereköy gibi eski yerleşimler başka bir güzelliğe bürünür. Dibek kahvesi, sakızlı muhallebi, efibadem kurabiyesi, zeytinyağı, jeolojik oluşumlar, dereler, şelaleler, organik tarım, anıt ağaçlar ve höyükler ilkbahar ziyaretlerinin ana nedenleridir. Gökçeada 2001 yılında Cittaslow (Yavaş Şehir) unvanı ile de taçlandı. Yerel değerlerine sahip çıkan, çevreye duyarlı, yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip, gürültü ve teknolojik kirliliğin olmadığı yerleşimlere verilen bu unvanı Gökçeada da fazlasıyla hak ediyor.
Arkeolojik olarak da çok zengin Gökçeada. Merkezdeki 5 bin yıllık Yeni Bademli Höyüğü ile Uğurlu köyündeki 8 bin 500 yıllık höyükte yapılan çalışmalar bittiğinde adanın tarihi hakkında yeni bilgiler elde edilecek. Bu ikisinin dışında Gökçeada’da henüz el değmemiş altı höyük daha var. Bu höyükler adanın tarihinin ne kadar eskiye gittiğinin de göstergesi. Roma mezarları, Dereköy halkının ifadesiyle Şeytan Kalesi ve Kaleköy’deki kale adanın diğer arkeolojik zenginlikleri.
Gökçeada’daki Rum köylerinin hepsinde birer anıt çınar ağacı bulunuyor. Tepeköy’deki 625 yıllık çınar bunların en eskisi. Çınar köyün içinde değil, eski karakolun bulunduğu yerde. Yunanistan’a bağlı Semadirek Adası buradan, özellikle akşam saatlerinde muhteşem görünüyor. Bahar aylarında Gökçeada’nın farklı rotalarında yapılacak yürüyüşler, bir adada bu kadar çok doğa değerinin nasıl bir arada bulunduğunu gösterip sizi şaşırtacak.
Fotoğraf: Yıldırım Güngör