Kaunos / Köyceğiz - Muğla
Köyceğiz Gölü’nü denize bağlayan Dalyan Çayı’nın üzerinde, kurulduğu dönemlerde dünyanın “dört başı mamur” kentlerinden biri olarak tanımlanan Kaunos antik kenti uzanıyor. Söylencede deniyor ki: “Miletos’un ikizlerinden biri olan Kaunos kendi adını taşyan kentini Karia–Lykia sınırında kurmuştur.”
Antik kaynaklarda adı “İÖ 4. yüzyılda bir Karia kenti” olarak geçen Kaunos’ta arkeolojik kazılar 1966 yılında Baki Öğün’ün başkanlığında başladı. Her kazı döneminden sonra, arkeologlara, “Kaunos, bize sonsuzca büyüklükte bir kent olduğunu duyumsatıyor” dedirtecek denli geniş bir kent çıktı ortaya. Tiyatro, hamamlar, gümrük binaları, depoları ve bunlarla birlikte açığa çıkan yazıtların bulunduğu iki katlı ve 94 metre uzunluğundaki stoası, kentin Roma devrinde yoğun bir yerleşim merkezi olduğunu gösteriyor.
Arkeologlardan önce defineciler bulduğu için buradaki kaya mezarlarının bir kısmı tahrip oldu. Ancak koruma altına alınabilen kesitleri yine de görülmeye değer. Hem bilim çevrelerince, hem de halk arasında bunlara “Kral Mezarları” denmesinin nedeni de bugün bile görkemli görünümleridir.
Kaunos, ilk olarak agorasıyla çekiyor insanı çünkü bugün yeni kurulanları da dahil Türkiye’nin kentlerinin pek çoğunda deprem gibi bir felaket anında bile insanların toplanabileceği bir meydan yok. Agoranın hangi yoğunlukta bir insan kitlesinin sirkülasyonuna uğradığını anlayabilmek için bir de Dalyan’daki antik tiyatroya bakmak gerekiyor.
Kaunos antik kenti günümüzde denizden bir kilometre kadar içeridedir. Buraya daha çok deniz araçlarıyla ulaşılabiliyor. Karia’nın antik limanının olduğu bölgenin aşağısından başlayarak Köyceğiz’in deniz kıyısı olan pek çok bölgesi birer doğal plajdır diyebiliriz.
Fotoğraf: Cüneyt Oğuztüzün