Anasayfa KeşfetDoğa Coğrafya İstanbul’un Biyoçeşitliliği: Doğal Sesler

İstanbul’un Biyoçeşitliliği: Doğal Sesler

Birçoğumuz bilmiyor ama İstanbul, küresel ölçekte değere sahip 11 önemli doğa alanı barındırıyor. Boğaziçi, Belgrad Ormanı, Terkos Havzası ve diğerleri çok sayıda nadir bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Doğanın, metropol kargaşası içinde pek duyulmayan sesleri aslında ilin en güzel şarkısı.

Yazı: Yücel Sönmez / Fotoğraflar: Ali İhsan Gökçen

İstanbul’un kültürel çeşitliliğinin üzerinde çok durur ama doğasının çeşitliliğini genellikle gözden kaçırırız. Oysa bu kadim şehir sadece insanlar için iki kıta arasında geçiş işlevi görmüyor, bu durum diğer canlılar için de geçerli. Kuşlar göç ederken İstanbul’un üzerinden geçiyor, burada konup dinleniyor ve kimisi de burayı mesken tutuyor. Boğaz, yine deniz canlıları için iki deniz arasında ulaşımı sağlıyor. Akdeniz ve Avrupa Sibirya iklim kuşakları İstanbul’da kesişiyor. Yani kısaca binlerce yıldır tüm canlılar tıpkı insanlar gibi İstanbul’u geçiş noktası olarak kullanıyor, burada konaklıyor, yaşıyor ve birbirine karışıyor…

Doğanın 11 “Semti”

İstanbul’da küresel ölçekte öneme sahip 11 önemli doğa alanı (ÖDA) bulunuyor. Bunlar: Terkos Havzası, Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Batı İstanbul Meraları, Ağaçlı Kumulları, Boğaziçi, Kilyos Kumulları, İstanbul Adaları, Ömerli Havzası, Pendik Vadisi, Şile Kıyıları.

İstanbul’un biyolojik çeşitliliğinin önemli bir bölümünü barındıran bu alanlar birçok eşsiz canlıya ev sahipliği yapıyor. İstanbul çiğdemi, İstanbul binbirdelikotu, İstanbul nazendesi, İstanbul keteni gibi 40 endemik tür bu alanlarda yaşıyor. Bu türlerden Kayışdağı soğanı, Pendik sarıotu, Çatalca peygamberçiçeği, Kilyos moru gibi 29’u da yalnızca bulunduğu tek bir noktada yetişiyor. İstanbul ÖDA’ları küresel ölçekte nesli tehlike altındaki üç kuş türü tarafından düzenli olarak kullanılıyor. Ayrıca İstanbul’daki ÖDA’lar, nesli tehlike altındaki beş memeli türü için de yaşamsal önemde. Üçüncü köprü, üçüncü havalimanı ve Kanal İstanbul projelerinin tamamının gerçekleşmesi halinde bu alanlardan yedisi, orta vadede yaban hayatı ve bitki varlığının büyük kısmını geri dönülemeyecek şekilde kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Fotoğraf: İstanbul’un beyaz kanatları martılar, Sarıyer’in Büyükdere semtinde de manzaranın ayrılmaz parçası ve Boğaz’ın değişmez korosu.

Yazının devamı Atlas İstanbul’un 2014 sayısında okuyabilirsiniz.

Benzer Yazılarımız

Yorum Yap