Kayseri’de yer alan ve toplam 442 kaya oyması yapı barındıran Koramaz Vadisi, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edildi. Vadinin kaya yerleşimi ve yeraltı şehirlerini araştıran mağaracılardan Ali Yamaç, önceki sayılarda Atlas’a konu olan vadiyi anlatıyor…
Yazı: Ali YAMAÇ
OBRUK Mağara Araştırma Grubu olarak 2014 yılında “Kayseri Yeraltı Yapıları Envanteri Projesi” için çalışmaya başladık. Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve ÇEKÜL Vakfı ile birlikte, üçlü bir protokole bağlı olarak yürütülen proje, Kayseri’de bulunan tüm yeraltı yapılarını araştırmayı, ölçüp haritalamayı, fotoğraflayarak belgelemeyi içeriyordu. Her ne kadar projeye başlamadan önce ve çalışmalarımız sırasında yaptığımız araştırmalar antik Kapadokya’nın başkenti olan Kayseri’nin bugüne dek araştırılmamış sayısız kaya yerleşimi ve yeraltı şehrini barındırma olasılığını ortaya koysa da hiç kimse bu denli büyük ve uzun soluklu bir projeye adım atıldığını düşünmüyordu.
Beş yıldır sürmekte olan projenin en önemli kısmı ise şüphesiz Koramaz Vadisi’ydi. Kayseri il merkezinin 30 kilometre doğusunda bulunan bu vadide toplam yedi farklı yerleşim mevcuttur. Bunlar doğudan batıya doğru Büyük Bürüngüz, Üskübü, Küçük Bürüngüz, Ağırnas, Dimitre, Vekse ve Ispıdın’dır. Büyük Bürüngüz’den Ispıdın’ın iki buçuk kilometre batısındaki Kayır Han Mevkii’ne dek toplam 16 kilometre uzunluğa sahip Koramaz Vadisi sadece Kayseri’nin değil, tüm Kapadokya’nın en uzun vadileri arasındadır. Hem doğal güzelliği, hem de kültürel ve tarihsel zenginliğiyle Türkiye’nin en özel vadilerinden biridir.
Kapadokya’nın tümü gibi Kayseri’de de volkanik kayaçlar yüzyıllar, hatta binyıllar boyunca bu bölgede yaşayan halklar tarafından kazılarak yapılar oluşturuldu. Yörede yaşayanlar kayalara oydukları bu yapıları mezar, mesken, depo ve besi yeri olarak kullandı ve hatta bugün bile kullanıyor. Koramaz Vadisi’nin farklı noktalarında tespit edilen kaya yerleşimleri de Roma İmparatorluğu döneminden bu yana kesintisiz kullanılmış olmalıdır. Yerleşimlerdeki meskenlerin arasında yer alan kaya oyma kiliseleri referans alarak bu yapıların tümünün ilk inşa tarihini, kiliseler gibi 10 ila 11. yüzyıl aralığına tarihlemenin hatalı olacağını düşünüyoruz. Bu kaya yerleşimlerinin Hıristiyanlıktan çok önce mesken olarak kullanılmaya başlamış olması da olasıdır. Ne yazık ki bugün için elimizde bu tahminleri destekleyecek herhangi bir arkeolojik veri mevcut değil.
BÜRÜNGÜZ YERALTI ŞEHRİ DE KORAMAZ VADİSİ’NDE
Koramaz Vadisi’nde bugüne dek toplam 442 kaya oyması yapı, tarafımızdan araştırılıp haritalandı. Bu yapılar arasında hiçbiri daha önce incelenmemiş 46 kaya oyması kilise ve 6 yeraltı şehri de mevcut. Bu yeraltı şehirlerinin en büyüğü olan Bürüngüz Yeraltı Şehri ise 1273 metre uzunluğuyla Türkiye’de şimdiye dek tespit edilen en uzun yeraltı şehri ve Atlas’ın Ocak 2020 sayısında tarafımızdan yayımlandı.
Ölçülen ve haritalanan diğer kaya oyması yapıların büyük bir kısmının mesken, güvercinlik veya besi yeri olmasına karşın, en az 11 yapının Roma kaya mezarı, 16 yapının ise antik çağda Columbarium olarak kazıldığı düşünülüyor. Özetlersek; Koramaz Vadisi’nde bulunan, kayalara oyulmuş tüm bu yapıların geçmişi en az 2 bin yıla, olasılıkla daha da eskiye dayanıyor diyebiliriz.
Bu zenginliğinden ötürü Koramaz Vadisi 14 Nisan 2020 günü UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edildi. Bu kararın çıkmasında Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin desteği kadar ÇEKÜL Vakfı Koordinatörü Prof. Osman Özsoy’un olağanüstü gayretleri de etken oldu. OBRUK Mağara Araştırma Grubu olarak ümidimiz ve dileğimiz, UNESCO’nun bu kararı ile bağlantılı olarak Koramaz Vadisi’nde bulunan ve tarihi bin yıllarla ölçülen tüm bu yapıların acilen koruma altına alınması ve restore edilmesi.