Anasayfa Atlas Rotaları Mercanda yaşam: Maldivler

Mercanda yaşam: Maldivler

Meltem

Hint Okyanusu’nda milyonlarca yılda oluşmuş mercan adalarına dağılmış, dünyanın en düz ülkelerinden biri Maldivler. En yüksek noktası üç metreyi bile bulmuyor. Isınan dünya ve yükselen su seviyelerinin en sıcak gündem maddesi olduğu bu turkuvaz dünyanın bir panoramasını sunuyoruz.

Yazı: Serkan SEYMEN / Fotoğraflar: Şahan NUHOĞLU

Teknenin yanaştığı iskele, bir meydanın kıyısında. Yüksek bir binanın meydana bakan yüzünü tamamen kaplayan ışıklı ekranda, varış çizgisinde ipi göğüsleyen bir atletin görüntüsü var. İngilizce “tebrikler” yazıyor. Atletin ismi Hassan Saaid. Fotoğraf 2019’un Aralık ayında Güney Asya Oyunları’nda çekilmiş. Maldivli sporcu 100 metreyi 10.49’luk dereceyle birinci bitirerek altın madalyayı kazandı. Bu, Güney Asya Oyunları’nın 35 yıllık tarihinde Maldivler’in kazandığı ilk altın madalya.

Maldivler, Hint Okyanusu’nda 26 adet atolün çevresinde oluşmuş 1190 mercan adasından meydana geliyor.

Saaid’in dev fotoğrafının yer aldığı meydanın bulunduğu yer, bulmacalarda sık sık yer alan bir soruyla söylersek, “soldan sağa dört harfli, Maldivler’in başkenti”. Doğru cevap; Male.

“Maleey” diye telaffuz edilen bu kent, aslında tempolu bir yürüyüşle iki saate kalmadan çevresini dolaşabileceğiniz küçücük bir ada. Alan az, sokaklar dar ve neredeyse her yer bitişik nizamda inşa edilmiş binalarla kaplı. Burada en bol olan iki şey, insan ve motosiklet. Buna otomobilleri ve dikkat çekici fazlalıktaki kamyonetleri de ekleyince ortaya karınca yuvasını andıran bir hareketlilik çıkıyor. Yaygın bir espriye göre Male, dünyanın en küçük başkenti. Yüzölçümü yaklaşık 2 kilometrekare ve 120 bin kadar insan yaşıyor. Ülkenin toplam nüfusu ise 370 bin civarında.

Kuramathi Adası’ndaki ekoloji merkezinde 11 metre boyundaki ispermeçet balinasının iskeleti sergileniyor.

Maldivler’in tamamının 90 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olduğunu duyunca aslında çok da küçük bir ülke olmadığını sanabilir insan. Mesela mukayese edersek Portekiz’in yüzölçümü 92 bin kilometrekare. Ancak işin ince bir ayrıntısı var; bu yüzölçümünden denizi çıkardığınızda geriye kara 300 kilometrekarelik kara parçası kalıyor. Yani ülkenin neredeyse yüzde 99’u deniz. Ülkeyi oluşturan adaların toplam sayısıysa 1190 ve bunların sadece 200 kadarında insan yaşıyor. 100’e yakın adaysa turistik amaçlı kullanılıyor ve uluslararası turizm şirketleri tarafından işletiliyor.

Maldivler’in dünyayla bağlantısını sağlayan İbrahim Nasır Havaalanı da başkent Male’nin hemen dibindeki bir başka ada üzerinde kurulu. 1968’de monarşiye son verildikten sonra seçimle başa geçen ilk devlet başkanının adını taşıyan ve tek pisti olduğu için inişte uzun süre sıra beklenen havaalanından ülkeye giriş yapan turistlerin çok azı Male’yi ziyaret ediyor. Ziyaretçilerin tamamına yakını tekneler, ya da deniz uçaklarıyla tatillerini geçirecekleri adaya transfer ediliyor. Çünkü sırtında çantasıyla gezgin misali plansız programsız dünyayı dolaşanların Maldivler’e yolunun düşme ihtimali sıfıra yakın. Burası daha çok, tüm planını önceden yapmış, neredeyse saat saat ayarlanmış bir tatilin peşinde olanların yeri.

Uzak adalara ulaşım, başkent Male’den deniz uçaklarıyla sağlanıyor.

Türkiye’deki gazeteler 13 Haziran 1969 günü Anadolu Ajansı kaynaklı ve Male mahreçli bir habere yer vermişler. Buna göre Maldivler hükümeti ülkeyi dünyaya tanıtmak ve turist çekebilmek için ilginç bir fikir geliştirmiş: Turistler için gösteri mahiyetinde hükümet darbesi tertiplemek. Başlık şu şekilde: “Maldiv Adaları’nda turistler için ihtilal yapılıyor.” Devamında şöyle diyor ajans haberi: “Maldiv hükümeti heyecan arayan turistler için sözde hükümet darbesi düzenlemeyi kararlaştırmıştır.” Hükümet, dünyanın önde gelen seyahat acentalarına yüz kişiyi aşan kafileler için bu organizasyonları yapabileceklerini, hatta belli bir miktarda kan dökülmesini de kabul edebileceklerini bildirmiş. Turistik darbe yapılmış mıdır? Arşivlerde bu konuda bir bilgi yok maalesef. Ama Maldivler’in yakın dönem siyasi tarihinde Male zaman zaman bu tarz çalkantılara sahne olsa da, bu çalkantılar turistlerin ilgi alanlarının çok dışında kaldı. 17 Şubat 2012’de rejim karşıtlarıyla rejim yanlıları küçücük adanın üzerinde birbirine girip de gaz bombalarından göz gözü görmezken, o gün başkentin burnunun dibindeki havaalanına inen turistlerin bu çatışmalardan haberleri bile olmamıştı.

Ülke içi ulaşımda elbette tekneler de önemli bir seçenek.

Aslında turistlere hak verilebilir bir noktada. İnsanı “yeryüzü cenneti” gibi en klişe turistik tabiri kullanmaya mecbur bırakacak güzellikteki bu ülkeye gelenler Male’de zaman geçirmeyip diğer adalara yöneliyor haklı olarak. Bu arada Male’de kadınların bikini, erkeklerin slip mayo giymemeleri, sokakta birbirlerine samimi sarılmamaları gibi yasaklar bulunduğunu hatırlatalım. Ancak tüm bunlar bir yana Male çok ilginç bir yer. En başta hiç durmayan o hareketlilik. Hint Okyanusu’nun bereketli sularında avlanmış yan yana dizili teknelerden indirilen balıkların satıldığı balık pazarı… Ne kadar uğraşsanız da kaybolamayacağınız ve başlangıç noktasına döneceğiniz daracık sokaklar… Ayrıca ülke tarihine vakıf olabileceğiniz bir Ulusal Müze ve geleneksel çayhaneler de cabası. Ulusal Müze’de bir zamanlar burada hâkimiyet kuran Portekizlilere karşı kullanılan ilk tüfeği, sultanların monarşi döneminden kalma özel eşyalarını ve arkeolojik buluntuları görebiliyorsunuz.

Maldiv insanı cana yakın. Üstelik herhangi birine “merhaba” dediğinizde güler yüzlü bir “marhabaa”yla karşılık alabiliyorsunuz. Ve yol kenarlarına park etmiş pahalı spor otomobillere rastlayınca, bu motosiklet cangılının ortasında kimin bu araçlara bu kadar para ödediği ve bu hengâmenin ortasında, bu küçücük adanın üzerinde o otomobille gezmenin manası üzerine kafa yoruyor insan.

Maldivler halkının neredeyse tamamına yakını Müslüman. Daha 1100’lü yıllarda buraya gelen Arap tüccarlardan etkilenerek Müslümanlığı tercih etmişler. Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkede, İngiliz medeni hukuku ve şeriat hukukunun karışımı karma bir yasal sistem uygulanıyor. Din hayatın içinde önemli yer tutuyor. Male’nin en dikkat çekici binalarından biri, altından kubbesiyle 1984’te inşa edilen İslam Merkezi. Burada 5 bin kişilik bir cami, bir kütüphane ve çeşitli toplantılar için kullanılan salonlar mevcut. Kadınlar büyük oranda tesettüre uygun giyiniyorlar, ancak günlük hayatın dışında değiller, tamamen içindeler ve başörtüsü kamu görevlileri için bile bir zorunluluk değil. Bu nedenle saçları açık, dudaklarına ruj sürmüş kadın polislere rastlamanız olası. 

Ve şimdi başka adaları da keşfetmeye gelebilir sıra. 1965’te, o zamanların Türkiye’sinde büyük bir yankı yarattığı dünya seyahatine çıkan Sadun Boro’nun Hint Okyanusu’nu aşarken yolu Maldivler’den de geçmişti. Bu seyahati anlattığı “Pupa Yelken” adlı meşhur kitabında Boro şöyle yazar: “Hindistan’ın güneybatı sahillerinden 200 mil açıkta, irili ufaklı atol takımadaları, 800 mil kadar güney-kuzey yönünde uzanır. 8’inci enlemin kuzeyinde bulunanlar Laccadive, güneyindekilere de Maldive Takımadaları denir.”

Male’deki Cuma Camii’nin silindir şeklindeki minaresi 17’nci yüzyılda mercan taşlarından yapılmış.

Boro seyahatnamesinde mercan adaları hakkında bilgi de verir: “Kıyılarını, (Barrier-reef), mercan resifleri bir halka gibi çevirir. Bu kayalar bazen sahile çok yakın, bazı yerlerde 2-3 mil açıktan bir tabii mendirek gibi adanın etrafını dolanır. Sahil ile bunların arasında kalıp lagün denen su, bir göl gibi sakindir. Mercan resifleri, muhtelif yerlerde bazen sığ, bazen derin geçitler verir.”

Devamında “bazen de” der Boro, “içinde ada olmadan, mercan resifleri, ortadaki lagünün (gölün) etrafını bir ince şerit halinde çevirirler. Bu kayalar bazen su seviyesinde, bazen biraz daha yüksek, en fazla bir iki metre irtifada olur. Mercan kayalarını, birbiri üzerinde yaşayan ve “polyp” denen tek hücreli küçük yaratıklar meydana getirir. Zamanla su üstündeki mercanlar ölüp kum gibi olur ve bunun üzerinde ancak hindistancevizi ağacı yetişir. Bu kum şeridinin genişliği birkaç yüz metre olabilir. Bir-iki mil boyunda ufak atoller olduğu gibi, içindeki lagünün boyu 25-30 mili bulan büyükleri de mevcuttur.”

Mirihi Adası’nda hizmet sektöründe çalışanlar için futbol, boş zamanlarda yapılacak başlıca etkinlik.

Maldivler, Hint Okyanusu’nda 26 adet atolün çevresinde oluşmuş 1190 mercan adasından meydana geliyor. Bu atollerin merkez noktasında ise Male yer alıyor. Sadun Boro teknesiyle buralardan geçtiğinde Maldivliler bu cennette hayatta kalmak için güçlüklerle mücadele ediyorlardı ve ülkelerini turizme açmayı gündemlerine almışlardı. Balık ve diğer deniz ürünleri boldu. Bir de hindistancevizi. Ama bunların dışında kalan her şeyi dışarıdan satın almaları gerekiyordu. Boro’nun da kitabında belirttiği gibi, dışarıdan gelen için etkileyici bir güzelliğe sahip bu adalarda yaşayanlar için hayat epey güçlükler barındırıyordu. İçme suyu için yağmur sularını depolamak zorundaydılar. Başka tatlı su kaynakları yoktu çünkü.

Havaalanından 10 dakikalık bir tekne yolculuğuyla ulaşılan Krumba, Maldivler’de 49 yıl önce “turizme açılan ilk ada” unvanını taşıyor. Havaalanına yakınlığı 24 saat boyunca dünyanın dört bir tarafından ne kadar çok uçağın iniş ve kalkış yaptığı görmenizi sağlıyor. Başkente mal taşıyan yük gemileri de fondan hiç eksik olmuyor. Krumba’nın Male’ye bu kadar yakın oluşu, uzun bir uçuş sonrası en kısa sürede odanıza yerleşmeniz açısından diğer adalarda pek rastlanmayan bir avantaj.

Maldiv Adaları’nın sahil kesiminde küçük köpek balıklarına rastlanıyor, ama bu saldırgan olmayan bir tür; ülkenin turizm tarihinde köpekbalığı saldırısına uğramış bir turist vakası hiç yok.

Kurumba’nın manası “hindistancevizi”. Ada, adından da anlaşılacağı gibi hindistancevizi ağaçlarıyla kaplı. Bir zamanlar içme suyunun bile bulunmadığı bir yerde şimdi iki açık yüzme havuzu var. “Bembeyaz kumsallara sahip bu adaya gelip de havuza giren mi var?” diyebilirsiniz. Ama turistler havuzu tercih edebiliyorlar. Daha adaya adım atar atmaz, yarı şaka yarı ciddi “köpekbalıklarından değil, hindistancevizlerinden korkun” dense de buraya kadar gelip de köpekbalığı korkusunu yenemediği için denize girmeyen çok insan var. “Köpekbalığından kim korkmaz?” diye de sorabilirsiniz, ancak dünyanın bu bölgesindeki köpekbalıkları genellikle küçük ve saldırgan değiller. Hatta onlar insanlardan daha çok korkuyor. Nitekim Maldivler turizm tarihinde köpekbalığı saldırısına uğramış bir turist vakasına henüz rastlanmış değil. Sürekli kontrol edilse de başınıza düşen bir hindistancevizi nedeniyle yaralanmanız daha olası. 

GÜNDEM: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Kimilerine göre 50 ila 100 yıl arasında bir süre içinde yeryüzünde Maldivler diye bir ülke kalmayacak. Yaşadığı adada suların gözle görülür bir şekilde yükseldiğinden yakınanlar olsa da Maldivler’deki herkes bu görüşte değil. Ülkenin sulara gömüleceğine inanmayan pek çok kişiyle karşılaşmanız mümkün. Sonuçta Maldivler’i meydana getirenler, mercan adaları. Yani aslında bastığınız yer, bildiğiniz toprak değil.

Milyonlarca yılda oluşan ve oluşmaya da devam eden canlı bir organizmanın, mercanların ve ufalanan deniz kabuklarının parçaları. İnsanın inanmakta güçlük çektiği bir renge sahip beyaz kumsalların sırrı burada yatıyor. Ve kimileri, adaların oluşumu devam ettiği için hiçbir zaman sular altında kalmayacağına inanıyor.

Maldivler’in yöneticileriyse o kadar rahat değil. Yönetimde bulunduğu dönemde birtakım hukuksuz kararlara imza attığı gerekçesiyle şu an sürgünde bulunan bir önceki başkan Mohamed Nasheed, 2009 yılında küresel ısınmanın etkilerine dikkat çekebilmek için kabine toplantılarından birini tüm bakanlara dalgıç kıyafeti giydirerek sualtında yapmış ve dünya gündeminde büyük yer edinmişti. Nasheed aynı zamanda dönemin ABD başkanı Barack Obama’dan da yardım talep etmişti. Bütün bu gelişmeler üzerine Avustralya hükümeti, geleceğin muhtemelen ilk iklim mültecileri konumuna düşecekleri söylenen Maldivler halkına şimdiden sığınma hakkı tanıdığını açıklamıştı.

Yaklaşık 120 bin kişinin yaşadığı Male, dünyanın en yoğun nüfuslu başkentlerinden.

Geçen Aralık ayında da bu kez Dışişleri bakanı Abdulla Shahid, uluslararası ajanslara yaptığı açıklamada küresel iklim değişikliğinin ilk kurbanları olacakları konusundaki endişelerini dile getirdi ve uluslararası kamuoyunu yardıma çağırdı. Shahid’in verdiği bilgilere göre, acil tedbirler alınması için şu ana dek 10 milyar dolar harcayan Maldivler’in, tehlikede olan adaların etrafına koruma duvarları inşa etmek için 14 milyar dolara daha ihtiyacı var.

ÜNLÜLERİN TERCİHİ: KURAMATHI

Kuramathi’nin havaalanına uzaklığı 56 kilometre ve bu adaya ulaşmak için iki seçenek var. Ya 25 dakikalık bir deniz uçağı yolculuğu yapacak, ya da hızlı tekneyle denizde 1,5 saati bulan bir yolculuğu göze alacaksınız. Kuramathi’nin bir turizm adası olarak işletmeye açılması -Kurumba kadar eski olmasa da- 1975 yılına dek uzanıyor. Deniz uçaklarının ve hızlı teknelerin henüz pek gündemde olmadığı o dönemde geleneksel teknelerle buraya ulaşmak 12 saati buluyormuş. Yakın zamanlara dek Kuramathi, Hollywood, ya da gösteri dünyasının ve futbolcular başta olmak üzere tanınmış sporcuların tercih ettiği bir adaymış. Eskisi kadar olmasa bile burada bir dünya yıldızıyla karşılaşma ihtimaliniz halen mevcut. Mesela 80’li yıllarda “Kara Şimşek” dizisiyle Türkiye’de de hayli tanınmış olan David Hasselhoff bu adaya düşkün olanların başında geliyormuş. Genç kuşağa pek bir şey ifade etmeyebilir. Ancak uzun yıllardır burada tatil geçirmeyi gelenek haline getirmiş 80 kuşağına mensup orta yaş üstü turistler düşünülünce, Hasselhoff’un varlığı bir anlam kazanıyor. 

Kuramathi, yaklaşık iki kilometre uzunluğunda ince uzun bir ada. Okyanusun ortasında, baştan sona ince hesaplarla tasarlanmış bir tatil köyü. Yıllardır bu adada çalışanlar son yıllarda müşteri beklentileri ve davranışlarında en büyük değişikliğin internet olduğunu vurguluyorlar. Cep telefonunuzun kamerasını rastgele çevirip ekrana dokunsanız bile inanılmaz bir görüntü yakaladığınız için artık herkes adanın bir ucundan öbür ucuna Instagram karesi peşinde dolaşıyormuş.

Bütün adalarda olduğu gibi burada da en önemli sorun tatlı su bulmak. Bunun için ada üzerinde okyanus suyunu arıtarak tatlı suya çeviren bir tesis de mevcut. İnanılması güç belki, ama her gün milyonlarca litre su kullanılıyor. Sadece turistik adaların değil, tüm Maldivler’in en önemli meselesi ise çöp. Çareyi, bazı adaları çöplere ayırarak bulmuşlar. Tüm ülkenin çöpü bu adalarda yakılarak imha ediliyor.

MIRIHI: GERÇEK BİR MERCAN ADASI

Robert Michael Ballantyne “Mercan Adası”nı yazdığında yıl 1857’ydi. Denizciliğin maceracılıkla eşanlamlı olduğu, okyanuslarda yelkenlilerin hüküm sürdüğü zamanlarda geçen romanda, kahramanımız Ralph’in en büyük hayali üzerinde rengârenk kuşların uçtuğu, türlü balıkların sularında dolaştığı, hindistancevizi ve binbir türlü tropik meyvenin yetiştiği bir mercan adası görmektir. Sonunda muradına erer ve ıssız bir mercan adasında mahsur kalır. Mirihi’nin etkisi de tam olarak bu.

Akşam ışıklarının güzelleştirdiği Mirihi, okyanusun ortasında küçük ve yalnız bir mercan adası.

Havaalanına uzaklığı 86 kilometre. Yaklaşık 40 dakikalık deniz uçağı yolculuğunun ardından, okyanusun ortasında bulunan, ülkenin en küçük adalardan birine varmış oluyorsunuz. Diğer adalardan farklı olarak Mirihi her türlü konforu size “çaktırmadan” veriyor.

Maldivli müzisyenler günbatımına hazırlanıyor.

Bir ucundan bir ucuna varmanın 10 dakikayı geçmeyeceği bu ıssız adaya adım atıldığında yapılan ilk şey ayakkabılardan kurtulmak. Dönüş yoluna koyulana dek bir daha giymek aklınıza gelmiyor. Mirihi alışılageldik Maldiv tatillerinin dışında tuhaf bir deneyim. 360 derecelik açıda ufuk çizgisini görmek afallatıcı. Bir de gökyüzünün üzerinizde kelimenin gerçek manasında bir kubbe gibi durması. Denizde çığlık atarak zıplayan yunuslar, ya da bu bölgede sıkça görülen balina-köpekbalıkları. Okyanusun içinde kendisiyle göz göze gelmenin insanda kalıcı bir duygu yarattığı söyleniyor. Başınıza gelirse korkmanıza gerek yok, çünkü etobur değiller. Ve aklınızı bir soru kurcalıyor: Burası bir tatil yeri değil de ıssız bir ada olsaydı gerçekten uzun yıllar boyunca kalmayı tercih eder miydim?

. Mirihi Adası’nın mercan kumsalı önünde palmiyelere gerili hamak, klasik bir Maldivler manzarası.

 

MALDİVLER REHBERİ!

Maldivler’e giderken yanınıza neler almalısınız ve neler almamalısınız? Maldivler’e nasıl gidilir? Maldivlere ne zaman gidilir? Maldivler’de konaklama nasıl olmalı? İşte tüm soruları cevabı…

Yanınıza Almanız Gerekenler

Maldivler’in ortalama 30 derece sıcaklığa sahip olduğunu unutmayın. Bu yüzden bol tişört, şort ve terliğe ihtiyacınız olacak. Güneş gözlüğü, bol koruma faktörlü güneş yağı bu seyahatin olmazsa olmazları. Mercan kayalıklarının sert ve keskin olduğunu da unutmayın, bu yüzden bir deniz ayakkabısı çok işinize yarayabilir. Gitmeden önce eğer yoksa bir sualtı kamerası da edinin, ya da ödünç alın. Emin olun çok işinize yarayacak. Palet, şnorkel kaldığınız her otelde size ücretsiz temin edilse de “kendiminkinden başkasını kullanmam” titizliğiniz varsa bavulunuza eklemeyi unutmayın.

Yanınıza Almamanız Gerekenler

En başta alkollü içecekler. Ülkeye girişte, çıkarken iade edilmek üzere el konulacaktır çünkü. Bunun dışında ülkeye domuz ürünleri, evcil hayvan, pornografik yayın, İslam dışındaki her tür dini inanca ait sembol sokmak da yasak.

Maldivler’e Ne Zaman Gidilir?

Mayıs-kasım arası görece ucuz sezon. Çünkü yağmurlara denk gelme ihtimaliniz yüksek. Ancak odanızdan burnunuzu bile çıkaramayacağınız bir yağmur değil söz konusu olan. Sıcak havada tropikal bir yağmurun da tadı başka olabilir bazen. Tamamen kuru bir mevsim diyorsanız aralık ile nisan ayları arasını tercih etmelisiniz, ki bu da fiyatların yükselmesi demek.

Tam Pansiyon Tercih Edin

Yarım pansiyon ile tam pansiyon arasındaki fiyat farkları aklınızı çelmesin. Çünkü otel dışından bir şeyler atıştırarak günü kurtarmanın mümkün olmadığı bir yerdesiniz. Ekonomik davranma peşindeyken daha kabarık bir fatura ödeyebilirsiniz. Sadece suya vereceğiniz para bile çok büyük bir meblağ tutabilir.

Asla Tişörtsüz Dolaşmayın

Denize girerken bile tişörtünüzün üzerinizde kalmasında fayda var. Özellikle açık tenliyseniz inanılmaz güneş yanıklarıyla tatilinizi zehir edersiniz.

Yanınızda Mercan ya da Deniz Kabuğu Getirmeyin

Ülkeden hatıra olarak mercan parçası, deniz kabuğu çıkarmaya kalkmak ciddi para cezaları ödemenize sebep olabilir. Çok istiyorsanız otellerde, ya da Male’de hediyelik eşya dükkânlarında aradığınızı bulabilirsiniz. Satış sırasında size verecekleri belge, havaalanında sorun yaşamanızı engelleyecektir.

Adı hindistancevizi anlamına gelen Kurumba, Maldivler’de turizme ilk açılan ada. Yerel bir müzik grubu vurmalı çalgılarla ziyaretçilere geleneksel ezgileri sunuyor adada.

 

Atlas Şubat 2020

Benzer Yazılarımız

2 yorumlar

Alex 12 Nisan 2020 - 06:19

Bol gunesli, yan gelip yatmal? deniz tatili hic bana gore degil asl?nda ama, k?s?n soguk gunlerinde hele hele biraz yorgun veya s?k?nt?l? iseniz, turkuaz denizi, bembeyaz kumu ve sakin yasant?s? ile Maldivler cok iyi bir secenek olabiliyor. Yak?n degil, cogunlukla Dubai veya Doha uzerinden gidiliyor, iki gun yolda geciyor ama orada gecirdiginiz gunler tum yorgunlugu al?p goturuyor.

Cevap
Amil 27 Eylül 2021 - 15:05

Sayın Alex deniz yapısı , sualtı ile ilgili bilgi verebilirseniz sevinirim

Cevap

Alex için bir yanıt yazın Yanıtı İptal Et